23 Nisan 1920. Millîi Hakimiyet ve Çocuk Bayramı, yeni Türkçe ile “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” 23 Nisan 2009. Doksan küsur sene gelmiş geçmiş. Her yıl kutlanır. Bilinen rutin seromoniler, nutuklar… Çocuklar için güzel şeyler vardır. Bayramda çeşitli kılık ve kıyafetler içinde bir iki dakikalık protokol tribünlerinin önünden geçiş süreci için aylar öncesinden başlayan okuldaki provalar, bayram günü saat 07.00’lerde başlayan ve bayramın bitiş saati olan tâ saat 11.00’lere kadar ayakta beklemeler, imkân varsa fotoğraf çektirmeler sonra vali, belediye başkanı, garnizon komutanı, vb.nin makamına yarım saatliğine oturmalar gibi uygulamalar bunların hepsi de güzel şeylerdir bir bakıma. Büyük şehirdeki 23 Nisan kutlamalarıyla, yurdumun ücra bir köyündeki 23 Nisan kutlamaları elbette ki aynı görkemde(!) değildir.
Hep düşünmüşümdür, millî hakimiyet/ulusal egemenlik bayramında yurdun idaresinin halka/millete verildiği günün bayramında, müsamere icabı garnizon komutanın makamına oturan bir çocuk yıllar sonra mühendis, doktor, iktisatçı, bilim adamı olduktan sonra siyasete soyunup bir partinin genel başkanlığına kadar tırmansa, oradan seçimler sonucu iktidara gelerek başbakanlık makamına getirilse sonra bir gün kapısına silâhlı güçler dayanıp o makamdan alaşağı edilse ve zindanlara tıkılsa, sonra “Vatan haini, vatan satar” gibi ithamlar altında idamla yargılansa nasıl bir trajedi olurdu acaba?” Ben milletimin/halkımın iradesiyle buralara geldim. Hakimiyet kayıtsız şartsız millete iken, nasıl olur da başka zinde kuvvetler, silâhlı güçler, kurumsal egemen gruplar beni ve benim gibi milletin vekillerini “hakimiyet” makamından indirebiliyorlar? Milletin iradesiyle gelenler bir gecede alaşağı edilebiliyorsa Meclisin alnının çatında “Hakimiyet bilâ kayd ü şart milletindir/ Egemenlik şartsız koşulsuz ulusundur” vecizesi niçin yazılmıştır? Çocukluğumuzdan beri bize anlatılan öğretiler(!) birer masaldan, hikâyeden mi ibaretti? Hakimiyet millette değil da başka güçlerde ve kurumlardaysa o zaman niçin seçimlere giriyor, millete planımızı, programımızı anlatıyor ve desteklerini istiyoruz. Desteklerini alarak yönetim makamına çıkarılmışsak niçin başkaları yine millet/vatan adına köstek olup bizleri o makamdan indirebiliyor?” diye düşünse nasıl olurdu acaba bu paradoksun çözümü?
89-90 yıldır bu çelişki ve bu değişmezlik sürüp gidiyor. Millet seçiyor birileri indiriyor. Millet getiriyor, birileri götürüyor. Her müdahalede, her dönemeçte anayasaya başka maddeler ekleniyor. Bir takım kurumlar “kayıtsız-şartsız” millet hakimiyetine kayıt ve şart koyabiliyor. O yasalara sırtını dayayıp sorgulamasız, yargılamasız olmak kaydıyla bir kayıt daha ekleyebiliyor. Ve çocukların yarım saatliğine cumhurbaşkanı, başbakan, vali, komutan oluşu gibi milletin gönderdiği kadrolar da birkaç yıllığına veya dönemliğine millet adına yönetmek için mezkur makamlara, seçilmişler olarak geliyorlar. Sonra bir takım atanmışlar görülen lüzum üzerine stratejik ve konjonktürel konumumuz itibariyle iktidarları yıkmak için bir takım yerlerde toplantılar yapıyorlar.Vatanseverler vatansavarları kovmak ve savurmak için “sarı inek, beyaz ayı, oturan boğa, şafak, ay ışığı” kod adlı özel harekât plan ve projeleriyle millî iradenin altını oymaya başlıyorlar. Milletin parasıyla beslenenlerce, milletin vergileriyle satın alınan silâhlar haricî düşmanlara yöneltileceğine milletin vekillerine ve milletine iradesine çevriliyor. Sonra da her yıl dönümünde hiçbir şey olmamış gibi 23 Nisan’larda büyük büyük laflarla, koca koca adamlar “millî hakimiyet” nutukları çekiyorlar.
Bu ne yaman bir çelişki! Bu ne acı bir durum! Cumhuriyetin, demokrasinin, millet iradesinin ruhuna aykırı bu ne trajik bir hal! Ülkemin, milletimin bu utanç verici uygulamadan bir an önce kurtulması ne zaman acaba? Ne zaman bu değişmez süreç değişecek? Ne zaman kafalara yerleşmiş millî iradeye belli periyotlarla müdahale etme refleksi son bulacak.Milletin “Değişin artık, yeter! Değişin!” feryadı ne zaman cumhuriyetin tüm kurum ve kuruluşlarında ma’kes bulacak? Bekliyoruz…
Millî iradeye müdahalesiz nice bayramlara…
23.04.2009
E-Posta:
[email protected]
|