25 Eylül 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Ali FERŞADOĞLU

Kriz, deprem benzeri musîbetlerin müsebbibi kim?


A+ | A-

Ekonomik kriz, 12 Eylül darbe-i münafıkanesi, 1982 Anayasası, başörtülüler, dolayısıyla dindarlara üniversite ve lise kapılarının kapatılması, 12 yaşın altındakilerin Kur’ân kurslarına gidememesi birer musîbet ve felâkettirler. Dindarların hubb-u cah (makam, mevki) ve tamah (açgözlülük yüzünden) dünyevîleşmesi ise, en büyük musîbetlerdendir. Zira, “Küfür ve dalâlet (sapıtmışlık) dışında her hale ve Müslüman olduğumuz için Elhamdülillah” denmiştir. İlaahir…

Acaba bu musîbetlere neden maruz kalıyoruz? Bir sefer, mütedeyyin grup ve çevreler, “Devlete sahip çıkacağız!” diye, yanılgıya düşerek müstebit rejime, cebbar sisteme ve diktatör yöneticilere kucak açıyor, onları alkışlıyor. Hak ve hürriyetleri ayaklar altına alan, ülkeyi soyup soğana çeviren, onlarca yıl geri kalmasına sebep olan darbe ve darbecileri, elleri patlayıncaya kadar alkışlıyor! Bu da musîbetleri çekiyor!

Diğer taraftan kahrolası medya manipülasyonları ile, dindar insanlar bile, “ABD, Saddam’a haddini bildirdi!” diyerek, Bush ve ekibinin, Irak’lı bebeklerin, masum çoluk-çocuğun başına bomba yağdırmasına, namuslarının paymal edilmesine, yüz binlerce insanın vahşice öldürülmesine, işkenceye maruz bırakılmasına seyirci kaldı, hatta destekledi! İşte, bu dünyayı sarsan bir ekonomik kriz olarak bize döndü!

Bediüzzaman’a göre, genel musîbet, genelin hatasından kaynaklanır: Umumî musîbet ekseriyetin hatasından ileri gelmesi cihetiyle, ekser nasın, o zalim eşhasın harekâtına fiilen veya iltizamen veya iltihaken taraftar olmasıyla manen iştirak eder, musîbet-i ammeye (genel felâkete) sebebiyet verir. (Sözler, Yeni Asya Neşriyat, s. 158.)

Hukukun hâkim olmadığı, güç, baskı ve diktatörlükle yönetilen ülkelerde, başta inanç ve düşünce olmak üzere, giyim-kuşam, hâl, hareket ve tavırlara kadar her şeye “devlet ve devletlüler” karar verir. Burada keyfilik hakimdir. O takdirde de ferdin, hürriyeti yoktur ve birkaç mesele dışında sınırlıdır. Bu durumda devlet emreder; onun kulları vatandaşlar harfiyyen uymak zorunda kalır!

Bu tutum; devleti, bütün toplum görevlerini, ekonomik ve kültürel hayatın tek düzenleyicisi olarak gören anlayıştır. Ki, devlet, hukukun, kültürün ve geleneklerin kaynağıdır. 20. yüzyılın başlarından beri hâkim olan devletçilik zihniyeti, devletçiliğin katı temsilcisi Sovyetler Birliğinin yıkılmasından sonra itibardan düşmüştür. 1

Bu tanımlar Türkiye’ye işaret etmiyor mu? Ki, Rusya’da, Avrupa’da, başörtülüler baş tacı ediliyor, üniversitelerde okuyabiliyor, devlet başkanları veya başbakanları onları alkışlıyor; Türkiye’de horluyor! Bunun sebebi nedir sizce? Türkiye’nin Deccalizmin merkez üssü olmasından, safderun vatandaşların da müstebitleri alkışlamasından değil mi?

Milletin sosyal ve siyasî taleplerini dikkate almayan devlet, demokratik gelenekleri yerleşmiş olan ülkelerdeki kadar milletle barışık olmadığı için, (kamu alanı) ciddî bir mücâdele halindedir.2 O halde de, “devlet millet için değil, millet devlet için” vardır. Jakoben laik cumhuriyetçilerin de, “siyasal İslâmcıların” da devlet anlayışı, zıt kutuplarda olmakla beraber, aynı muhtevâdadır.

Şu ayırımı yapmamız gerekir: Devlet başka, dikta rejim, sistem başkadır. Müstebit rejimi kabul etmemek, diktatörlerin keyfi muamelelerine itiraz etmek ayrı şeydir; müsbet hareket etmek ayrı; devlete isyan bütün bütün ayrıdır.

Bediüzzaman ve Nur Talebeleri baskıcı rejimi, diktatörlüğü, keyfiliği, hukuksuzluğu asla kabul etmez ve asla onlara boyun eğmezler. Ve her hal ü kârda, her vasatta muhalefetlerini ortaya koyarlar. Ve asla onlarla barışık değillerdir. Ancak bunu, şiddet ve menfi değil; müsbet hareketle ortaya koyarlar. Bediüzzaman’ın müthiş ve muhteşem stratejisini izliyoruz:

Bu rejimi reddetmek ne vazifemizdir, ne de kuvvetimiz var. Ve ne de düşünüyoruz ve ne de Risâle-i Nur izin veriyor. Fakat biz kabul etmiyoruz, amel etmiyoruz, istemiyoruz. Red başka, kabul etmemek başkadır, amel etmemek daha başkadır… Risâle-i Nur’un şakirtlerinden en müthiş bir muhalif, rejim müessesesini tel’in de etse (lânetlese), bilfiil idareye ilişmese (fiilen harekete geçmese, şiddete başvurmasa), onun mefkûresine kanunen ilişilmez. Fikir ve vicdan hürriyeti onları tebrie eder (temize çıkarır). 3

Ayrıca Bediüzzaman, şimdi demokrasi havarisi kesilenlere, ta o zamandan müthiş darbeler indirir. Dil yasakçılarını yamyamlıkla, vahşilikle suçlar: Kürtlerin milliyetini kaldırıp onların dilini onlara unutturduktan sonra, belki, bizim gibi ayrı unsurdan sayılanlara teklifiniz, bir nev'î usul-ü vahşiyâne olur. Yoksa sırf keyfîdir. Eşhâsın keyfine tebaiyet edilmez ve etmeyiz! 4

Dipnotlar:

1- Prof. Dr. Süleyman Hayri Bolay, Felsefi Doktrinler ve Terimler Sözlüğü, Ankara, 1997, s. 98-99.; 2- Prof. Dr. Süleyman Hayri Bolay-Prof. Dr. Mustafa İsen, vd., Türk Eğitim Sistemi/Alternatif Perspektif, TDV, Ank., 1996, s. 5.; 3- Kastamonu Lâhikası, s. 206.; 4- Mektubat, s. 417.

25.09.2009

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (24.09.2009) - Nişanlılık bozulunca…

  (23.09.2009) - Nişanlılıkta dinî nikâhtan sakının!

  (22.09.2009) - Ya yük hamalı, ya nur hamalı...

  (21.09.2009) - Ramazan ve kitap bayramı!

  (20.09.2009) - Oruç bize dedi ki, öğretti ki...

  (19.09.2009) - Ekonominin itici gücü: Zekât

  (16.09.2009) - Bir sosyal köprü: Zekât

  (15.09.2009) - Rabbini bulan Altan’a gecikmiş bir sitem…

  (11.09.2009) - Ramazan orucu, yeme-içme bağımlılığını yok eder

  (10.09.2009) - Ruh sağlığı, rahmet ve şifa kaynağı: Kur’ân

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.