Ali FERŞADOĞLU |
|
Ramazan ve kitap bayramı! |
Bu mübarek bayram günü, “En büyük problemimiz nedir sizce?” diye sorup ağzınızın tadını kaçırmak istemem. Ama, bayram demek, düşünmek demek, tezekkür demektir. En büyük siyasi problemimiz, içtimai problemimiz, ahlaki problemiz, imani problemimiz sizce de iki kelime ile özetlenemez mi? Okumamak ve cehalet. Kitaplı bir milletiz, kitapsız kaldık! Eğitim sendikalarının araştırmalarının sonucu çarpıcı: En Türkiye’de ihtiyaç maddeleri sıralamasında “kitap” 235. sırada. “Türkiye’de kitaba yılda harcanan para 45 sent. Günde ortalama beş saat televizyon seyreden Türkler, kitap okumaya yılda altı saat vakit ayırıyormuş! Bir Japon bir yılda ortalama 25 kitap, bir İsviçreli 10 kitap, Fransız 7 kitap okurken; Türkler 10 yılda bir kitap okuyormuş! Türkiye’de (Nüfus 70 milyon) okuma alışkanlığına sahip ancak 70 bin kişi varmış! İlk ayet, ilk emir, ilk ibadet, ilk ahlaki davranış, ilk inanmamız istenen şey “Oku!” değil mi? Okumak imanla ilgilidir! İlk inen 3. ayette “Oku!” emri tekrarlanır. ? İlk inen 4. ayette yazmanın önemi vurgulanır. İlk inen beşinci ayette, bilmenin ehemmiyeti nazara verilir. ? Bir riaveyete göre ilk inen 2. sure, “Kalem!” suresidir ve onun üzerine yemin edilir. ? Okuma, tefekkür, ilim, hikmet, gözlem, kitap, kitabet vs. üzerine 780’i aşkın ayet mevcut! Bu durum karşısında, yukarıdaki tesbitler korkunç değil mi? Eğer hakkıyla kitaplara iman etseydik, Kur’ân’ın bu emir ve tavsiyelerini dinlerdik! Evimizin vitrinlerini enva-ı çeşit kap-kaçak ile dolduruyoruz… Bir raflık kitaplığımız var mı? Ve biribirimizi ziyaretimizde şeker, baklava-börek hediye ediyoruz! Kitap hediye eden var mı? Zinhar, öyle biri çıkarsa onu ayıplarız! Çeyiz sandıklarını leba leb eşya dolduruyoruz! Acaba bir kitap, bir tefsir takımı koyan var mı? 60 bin kahvehane dolu! Kütüphanelerimiz, kıraathanelerimiz ne durumda? Çocuk, anne-babasının elinde kitap değil, televizyon kumandası görüyor! Öğretmen okumazsa, üniversite talebesi okumazsa, okumuş insan okumazsa halk nasıl okusun, niye okusun? Kitaplara hakkıyla imanımız mı yok! Okumamanın sebeplerine gelince… Belli ki, tenbelliğimizden başka, müstebit rejimin okuyanın canına okumasıdır! Evvela, milletin bin yıldan beri kullandığı yazı yasaklandı. Millet bir gecede sıfır okuma-yazma noktasına düşürüldü! Saniyen, eskimez eski eserleri okumak da yasaklandı. Bir araya gelip kitap okuyanlar karakollara götürülüp dayak atıldı, nezarethanelere atılıp işkence edildi, hapislere atıp ömürleri çürütüldü! Bu ülke insanına “hangi kelimeleri kullanacağı, hangi inancın, milliyetçi anlayışın taşıyacağı, ne giyeceği, ne giymeyeceği, hangi kitapları okunacağı ve okumayacağı kitaplar dayatıldı!” yıllarca... Ve çocuklarımıza “Ne mutlu Türküm diyene!” yeminleri yaptırıldı her sabah! Ve ona tek bir insan örnek gösterildi! Onun da elinde kitap değil, kadeh var! Okuyan, okutan, kütüphaneler açan, ilmi buluşlar, keşifler yapan, medreseler açan, yaptırdığı Sahn-i Seman üniversitesi’ne asistan olmak için imtihana giren Fatih Sultan Mehmed gibi ecdad örnek gösterileceğine, kötülendi! Ve Anayasa yasaklarla dolu! Ve biz hâlâ oyunda, oynaştayız. Ve iktidar, milletin gönlünü, zihnini, yüreğini değil, midesini doldurmakla meşgul! Kiraz, karpuz, muz, armut, dut festivali… Tüm festivaller yeme-içme, eğlenme üzerine… Ramazan bayramınızla birlikte; kitap, okuma festivallerinin yapılacağı bayramlarınız kutlu olsun, mutlu olsun! 21.09.2009 E-Posta: [email protected] [email protected] |