Mehmet KARA |
|
Daha zararlı olanına sıra ne zaman gelecek? |
Kapalı mekânlarda sigara yasağı geçen hafta başladı. Yasağa pek çok yerde uyuluyor. Küçük itirazlar olsa da, herkes yasaktan memnun. Bunları görünce, “Sıra içkinin yasaklanmasına ne zaman gelecek?” sorusu akıllara takılıyor. Sigara sağlığa zarar olduğu için yasaklandı. Peki, alkollü içecekler daha mı az zararlı ki, bu konuda bir şey yapılamıyor? Sigara yasağı milletin sağlığı için elbette gerekliydi. Peki, sağlığımız için sigaradan daha tehlikeli olan içki kapalı mekânlarda neden yasaklanamıyor? En azından reklâmları neden yasaklanamıyor? Kimden ya da neden çekiniliyor? Televizyonlarda filmlerde ve programlarda sigara karartılıyorken-içki içilmesine sanki teşvik edilir gibi-içki için karartma yapılmıyor. Bir an önce içki tiryakiliğinden millet kurtarılmalı, hiç değilse reklâmlarına yasak getirilmeli… Millet bunu bekliyor. * * * GAZETECİLERE KAZIK (!) MATEMATİK SORUSU?
Kavgacı ve anlaşmaz tutumu ile dikkati çeken bir zamanlar “hizipçi” olarak ünlenen Baykal, atletik yapısı ile yaşını göstermeyen birisi. Ancak vücudu atletik de olsa yıllar geçiyor. Yaş kemale eriyor. Yılların siyasetçisi. Bir türlü koltuğunu kimselere bırakmıyor. Ne yapıyor, ne ediyor koltuğunu korumayı başarıyor. Gazeteciler, Antalya da tatil yapan Baykal’a bir sürpriz hazırlamışlar. Yeni doğum günü için bir pasta hazırlayıp götürmüşler. Baykal gazetecileri evine buyur etmemiş, ama binanın kapısının önünde yaş pastayı kesip doğum gününü kutlamış. Baykal, yaşını soran gazetecilere direkt yaşını söylemek yerine “2009 eksi 1938” cevabını vererek hemen bir imtihana tabi tutmuş. Bunlar gazeteci, matematikçi değil ki sayın Baykal… Hemen nasıl hesaplasınlar 71 yaşının bitip 72 yaşınıza girdiğinizi… * * * NİŞAN…
Başbakan Erdoğan bizi yanıltmadı. Geçen haftaki yazımızda başbakanın her hafta sonu bir polemik konusu bularak yeni bir tartışma çıkardığını söylemiştik. Partisinin il kongresinde bir süreden beri hedef aldığı MHP’ye karşı yeni polemik konuları ortaya attı. Bu haftanın konusu “nişan” polemiği oldu. Erdoğan, hükümet ortağı oldukları dönemde Çin Cumhurbaşkanı’na devlet nişanı vermesinden dolayı Bahçeli’yi eleştirmişti. Kameralar karşısında cevap vermek yerine, yazılı cevap vermeyi alışkanlık edinen Bahçeli ise sert bir açıklama ile cevap verdi. “Birçok ülkenin yanı sıra Çin Cumhurbaşkanı’na da mutat uygulama çerçevesinde bu nişanın verilmesiyle, Başbakan’ın Uygur Türklerinin katledilmesi karşısında suskun kalması ve adeta Çin’den özür dilercesine ezik bir tutum içine girmesi arasında nasıl bir ilişki vardır? Başbakan sapla samanı karıştırmayı bırakmalı” derken “nişan polemiği”ne polemikle cevap verdi. Bir diğer polemik konusu da CHP ile ilgili. Erdoğan’ın “Atatürk kalksa bunların hepsini mezara gömer” sözü, CHP’lileri derinden üzdü. Bir içerlediler, bir içerlediler ki sormayın. CHP Samsun Milletvekili Haluk Koç “Atatürk yaşasaydı, zaten Tayyip Bey olmazdı…” diyerek söz dalaşına girdi. Meclis açılana kadar, haftalık bu polemiklerle Türkiye’nin gerçek gündeminden uzaklaşacağı görülüyor. * * * YENİ MESLEK İCAD OLDU…
Ergenekon soruşturmasının ikinci iddianamesine ilişkin dâvânın görülmesine başlandı. Savcının, cezaevine konulduktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan ATO Başkanı Sinan Aygün ile Ülkü Ocakları eski Başkanı Levent Temiz’in tutuklanmasını, GATA raporlarına dayanarak tahliye edilen emekli generaller Hurşit Tolon ile Şener Eruygur’un Adlî Tıp’ta yeniden sağlık kontrolünden geçirilmesini istemesi gündeme damgasını vurmuştu. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün eşi Ferda Paksüt’ün birbirine uyumlu şık giysileri gazetelerin birinci sayfalarını süsledi. Paksüt, bu arada televizyonların canlı yayınlarına katılmayı da ihmal etmedi. Öte yandan, hastalık sebebiyle tahliye olan emekli Org. Hurşit Tolon’un rahatsızlığını atlattığı (!) da gözlerden kaçmadı. Kimlik belirlemenin yapıldığı ilk oturumdaki bazı sanıkların tutumları da işi sulandırma niyetinde olunduğunu gösterdi. Tuncay Özkan’ın alkışlanması, ikametgâh adresi olarak “Silivri Cezaevi”ni göstermesi bunun örneği oldu. İlk duruşmada en çok dikkat çeken, Esenyurt eski Belediye Başkanı Gürbüz Çapan’ın sözleri oldu. Mahkeme Başkanı’nın “sabıkasız” demesine adeta bozulan Çapan, nazire yaparcasına “Hayır efendim, ben daha önce sürekli suç işlerdim. 10 yıldır mahkemedeyim… Ergenekon emeklisi, pardon devlet emeklisiyim” derken “ne iş yaparsınız” sorusuna “profesyonel suçluyum!” diye açıkladı. Böylece “profesyonel suçlu” diye meslek icat edilmiş oldu. Bakalım dâvâ sürecinde daha ne renkli görüntüler, sulandırmalar göreceğiz. 26.07.2009 E-Posta: [email protected] |