25 Eylül 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Cevher İLHAN

Demokratikleşmeye evet, tefrikaya hayır… (2)


A+ | A-

Bin yıldır beraber yaşayan ve “İslâmî bir milliyet teşkil eden” başta Türkler ve Kürtler olmak üzere birlik ve bütünlük içinde yaşayan Osmanlı bakiyesi Müslüman unsurların milliyetlerinin ruhu, Bediüzzaman’a göre,“milyonlarla şühedânın (şehidlerin) pahasına kanlarını verdiği ruhu İslâmiyet, aklı iman ve Kur’ân’dır.

Bediüzzaman, öncelikle bu milliyetin “korunması”nın gereğini belirtir. “Irkçı” ve “ayrılıkçı” temâyüllere karşı, Kürtlere hitaben yazdığı makalelerde, “İttifakta kuvvet var, ittihada hayat, kardeşlikte saadet ve selâmet vardır” diye ikaz eder. “İttihadın ipini (zincirini) ve muhabbetin şeridini iyi tutun ki, sizi belâdan halâs etsin” diye tembihler… (Eski Said Dönemi Eserleri, 185-186)

“Cehâlet, zarûret (fakirlik), keşmekeş ve dahilî ihtilâf” olarak teşhis ettiği üç düşmana karşı, “mârifet (eğitim), san’at (sanayi) ve ittifak silâhıyla cihad”ı öğütler. Bu birlik ve bütünlüğün, “din, nâmus ve gayret lisânıyla muhâfazası”nı istediği “üç kıymettar cevher”in en birincisini “ittihad-ı millî”, ikincisini “sa’yi insanî (insanî hizmet ve emek)” ve “üçüncüsünü de muhabbet-i millî” olarak sıralar. (Asâr-ı Bediiye, 452-453)

Bediüzzaman’ın bir asır önce devrin gazetelerinde ve çeşitli zeminlerde ifade ettiği, “kardeşlik ekseni” üzerine belirlediği “medrestü’z zehra” modelinde formülleştirdiği bu temel tezlere ülkenin bugün de büyük bir ihtiyacı vardır.

Günümüzdeki “açılım”ın ya da “millî birlik projesi”nin bu “ittihad-ı millî ve muhabbet-i millî”ye dayanması gerekmektedir..

KÜRTLERİN “KENDİLERİNİ

GÖSTERME”SİNİN YOLU…

Çözüm, Bediüzzaman’ın daha bir asır önce sakıncalarını bildirdiği “adem-i merkeziyet” ve “eyâlet” türü ithal sapmalarda değil, Kürtlerin altıyüz seneden beri tevhid bayrağını umum âleme karşı yücelten şanlı Türklerin akıl ve mârefetinden istifade etmesi tavsiyesindedir. “Hodserâne (dikbaşlılık)” yapmadan, başı buyruk gitmeden, başka unsurlara ders-i ibret olmaktır.

“Kürtlerin kendilerini göstermesi”nin yolu, Bediüzzaman’ın tesbitiyle maddî ve mânevî kalkınmanın esası olan “serbest-i inkişaf” içinde demokrasi ve özgürlüklerin gelişmesiyle “maarif” dediği “eğitim”le olacaktır.

Mânevî ilimlere ilâveten, “ulum-u diniye (din ilimleri) ile birlikte fünûn-u lâzıme-i medeniyeti (medeniyet için gerekli fenleri, ilimleri), maarif-i cedideyi (yeni ilim ve fenleri) bölgede okutmak; okutacak çağdaş eğitim kurumlarını kurmaktır.

Çâre, Bediüzzaman’ın “Vicdanın ziyâsı (ışığı), ülûm-u diniyedir, aklın nuru fünûn-u medeniyedir; ikisinin imtizacıyla hakikat tecelli eder, iftirak ettikleri (birbirinden ayrıldıkları) vakit birincisinde taassup, ikincisinde hile ve şüphe tevellüd eder (doğar)” diye târif ettiği eğitim sistemindedir.

Bu sosyolojik gerçek içindir ki özellikle Şarktaki eğitinin dinden tecrid olmasının sakıncalarını nazara verir.

“Asya’yı hakikî terakki ettirecek, fen ve felsefenin tesiratından ziyâde, hissî dinî olduğunu” beyân eder. Bu “fıtrî kanunu” nazara almayan yöneticilerin, Cumhuriyet döneminde “Batılılaşmak” bahanesiyle “an’ane-i İslâmiyeyi bırakması ve lâdinî (dinden dışı) bir esas yapmasının millet, vatan selâmetini tehdit edecek büyük bir tehlike olduğunu bildirir. Müsbet ilimlerin yanısıra dinî ilimlerin okutulmasının, milletin birliği, ülkenin bütünlüğü için gerekli olduğunu her dönemin idârecilerine her fırsatta izâh eder. (Emirdağ Lâhikası, 439)

Sırf felsefe ve maddî bilimlerin okutulduğu, din dersleri ve İslâmî ilimlerin olmadığı “dinden tecrid eğitim”in, Müslüman milletleri karıştıracak, İslâm’ın mânevî kardeşliğini tanımayan, ırkdaşlarından başkasını düşünmeyen “ırkçılık aksülamelliği”yle bir nesil yetiştireceğini ve bunun vatan ve millet ve topyekûn bölge barışı ve İslâm âlemi için büyük bir tehlike teşkil ettiğini uyarır.

KÜRTLER “AYRILIK”TAN

SAKINMALI…

Aksi halde, meselenin “meşrutiyet” olarak ortaya çıkan demokratik cumhuriyet, hak ve hürriyetler talebini aşıp, “ittihad” ve “eğitim” ekseninden kaydırılarak dün “muhtariyet” denilen bugün “özerklik”ten “eyâlet”e, “otonom bölge”ye ve “federasyon”a varan ayrılıkçı tefrika projelerinin en büyük zararı yine Kürdlere olacaktır.. (a.g.e., 107-109)

Bölge halkını “mandacılık” ve “ecnebî himâyeciliği” altına sokar. Dün İngilizlerin, bugün Amerikan ve İsrail’in uydusu haline getirir. Zira “menfî zaaf”la “hâriç cereyanın kuvvetine “bir âlet-i laya’kıl” (akılsız-şuursuz bir âlet) olacağını uyarır. Bunun “müteharrik-i bizzat” değil, ecnebilerin uzaktan üflediği “müteharrik-i bi’l vâsıta (başkasının tahrik edip yönlendirdiği) politikalarla, “bütün harekâtı, bizzat hâriç hesabına geçer. İrâdesi hükümsüz kalır. “İyi niyeti” de işe yaramaz. Vatanı ve milleti dehşetli bâdirelere sürükler. (Sünûhat, 64-65)

“Kavmiyetçiliği” kışkırtan, ırkçılığı yeniden dirilten “etnisiteyi siyasallaştırma”nın, siyasî ayrılığın demokrasi ve özgürlükleri getirmeyeceği; “demokratik talepler”le bir alâkasının olmadığı bir asırlık tecrübe ile ortada…

En evvel Kürtlerin bundan sakınması gerekir…

25.09.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (24.09.2009) - Demokratikleşmeye evet, tefrikaya hayır… (1)

  (21.09.2009) - “Büyük Bayram”ın müjdesi (2)

  (20.09.2009) - “Büyük Bayram”ın müjdesi (1)

  (18.09.2009) - “Açılım”ı kapanmanın eşiğine getiren…

  (16.09.2009) - “Ramazan şenlikleri” ve felâketler…

  (15.09.2009) - “Leyle-i Kadrin hakikati”ndeki duâ ve dâvâ…

  (13.09.2009) - “Eyâlet fikri”, federasyon fitnesine dönüşür…

  (11.09.2009) - “Muhtariyet (eyâlet sistemi), tavâif-i mülûk mukaddimesi…”

  (09.09.2009) - Bediüzzaman’dan içtimaî tesbitler - 2

  (08.09.2009) - Bediüzzaman’dan içtimaî tesbitler-1

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.