Yasemin GÜLEÇYÜZ |
|
Dillerin en etkilisi: Hâl dili |
Lisanı hal ve lisanı kal… Hangisi daha etkilidir sizce? “Âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz Kişinin görünür rütbe-i aklı eserinde” diyen Ziya Paşa bu çok bilindik dizesiyle kişi ne kadar etkili söz söylese de, yaptığı işe bakmanın her zaman isabetli olacağını anlatır. Kişinin iç dünyasını okumak için söyledikleri ve yaptıklarını mukayese etmek yeterli olacaktır. Kendimizi kontrol etmek için de uygulayacağımız en sağlam farkındalık kriteridir bu: Ne söylüyorum? Söylediklerimin ne kadarını uygulayabiliyorum? Nefsimizle yapacağımız sıkça bu tür muhasebeler eksiklerimizi, hatalarımızı bize fark ettirecek, daha kaliteli bir insan, daha mükemmel bir kul, anne, baba, eş… olmamızı sağlayacaktır. Tarihçe-i Hayat’tan şu satırlar, modern hayatın türlü keşmekeşi içinde savrulup giden günümüz Müslümanlarına hâl ve kal lisanının birbiriyle uyumlu olması gerektiğini bakın ne güzel ifade ediyor: “Kur’ân’a yönel ve onu anlamaya, okumaya ve onu anlatacak, onun bu zamanda bir mu'cize-i mânevîsi olan Nur Risâlelerini mütalâa etmeye çalış. Lisanın Kur’ân’ın âyetlerini âleme duyururken, hâl ve etvâr ve ahlâkın da onun mânâsını neşretsin. Lisanı hâlin ile de Kur’ân’ı oku. O zaman sen, dünyanın efendisi, âlemin reisi ve insaniyetin vasıtai saadeti olursun!” Hâl ve kal dilimizi aynı hakikatte birleştirmek, çelişkiler içinde bocalayan iç dünyamızı selâmete erdireceğinden kendimize yapacağımız en büyük iyilik! Güvenilir insan arayan çevremize, dostlarımıza yapacağımız en büyük yardımlardan birisi de bu! Özü ve sözü birbirini tutan insanlara her asırda ihtiyaç duyulmuş. (Diyojen’e gün ortasında kandille “Adam arıyorum adaml!” dedirten sır da bu olsa gerek!) Hele de günümüzde insanlığın mutluluğuna anahtar olacak kadar önemli bir haslet bu! Evet hâl dili, dillerin en etkilisi.
Batı dünyasında başörtüsünün hukuk mücadelesi!
MÜSLÜMAN kadınların, tesettür kıyafetiyle Batı ülkelerinde sosyal hayat içinde yer almaları, eğitim ya da çalışma alanlarında bulunmaları zaman zaman mahkemelik olmalarına yol açıyor! Bunlardan sonuncusu Avustralya’da ünlü bir giyim firmasıyla ilgili! Firmaya iş başvurusunda bulunan başörtülü bir Müslüman kadın, örtüsü yüzünden işe alınmadığını öğrendiğinde mahkemeye başvuruyor ve dâvâyı kazanıyor! (24 Eylül 2009, Hürriyet gazetesi) Sanırız bu tür haberlere önümüzdeki günlerde çok daha sık olarak rastlayacağız. Zira Batı dünyasında özellikle de kadınlar arasında İslâm dini hızla yayılıyor. Ve Kur’ân’ın tesettür emri samimiyetle benimseniyor!
Dünya Sabır Günü!
27 EYLÜL tarihinin yani bugünün sekiz yıldan beri Dünya Sabır Günü olarak Şanlıurfa’da kutlanmakta olduğunu okuduğumda şaşırdım ve sevindim. Bu yılki kutlamalarda, şehirde kabri, makamı bulunan ve Bediüzzaman Hazretlerinin “Sabır Kahramanı” olarak nitelendirdiği Hz. Eyyüb de (as) anılacak, programlar düzenlenecek imiş. Haberi okuyunca, gülümseyerek, İstanbul’dan karınca kararınca bugünün kutlama programına iştirak etmeye karar verdim. Benim programımda da İnşallah Bediüzzaman Hazretlerinin sabır konusunu farklı noktalardan ele aldığı ve Hz. Eyyüb’den (as) bahsettiği İkinci Lem’a’yı şöyle demlenerek bir okumak var! Latife bu ya “Allah’ım sabır ver, ama lütfen çabuk ol!” diye duâ eden sabırsızlık asrı insanının Hz. Eyyüb’ün (as) kıssasından alacağı ne çok dersler var! 27.09.2009 E-Posta: [email protected] |