Ali FERŞADOĞLU |
|
Mütefekkir bir eşiniz olursa... |
Hiç şüphesiz, mütefekkir derken dünya çapında bir düşünürü kastetmiyoruz. Tefekkür, düşünmek, fikretmek, anlamak, araştırmak demektir. Şu halde hayatınızı birleştireceğiniz eşiniz, kalbin ve aklın en önemli fonksiyonu olan düşünme melekesini kendi çapına göre işletme maharetine sahip olmalı. Düşünmek hayat, ışık, rahmet, feraset, huzûr, sükûnet olduğuna göre; evleneceğiniz kişi varlığın, yaratılışın sırrına, zevkine varmalı. Hayatın anlamını düşünmeli. “Beni kim gönderdi, niçin gönderdi, ha-yatın anlamı, yaratılışın asıl gayesi nedir? Kâinatta cereyan eden hâdiselerin sırrı ve evlenmemin hikmeti, sebebi nedir? Diğer varlıklarla münasebetlerim, onlara karşı vazifelerim nelerdir? Nereden gelip, nereye gidi-yorum?” gibi soruların cevaplarını merak etmeli. Kısaca, evleneceğiniz kişi, akıl melekesini vasat / denge olan “hikmet” mertebesinde işletmeli. Hayatı, kâinatı ve Kur’ân’ı, “Kafalarını çalıştırmazlar mı” 1 “Düşünmezler mi?” 2 “Tefekkür etmezler mi?” 3 hakikatleri çerçevesinde okuyabilmeli. Teşbihi hata değilse, “Ot gibi!” yaşamamalı. *** Güzel sesli bir hafız Kur’ân okuyordu Kulağına gelen bu güzel sesten etkilenen Hz. Mevlânâ da gözyaşıyla dinliyordu. Bu sırada elini ağzına kapayarak esneyen bir adam, Mevlânâ’nın bu gözyaşlarına bir mânâ veremeyerek sordu: “Efendi Hazretleri niçin ağlıyorsunuz, ağlanacak bir şey mi var ortada?” Mevlânâ esneyen adama anlayacağı dilden cevap verdi: “Güzel sesli hafızlardan gelen Kur’ân sesi bana, cennet kapısının açılış sesi gibi geliyor da onun için.” Esnemeye devam eden adam da başını sallayarak: “Bana da cennet kapılarının açılış sesi gibi geliyor,” dedi Mevlânâ küçük bir düzeltme yaptı: “Evet, ama, senin duyduğun ses, cennet kapısının açılış sesi değil kapanış sesi olmalıdır. Çünkü dedi, açılış sesi gözyaşı döktürür, kapanış sesi ise uyku getirir…”
Dipnotlar:
1- Kur’ân, Yâsin, 68.; 2- Nisa, 82.; 3- Rum 8. 26.07.2009 E-Posta: [email protected] [email protected] |