Ali FERŞADOĞLU |
|
Nişan, nihaî karar değildir! |
Birbirini görüp, tanıdıktan ve sağduyularıyla “Evlenebilirim!” kararını verdikten sonra, sıra nişanda. Nişan, sünnet ile de sabit. Bütün hayatı, iffet ve ahlâkın zirvelerinde olan yüce Nebî’nin (asm) Hz. Aişe vâlidemizle üç yıl nişanlı kaldığını1 temel kaynaklar naklediyor. Nişan, aynı zamanda yerleşmiş örfî ve güzel bir uygulama. Hukûkî bir bağlayıcılığı olmamakla birlikte, ahlâkî ve dinî bir noktada kabul görmüş bir müessesedir. Nişanlılık, “Kesin evleneceğiz!” demek değil. Nişanlılık, gençlerin ve ailelerin birbirini daha iyi tanıma devresidir. Yani, “Evlenip evlenmeyeceğimize sonra karar vereceğiz!” demektir. Nişan, adaylara, birbirini, ailelerini ve çevrelerini daha iyi tanıma fırsatı verir. Ne kısa, ne uzun tutulmalıdır. Önemli olan, adayların hiçbir şüphe ve vesveselere meydan vermeyecek şekilde birbirini tanımaları ve hür irade ile karar verebilmeleridir. Evlenecek adayların birbirini ve aile çevrelerini tanımaları son derece önemlidir. Zira evlilik, basit bir alışveriş veya kısa bir birliktelik değildir. Hem dünya, hem de sonsuz hayatın huzur ve mutluluğuyla veya şekavet ve mutsuzluğuyla ilgilidir. Kılı kırk yararcasına bir tanıma devresi olmalıdır nişanlılık. Nişanlılıkta adaylar birbirini yakînen görür. Duyguları, düşünceleri, hayat felsefeleri, meselelere bakış açıları, hedefleri hakkında yeteri kadar bilgi sahibi olabilirler. Aileler de, birbirini tanır ve kaynaşıp kaynaşmayacaklarını test ederler. Burada en önemli husus, tarafların açıklık, şeffaflık prensibini işletmeleridir. Herkes düşüncelerini, eksiklerini, zaaflarını rahatlıkla ortaya koymalı. Tâ ki, aldatılmışlık ve aldanılmışlık duygusu ortaya çıkmasın. Zirâ, bunun nasıl sonuçlar doğuracağını kestirmek zor. Evlendikten sonra, nasıl olsa her şey ortaya çıkacaktır. Evet nişanlandık, ama, bu nihâî bir karar değil, bu bir tanıma ve karar verme sürecidir. Nişanlılık devresinde, adayların, âilelerin birbirini daha iyi tanımalarına iyi bir fırsattır. Nikâh kıyarak, bu fırsatı büyük mahzurlar getiren bir duruma düşürmemek gerekir. Zirâ, adaylardan birisi herhangi bir sebepten dolayı evlenmek istemeyebilir, kanı ısınmayabilir veya karşı tarafın aile hayatını, eğitim ve terbiye metodunu uygun bulmayabilir. Nişanlılık merasimi için ve bu sürede birbirine çok ağır şartlar ve hediyeler vermekten de sakının. “Mutlu Çağın” en mutlu, en bahtiyar aile reisi ve muallimi, rehberi Peygamberimiz (asm), “En hayırlı evlilik, en kolay olanıdır” buyurdu. Öyle ise, nişanlılık çok daha kolay olmalı. Unutmayın, nişanlılık nihaî bir karar değil ve bozulma riski de taşır. Dolayısıyla, ağır şartlar ve hediyeleşmeler, ağır sonuçlar doğurabilir.
Dipnot:
1- Ebû Dâvud, Nikâh: 31. 30.08.2009 E-Posta: [email protected] [email protected] |