Cevher İLHAN |
|
Darbeciler “bir bir” yargılanmalı (2) |
Dünyada demokratik sistemi seçen bütün ülkeler darbelerle hesaplaşırken, Türkiye, 90 yıla yaklaşan Cumhuriyet tarihinde, 60 yılı aşkın çok partili siyasî süreçte hâlâ darbelerle ve ara rejimlerle hesaplaşmış değil. Bütün karanlık devirlerin, “başarılan – başarılamayan” bütün darbelerin, darbe plânları ve teşebbüslerinin, andıçların, belgelerin, muhtıralarla e-bildirilerin, ara rejim senaryolarının soruşturulması, demokrasi için hayatî önemi hâiz. Bunun içindir ki demokrasiyi tahrip oyunlarının, kaos ve kargaşa provokasyonlarının üzerinde örtü kaldırılmalı. Türkiye’nin üzerindeki bu kara leke silinmeli. Bu anaforda Türkiye’yi “irtica tehdidi”yle girdaba sürükleyen, binlerce vatandaşı fişleyip mağdur eden darbecilerin “ifâdesi” alındıktan bir şey olmamış gibi sonra tatile çıkmalarına müsaade edilmemeli… Meselâ ismi “2. Ergenekon iddianâmesi”nde 13 kez geçen 28 Şubat postmodern darbeyi dayatan Em. Org. Çevik Bir’le ilgili çeşitli iddialar var. “Örtülü faaliyetler” başlıklı “İstanbul, 6 Nisan 2001” ibâresini taşıyan 22 sayfalık raporda Bir’in Genelkurmay Başkanı ve Cumhurbaşkanı olabilmek için “silâhsız ve yıkıcı terör kullandığı” iddiasının üzerinde durulmalı. Bir’in, “ABD’nin psikolojik savaş alanı Türkiye ve Avrasya’da sivil kurmay başkanı” olduğu ve Silâhlı Kuvvetleri bu “stratejik bölgenin ‘Amerikan polis gücü’ne dönüştürmeyi” amaçladığını belirten belgelerin mâhiyeti netleştirilmeli.
“BÜYÜK OYUN”UN “OYUNCULARI”NA HESAP SORULMALI Keza Genelkurmay eski Başkanı Doğan Güreş’in, 12 Eylül darbesi lideri Evren’in “emir subayı” Bir’in, NATO emrinde yurt dışı göreve Pentagon’un doğrudan adını vermesi sayesinde atandığı gerçeği ortaya çıkarılmalı. Hoşuna gitmeyen medya kuruluşlarına yasak koyan ve “akredite gazetecilik” dönemini başlatan Bir’in basına sızan “tehditleri” ve gazeteciler hakkında dosya hazırladığı ve şantajda bulunduğu, patronlarla yakın ilişkisinden dolayı kızdığı gazetecileri işten kovdurduğu söylentileri bir bir tahkik edilmeli. Özellikle “belgeler”deki, Atatürkçü Düşünce Derneği’nin ABD tarafından kurdurulduğu, Pentagon’ca Türkiye ve Avrasya bölgesinde faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin merkezi olarak tasarlandığı iddiasının hesabı sorulmalı. “Bu kez işi silâhsız kuvvetler halledecek” diyen, darbe ve devrimleri STK’lara ihâle eden 28 Şubatçıların “irtica tehlikesi” uydurması ve furyasıyla estirdikleri fırtınanın perde arkası açıklığa kavuşturulmalı. Yine 28 Şubat sürecinde “Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda” ve “sivil inisiyatif” perdesinde” oynanan “büyük oyun”un “oyuncuları”nın “sivil hareket” maskesiyle oluşturdukları “sivil cunta” ve sürdürdükleri “psikolojik savaş” ve “stratejileri”nin arka plânı açıklanmalı. Ayrıca Ergenekon kapsamında ele geçirilen bazı belgelerde, demokrasiye balans ayarı vermek için tankları Sincan sokaklarında yürüten “Çevik Bir - Erol Özkasnak ekibinin Amerikancı darbe girişimi” ve “dönemin Genelkurmay Başkanı Hakkı Karadayı tarafından engellenen darbe teşebbüsü ve unsurları” bir bir tahkik edilmeli. Çevik Bir’in görevde olduğu sırada hazırlandığı belirtilen “Ayışığı”, “Sarıkız” ve “Eldiven” kod adlı darbe plânlarının arkasındaki karanlık ve kirli eller bulunmalı. (Vatan, 26.6.2009) “YÖNETİME EL KOYMA PLÂNLARI” SORGULANMALI… “2. Ergenekon iddianâmesi”nin duruşması önümüzdeki hafta başlıyor. “Ergenekon savcıları”nın, Bir’le birlikte 28 Şubat’ın etkili isimlerinden MİT eski İstanbul bölge başkanı Nuri Gündeş’e “şüpheli” sıfatıyla 28 Şubat süreci ve bilhassa “bir suikast plânı”yla ilgili sorular sordukları, basında yer aldı. Bu “sorgulama”nın akıbeti de mutlaka açıklanmalı. Buna ilâveten Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Em. Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu bildirilen “darbe günlükleri”nde Bir’in Ergenekon sanığı Levent Ersöz’le Bedrettin Dalan arasındaki konuşmaların içyüzü su yüzüne çıkarılmalı. “Ergenekon iddianâmesi”ndeki dökümanlarda, 21 Aralık 1998’de Cumhurbaşkanlığı için Yekta Göngör Özden’in Cumhurbaşkanı edilmesi kararlaştırılan “Bir’in yönetime el koyma plânı”nı yine dönemin Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun önlediği; ve 23 Nisan 2003 tarihli bir bölümde Erdal Şener’in, “Yav bu işi 28 Şubat’ta bitirecektik; bunu o gün üç kişi plânladık; Bir, Fevzi ve ben… Her şeyi hazırladık. Bakanlar Kurulunu dahi. Müsteşarları bulmak zordu, onları tamamladık. Karadayı bizi uyuttu…” itirafının arkası araştırılmalı. (Milliyet, 26.6.2009) Özetle Başbakanları, bakanları asan, sürgüne gönderen, cumhurbaşkanlarını, milletvekillerini hapse atan, Meclis’i kapatan, hükûmetleri alaşağı eden, Meclis’in üzerindeki gözdağı vermek için jetler uçuran, sokaklarda tankları yürüten, demokrasiye tehditler savuran bütün darbeler ve darbeciler bir bir yargılanmalı… 17.07.2009 E-Posta: [email protected] |