Mehmet KARA |
|
Bu açılım başka açılım! |
Ankara’da garip bir tartışma yaşanıyor. Bu tartışmadan kastımız ne demokratik/Kürt açılımı, ne de Ermenistan açılımı. Bu tartışma kimilerinin “İçkili yer bölgesi” kimilerinin de “içkisiz yer bölgesi” dediği içki açılımı… Özellikle Ankara’da bu açılım diğer açılımları gölgede bıraktı. Konunun özeti şu: Ankara’nın lüks semtlerinden Bahçelievler bölgesinde yer alan eski adıyla 7. cadde, yeni adıyla Aşkabat Caddesinin araç trafiğine kapatılması ve kapatılırken de içkili yerleri halkın isteyip istemediğinin sorulmasına karar veriliyor. Bu karar Büyükşehir Belediye Meclisinde görüşülüyor. AKP’li, CHP’li, MHP’li üyelerinin oy birliği ile bu karar kabul ediliyor. Ardından adına referandum denilen fakat bir nev'î halkın görüşünün alınacağı anket niteliğinde olacak bu karar basında “İçki yasağı getiriliyor,” “Mahalle baskısı yapılıyor” şeklinde başlıklarla yayınlanınca, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in iddiası ile CHP Genel Merkezinden gelen talimatla CHP’li üyeler oy verdikleri karara itiraz etmeye başlıyor. Hemen ardından Büyükşehir Belediyesinden bir açıklama geliyor. Açıklamada “İçkili yer bölgesinin tesbiti’ içkiyi yasaklamak değil, tam tersine o bölgede rahatça içki satılmasına (!) imkân veren bir tesbittir. Bizim kimsenin içki içip içmemesine karışmamız söz konusu değildir. Konu bölgenin ‘İçkili yer bölgesi’ olarak ilân edilip edilmemesidir. Halen Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin meşrubat büfelerinin birçoğunda da içki satılmaktadır. Eğer bugünkü yönetimin yasaklama düşüncesi söz konusu olsaydı, Büyükşehir Belediyesi 15 yıldır bu büfelerdeki içki satışlarını engellerdi” denilmesine, hatta Gökçek’in "İçki yasağı diye bir şey yok. Bahçeli halkının eğilimini öğreneceğiz. Halk daha fazla içkili mekân açılmasını isterse, bunu ben teşvik edeceğim” demesine rağmen tartışmada günlerce sürdü. CHP’li üyelerin “Ankara’da bir konuğunuza şarap ikram edecek yer yok. Ben de içkiye karşıyım, ama bu Türkiye’nin ayıbıdır” sözlerine “Ankara’da şarap içilecek sayısız yer var. Bu yerleri tesbit ettiriyorum. İstediğiniz kadar içip sarhoş olabilirsiniz” boyutuna gelirken, Gökçek bu 15 soruluk anketteki “içkili yer bölgesi” sorusunun çıkarıldığını açıkladı. Tartışma henüz bitmedi. Bayramın hemen ardından bu anket yapılacak mı, yapılmayacak mı, sonuç ne çıkacak bekleyip göreceğiz. Bu tartışmada akılda kalan şu oldu. “Amaç daha rahat içki satılmasını sağlamak”, “Halk karar verirse işçi satışını teşvik edeceğim…” * * * Tartışmanın en kötü tarafı, son yıllardaki kutuplaşma geleneğinin (!) yine bozulmaması, hemen bir kutuplaşma konusunun bulunması oldu. Ankara’yı bilenler bilirler, konuya muhatap olan bölge üniversitelerinin yoğun olduğu ve gençlerin dersten çıkışta uğradıkları yerler. Kapalı mekânlarda sigara yasağı olduğu için içki ile sigara içmek isteyenlerin caddeye taşarak gençlere kötü örnek olacağı kesin. Bunu söylediğimizde bazı ilkelere aykırı olduğunu söylemek, kötü örnek olma durumunu ortadan kaldırmaz. Diğer yandan da, geçtiğimiz yıllarda Ramazan ayı yaklaştıkça bir takım ilâhiyatçılar ortaya çıkar, ya da çıkarılır, milletin kafasını karıştırıcı sözler sarf ederlerdi. Bu Ramazanda bunun olmamasına sevinirken, milletimizin manevî duygularının doruğa ulaştığı günlerde “içki referandumunun” gündeme getirilmesi bu sevinci kursaklarda bıraktı. Diğer bir yanlışlık da, kapalı yerlerde sigara yasağı var, ama insan sağlığına sigaradan daha tehlikeli ve dinen yasaklanan içkinin kapalı mekânlarda yasaklanamaması… Reklâmının boy boy gazetelerde verilmesinin önüne geçilememesi. Televizyonlarda sigara karartılırken, içkinin karartılmaması… Ve daha büyük yanlışlar… * * * NOT-1: Ramazan ayının son günü bu saçma-sapan tartışma konusunda yazmak canımızı sıksa da “Ankara”yı yazan birisi olarak ta bunu yazmamakta siz okuyucularımızı haberdar etmemekte olmazdı… NOT-2: Mübarek Ramazan Bayramınızı tebrik eder, bütün Müslümanlar için hayırlar getirmesini dilerim… MK 19.09.2009 E-Posta: [email protected] |