Dünya "domuz gribi" tehdidine karşı yüksek seviyede alarma geçmiş durumda. Birçok ülkede tedbiren maskeler dağıtılıyor, aşılar yapılıyor, uçakla seyahat edenler termal kamera ile kontrol ediliyor, gerekirse karantina hali uygulanıyor, vesaire...
Şu ana kadar, başta Meksika olmak üzere muhtelif ülkelerde bu hastalık sebebiyle yüzlerce insanın öldüğü, binlerce kişinin tedâvi altında olduğu, âcil önlem alınaması halinde ise, yüz binlerce insanın ölümüne sebebiyet vereceği uzmanlar tarafından ifade ediliyor.
1980'li yıllarda dünyayı sarsan hastalığın adı AIDS idi. HIV virüsü adı verilen mikrubun son derece tehlikeli ve bulaşıcı olduğu, bu virüsü taşıyanlarda bağışıklık sisteminin çöktüğü ve kişiyi çaresiz bir ölüme doğru sürüklediği kesin olarak anlaşıldığında, pekçok insan bu hastalığın pençesine düşmüş vaziyetteydi.
Ardından, AIDS'e bağlı olarak peşpeşe gelen ölüm vak'aları yaşandı. Ölenlerin arasında dünyaca meşhûr olmuş kişilerin de bulunması, tehlikenin dehşetli boyutlarını insanlara ezber ettirdi.
Bu tehlike bütün şiddetiyle devam ederken, ortalığı ayrıca bir "deli dana" hastalığı istilâ etti. Bazıları dana etini yemekten ürker hale geldi.
AIDS, deli dana derken, bir de adına "kuş gribi" denen öldürücü bir hastalık çıktı ki, bu da dünya çapında binlerce insanın hastalanmasına yahut ölümüne ve milyonlarca kanatlı hayvanın telef edilmesine sebebiyet verdi.
Dehşet uyandıran ölümcül hastalıklar zinciri bunlarla da sınırlı kalmadı, devam etti; zincire yeni yeni halkalar eklendi: Kuş gribinden sonra kene istilâsı ve şimdi de domuz gribi denen "sarî illet"in pençesine düşen insanlık âlemi, telâş ve teyakkuz içinde karşısına çıkan bu yeni musibetten kurtulmanın çaresini arıyor.
Dabbetülarz'ın öncüleri mi?
Dünyayı sarsan, insanlığı korku ve dehşet içinde bırakan bütün bu istilâcı hastalıkların ortak özelliklerine baktığımızda, hatırımıza ister istemez Dabbetülarz denilen hakikat geliyor.
Kıyametin, yahut âhirzamanın büyük ve bâriz alâmetlerinden olan Dabbetülarz, ayrıca "Kur'ân'da gayet mücmel bir işaret ve lisân–ı hâlinden kısacık bir ifade, bir tekellüm"ün var olduğunu ifade eden Bediüzzaman Hazretleri, Şuâlar isimli eserinin "Beşinci Şuâ" bölümünde şu izahatı yapar:
"Süfyanın ve Deccalların fitneleriyle bilerek, severek isyan ve tuğyana ve Ye'cüc ve Me'cücün anarşistliği ile fesada ve canavarlığa giden ve dinsizliğe, küfür ve küfrana düşen insanların akıllarını başlarına getirmek hikmetiyle, arzdan bir hayvan çıkıp musallat olacak, zîr û zeber edecek... Allahu a'lem, o dabbe bir nev'dir. Çünkü, gayet büyük birtek şahıs olsa, her yerde herkese yetişmez. Demek, dehşetli bir taife–i hayvaniye olacak. Belki (Sebe Sûresi/14) âyetinin işaretiyle, o hayvan, 'Dabbetülarz' denilen ağaç kurtlarıdır ki, insanların kemiklerini ağaç gibi kemirecek, insanın cisminde dişinden tırnağına kadar yerleşecek. Mü'minler, îman bereketiyle ve sefahet ve sû–i istimalâttan tecennübleriyle (kaçınmalarıyla) kurtulmasına işareten, âyet, îman hususunda o hayvanı konuşturmuş."
Evet, nasıl ki deprem gibi bir umumî felâketin öncü ve artçı şokları varsa, bir başka umumî musibet olan Dabbetülarz'ın da benzer mahiyetteki şok dalgalarının olması muhtemeldir.
Buna göre diyebiliriz ki: Şimdiye kadar dünya genelinde ortaya çıkan, insanlık camiâsını tehdit ve tedirgin eden yayılmacı AIDS, deli dana, kene istilâsı, kuş (tavuk, kanatlı hayvan) gribi, domuz gribi ve benzeri hastalıklar, aslında bunların hepsinden daha ürkütücü ve çok daha dehşetli olan Dabbetülarz'ın bir nevi işareti, habercisi ve öncü şokları mahiyetindeki sarî illetlerdir.
İnsanlık âlemi şayet aklını başına devşirip kendini istilâcı haramlardan, dehşetli günahlardan, yeri–göğü titreden küfür ve küfran ateşinden kurtarmayı başaramazsa, mevcut mazarrattan çok daha fecî bir musibete düçâr olacak demektir. Ki, bu dehşetli musibetin ismi de, kudsî kaynaklarımızda "Dabbetülarz" diye tarif ve tavsif edilmiş.
Tarihin yorumu 30 Nisan 1945
Zehir içerek intihar ettiler
Almanya'nın Devlet Başkanı Nazi diktatör Adolf Hitler, eşi Eva Braun ile birlikte zehir içmek sûretiyle intihar etti.
Eva Braun, Hitler'in 16 yıllık eşi olmakla birlikte, ne gariptir ki aralarındaki resmî nikâh, intihardan sadece bir gü önce kıyılmıştı.
Hitler'i intihara götüren ana sebepleri şu şekilde sıralamak mümkün:
1) Otuz beş milyondan fazla insanın ölümüne yol açan İkinci Dünya Harbinde Almanya'nın büyük kayıplar vermesine ve kesin mağlubiyetine sebebiyet verdiğinin anlaşılmış olması.
2) Müttefiki olan İtalya diktatörü Mussolini'nin bir gün evvel kendi halkı tarafından linç edilerek öldürülmesinin sebep olduğu psikolojik travma.
3) Eşiyle birlikte saklanmış olduğu sığınağa Rus birliklerinin yaklaşmasından duyduğu şiddetli öfke.
İşte, bu ve benzeri sebepler yüzünden bunalıma giren ve zehir (siyanür) içerek intihar etme kararını veren Hitler, koruma timindeki subaylara da cesedinin yakılarak küllerinin bahçeye gömülmesini emretti.
30.04.2009
E-Posta:
[email protected]
|