Ali FERŞADOĞLU |
|
Nişanlıların birbirini tanıma prensipleri |
Adamın birisi, zenginliği ile övünüyordu: “Şurada bir villam var, filân şehirde bir çiftliğim var, falan yerde de bir apartmanım!” Ona: “Öbür taraftaki köşk ve çiftliklerden haber ver!” denildiğinde suspus olur. *** Kendimizi tanıtırken kimi zaman güzelliğimiz, yakışıklılığımız, kimi zaman malımız, mülkümüz, arabamız, kimi zaman zenginliğimizle övünürüz. Oysa, buna hiç hakkımız yoktur. Çünkü, ne bunlar, ne bunları elde ettiğimiz akıl, zekâ ve gücümüz bizim eserimiz değildir. İnsan kendisinin yapmadığı bir şeyle nasıl övünür? Öyle ise bütün övgü onları bize ihsan edene olmalı değil mi? Özellikle şu vecizeyi her zaman görebileceğimiz bir köşeye çerçeveletip asmalıyız: “Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde fâni dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme!” (Mesnevi-î Nûriye, s. 122) Nişanlılar birbirini tanımak için nasıl bir metot takip etmeli? Kız-erkek, nişanlı, sözlüler; yakın akrabaları ve arkadaşları olmadan, erkek veya bayanın yalnız başına, kapalı yerlerde bir arada bulunmaları oldukça riskli! Erkek-kadın münâsebetleri meşrû sınırlar içinde olmazsa, vahim sonuçlar doğurduğunu, problemler yumağına sebebiyet verdiğini hemen her gün kitle iletişim vasıtaları ilân ediyor. İşte bu ve benzeri muhtemel tehlikeleri nazara alan İslâmiyet, yalnız başına birlikteliği izin vermemiş. Şu hâlde, nişanlı, sözlü veya bayan-erkek arkadaşlığı, “zarûret” sınırları içinde ve “meşrû” çerçevede olmalıdır. Tanıma ve tanıtma aşamalarında dikkat etmemiz gereken prensipler nelerdir? l Hayatınızı başkalarınki ile karşılaştırmayın. l Kendinizi abartmayın, her şeyi olduğu gibi tavsif edin; sınırlarınızı bilin. l Sakın kendinizi gerçek dışı vasıflarla tanıtmayın. l Maske takmayın! Olduğunuz gibi görünün, göründüğünüz gibi olun. l Muhatabınızı ihmâl edip, kendinizi çok ciddiye almayın. Bilâkis onu ciddiye alın. l Kıymetli zamanınızı ve enerjinizi gevezelikle, dedikoduyla boşa harcamayın. l Hayâl kurun, ama, hayâlperest olmayın. Nişanlınıza hayâllerinizden bahsedin, ama, arzu ve hayâllerinizi fikir diye sunmayın. l Aşırı, yersiz ve dayanaksız kıskançlıklara girmeyin. l Hatasız, kusursuz eş aramayın. Çünkü, siz de öyle değilsiniz. l Nişanlınıza geçmişteki hatalarını hatırlatmayın, hatta unutun. l Muhatabınızı problemlerin tek kaynağı olarak görmeyin, sizin de payınız var. l Bu dünyaya ilim ve duâ vasıtasıyla gelişmeye, olgunlaşmaya geldiğinizi; dolayısıyla hayatın bir okul olduğunu biribirinize hatırlatın. l Problemsiz, sıkıntısız bir aile yuvası kuracağınızı düşünmeyin. l Kahkahalarla gülmeyin, ama, devamlı gülümseyin, mütebessim olun. l Her konuda aynı şeyleri düşünmek zorunda değilsiniz. Her tartışmayı kazanmak durumunda da değilsiniz. Aynı fikirde olmamak için anlaşabilirsiniz. l Her şeyin en güzelini, en iyisini arayın. Ama, iyi ile ve güzelle yetinin. l Nişanlınızı ara sıra, ailenizi sık arayın. l Unutmayın ki, hiç kimse mutluluk veya mutsuzluğunuzdan sorumlu değildir. l Eşsiz eş arayan eşsiz kalır. l Araştırarak, prensiplere uyarak bulduğunuz eşin, dünyada bir eşi yok, buna inanın. 03.09.2009 E-Posta: [email protected] [email protected] |