Yeni Asya Gazetesi Gerçekten Haber verir!

28 Eylül 2009

Anasayfa| Güncelr| Dünya| Ekonomi| Spor| Görüş| Lahika| Röportaj| Yazarlar | Ramazan | Gün Gün Tarih

Süleyman KÖSMENE

Cehennem mi, yokluk mu? - 1


Vahdettin Bey: “Yokluk ile Cehennem arasında nasıl bir muvazene vardır? Kur’ân’da kâfirlerin Cehennem’den kaçarak yok olmak isteyecekleri yazıyor. Oysa Üstad Hazretleri, ‘Cehennem de olsa bekâ isterim’ diyerek, hayatın ve bekânın yokluktan daha tercihe şâyân olduğunu söylüyor. Öyleyse, kâfirler neden Cehennem’den kaçarak yok olmak istiyorlar?”

Cehennem, tevbe kapısıyla Allah’a sığınmayanların uğrayacakları azap yurdu. Yokluk ise, hakîkati olmadığından, Kur’ân’da bulunmayan hayalî bir kavram. Varlığın hayâlî zıttı.

Kur’ân’da Cehennem vardır; ama yokluk yoktur. Oysa ateizm denilen ve bir zamanlar nesilleri büyülü kucağında mahvetme eğilimine giren felsefî cereyan “yokluk inancı” temeline dayanmaktaydı. Ölüm bir yokluktu onlara göre. Öldükten sonra hayat yoktu; hiçbir şey yoktu! Her şey bu gördüğümüz dünyadan ibâretti! Bu yokluk inancı bütün sorumlulukları yerle bir ettiğinden, genç nesillere bir süre câzip geldi ve getirdiği ahlâksızlıklarla dünya toplumlarına bir süre çektirdiler. Fakat bir dine bağlı olmanın ve sorumluluk duygusuyla yaşamanın, dinsiz ve inançsız yaşamaya oranla çok daha üstün olduğu fikrinde birleşen insanlık çabuk uyandı ve bu yok oluşçuluğun daha fazla barınmasına ve nesilleri yok etmesine fırsat vermedi. Bu çerçevede Hıristiyanlarla Müslümanlar arasında, “Yeter ki bir dine inansın; tek inançsız olmasın!” fikri etrafında muhtelif yerlerde işbirliği yapıldı.

İşte âhir zaman âfetlerinin her türlü ahlâksızlık boyutunda olduğu gibi, inançsızlık boyutunda da mahvolasıya yaşandığı dehşetli günlerde, Kur’ân’dan aldığı ilhamla yokluk kavramının ne bahtsız ve dehşetli bir fikir olduğunu, gerçekte yokluğun olmadığını, ölüm öncesinde de, ölüm sonrasında da hayatın ve yaşamanın esas olduğunu, ölümün yokluk olmadığını, ebedî hayata bir geçişten ibâret olduğunu1 dünyaya haykıran Bediüzzaman Said Nursî, risâlelerinde yokluk ile varlığı muhtelif cihetlerden mukayese eder ve Cehennemde de olsa var olmanın yokluğa nazaran bir rahmet olduğunu,2 varlığın yaratıcısı olan Cenâb-ı Hakkın zulümden münezzeh olduğunu, hayatta nasıl “varlık” esas ise, varlıkta da “ebedî saadetin” esas olduğunu, tevbe siperi ile Allah’a sığınan kulların Allah’ın izniyle Cehennem’den de kurtulacağını, binâenaleyh, insanın ister inansın, ister inanmasın, Allah’ın adâletinin ve rahmetinin, yani Cehenemin ve Cennetin, kendisi hakkında mutlak hayır getireceğini, öyleyse beşerin görevinin mutlaka Allah’ı bu sıfatlarıyla tanımak ve sevmek olduğunu, Allah’ı bu sıfatlarıyla tanıyan ve seven kimsenin de, Allah’ın izniyle Cehennem’den kurtulacağını ve derecesine göre Allah’ın rahmetine, rızâsına ve Cennetine ulaşacağını müjde eder.3 Bedîüzzaman, “kabul-ü adem” dediği yok oluşçuluk mesleğinin bir safsatadan ibâret olduğunu ve ispat edilemeyeceğini; ama bir meslek olarak bu yola girenlerin “yokçuluğu” ispat etmekle yükümlü olduklarını, ispat edemedikleri takdirde ise Kur’ân’ın “var oluşçulukla” ilgili bütün beyanlarının hak olduğunu kabul etmek zorunda olduklarını belirtir.4

Bedîüzzaman’ın referansı şüphesiz Kur’ân’dı. Şimdi, Cehennemle ilgili Kur’ân âyetlerine bakalım:

*“Rablerini inkâr eden kimseler için Cehennem azabı vardır. Ne kötü bir dönüştür o! Oraya atıldıklarında, Cehennemin gürleyişini işitirler ki, kaynayıp duruyor! Neredeyse öfkeden parçalanacak! Kâfirlerden her bir bölük oraya atıldıkça, onların bekçileri kendilerine sorar: “Bu azaptan sakındıran bir peygamber size gelmedi mi?” “Evet!” derler. “Bize bir peygamber geldi! Ama biz onu yalanladık. Allah bize bir şey göndermedi. Siz sapıtmışsınız! Dedik. Keşke onu dinleseydik!” derler. “Keşke düşünseydik! O zaman şu alev alev yanan Cehenem ehlinden olmazdık!”5

Yarın inşallah devam edelim.

Dipnotlar:

1. Mektûbât, s. 13, 221

2. Asâ-yı Mûsâ, s. 43

3. Sözler, s. 69

4. Lem’alar, s. 82

5. Mülk Sûresi, 67/6-10

28.09.2009

E-Posta: [email protected]


Sayfa Basi Geri Ana sayfa

Önceki Yazıları

  (27.09.2009) - Hazreti Zülkarneyn (as) ve Çin Seddi - 2

  (26.09.2009) - Hazreti Zülkarneyn (as) ve Çin Seddi - 1

  (24.09.2009) - Iztırap karşısında sabır imandandır!

  (23.09.2009) - Gaylule, Kaylule, Feylule uykuları

  (22.09.2009) - Cennet meyveleri dünyada yenir mi?

  (21.09.2009) - Sünette kabir ziyareti

  (20.09.2009) - Bayram sevinci

  (19.09.2009) - Elveda şehr-i Ramazan

  (18.09.2009) - Allahın rahmeti gazabını geçiyor!

  (17.09.2009) - Sadaka ve ecelin geciktirilmesi

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM
  Abdullah ERAÇIKBAŞ
  Ahmet ARICAN
  Ahmet DURSUN
  Ahmet ÖZDEMİR
  Ali FERŞADOĞLU
  Ali OKTAY
  Atike ÖZER
  Cevat ÇAKIR
  Cevher İLHAN
  Elmira AKHMETOVA
  Fahri UTKAN
  Faruk ÇAKIR
  Fatma Nur ZENGİN
  Gökçe OK
  Gültekin AVCI
  H. Hüseyin KEMAL
  H. İbrahim CAN
  Habib FİDAN
  Hakan YALMAN
  Halil USLU
  Hasan GÜNEŞ
  Hasan YÜKSELTEN
  Hüseyin EREN
  Hüseyin GÜLTEKİN
  Kadir AKBAŞ
  Kazım GÜLEÇYÜZ
  M. Ali KAYA
  M. Latif SALİHOĞLU
  Mehmet C. GÖKÇE
  Mehmet KAPLAN
  Mehmet KARA
  Mehtap YILDIRIM
  Meryem TORTUK
  Mikail YAPRAK
  Murat ÇETİN
  Nejat EREN
  Nurullah AKAY
  Osman GÖKMEN
  Osman ZENGİN
  Raşit YÜCEL
  Recep TAŞCI
  Rifat OKYAY
  Robert MİRANDA
  Ruhan ASYA
  S. Bahattin YAŞAR
  Saadet BAYRİ
  Saadet TOPUZ
  Said HAFIZOĞLU
  Sami CEBECİ
  Selim GÜNDÜZALP
  Semra ULAŞ
  Suna DURMAZ
  Süleyman KÖSMENE
  Umut YAVUZ
  Vehbi HORASANLI
  Yasemin GÜLEÇYÜZ
  Yasemin YAŞAR
  Yeni Asyadan Size
  Zafer AKGÜL
  Ümit KIZILTEPE
  İbrahim KAYGUSUZ
  İslam YAŞAR
  İsmail BERK
  İsmail TEZER
  Şaban DÖĞEN
  Şükrü BULUT

Yazarlar
Günün Karikatürü

Diğer bölümler


KültürSanat| Elif Eki| Ramazan| Dizi| MedyaPolitik| AileSağlık| Haber İndeksi | Eğitim | Otomobil| BilimTeknik| Hukuk
Asya'nın bahtının miftahı, meşveret ve şûrâdır.
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır. www.yeniasya.com.tr