Türkiye ile Azerbaycan arasında son günlerde tuhaf şeyler oluyor. Türkiye’nin bütün düzeylerdeki yetkilileri tarafından ısrarla, “Azerbaycan’la tam mutabakat içindeyiz”, “Dağlık Karabağ sorunu çözülmeden nihaî çözüm olmaz” açıklamaları yapılıyor. Ama Azeriler açıkça kırgınlıkları ve kızgınlıklarını dile getiriyorlar. Önce doğal gaz fiyatına zam konusunu gündeme getirdiler. Sonra Bakü’de “Türk Camii” olarak da bilinen Bakü Şehitler camiini, hem de iki yıl önce onarılmışken, onarım gerekçesiyle kapattılar. Aliyev gidip Ruslarla stratejik ortak olduklarını açıkladı.
Cumhurbaşkanı Aliyev, son olarak Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ile yaptığı görüşme esnasında açıkça tavır koydu: “Politikamızı bölgedeki yeni gerçeklere göre uyarlama hakkımız var ve bu hakkı kullanacağız”. İlginç bir ipucu da Aliyev’in “bazı kaynaklardan yol haritası üzerinde herhangi bir önşart olmaksızın anlaşıldığını, bazılarından ise anlaşmanın önşartsız olmadığını duyuyoruz. Dünya, bölge ve Azeri halkı ne olduğunu bilmek istiyor. Türkiye ile Ermenistan arasındaki yakınlaşmada Dağlık Karabağ sorununun çözümünü yeri var mı, yok mu?”
Bu sözlerin anlamı açık değil mi? Hani tam mutabakat ve görüş alış verişi içindeydik. Yol haritası gibi Türkiye-Ermenistan arasındaki ilişkilerin geleceğini belirleyen bir belge konusunda Azeriler tam olarak bilgilendirilmemiş olabilir mi? Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin geçmişini bilen herkes, Türk dışişlerinin böyle bir hatayı yapmayacağını bilir. Hatta basında yer alan haberlere göre Azerbaycan Ankara’ya bir heyet göndererek sınırın açılması için şartlar ileri koştular. Bu şartlar arasında Akdam, Fizuli, Cebrail, Zangelan ve Kubatlı’dan Ermeni birliklerinin çekilmesi ve Laçin’in güneyinden Türkiye ile Azerbaycan arasında kara yolu bağlantısı sağlayacak bir koridor açılması var. Türkiye’nin de bu şartlar konusunda Azerilerin görüşlerine katıldığı biliniyor. Öyleyse Cumhurbaşkanı Aliyev’in bu sözlerinin anlamı ne? İç kamuoyuna mesaj verme kaygısı mı?
Aynı Aliyev 7 Mayıs’ta Prag’ta Serj Sarkisyan ile bir araya gelecek. Haziranda da görüşme ihtimalleri var. Son bir yıl içinde zaten St. Petersburg ve Moskova’da iki kez görüştüler. Ermenilerin ebedî hamisi olan Rusya zaten iki ülke arasındaki sorunların çözümü için aktif olarak devrede. Ne gariptir ki, bu sorunların —özellikle de Dağlık Karabağ’ın işgalinin—ana destekçisi olan Rusya, şimdi de ‘gelin sizi barıştırayım’ politikası izliyor. Cumhurbaşkanı Aliyev, Medvedev’in her davetini kabul edip, Ermenistan’la ilişkiler konusundaki tavsiyelerini aynen uygularken, Türkiye’nin bütün iyi niyetiyle ‘sizsiz asla olmaz’ sözlerine güven- miyor.
Evet, Azerilerin Dağlık Karabağ konusundaki hassasiyetine biz de aynen katılıyoruz. Ama bu sorunun çözümünde bir adım atılmasını sağlayacak çabalar da sürdürülmeli. Temennimiz Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün veya Başbakanın yapacağı bir Azerbaycan ziyaretinin bütün soru işaretleri ve güvensizlikleri ortadan kaldırması. Bu ziyaret gecikmemeli.
01.05.2009
E-Posta:
[email protected]
|