Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Pazar günü genel seçimler gerçekleştirildi. Dün de sonuçlar açıklandı. Buna göre Derviş Eroğlu’nun liderliğini yaptığı Ulusal Birlik Partisi (UBP) seçimi birincilikle ve tek başına iktidarı garantileyecek milletvekili sayısıyla tamamladı.
KKTC’de yapılan milletvekilliği Erken Genel Seçimleri’nde ana muhalefet Ulusal Birlik Partisi (UBP), 20 Şubat 2005 erken genel seçimlerine oranla oylarını yüzde 12’den fazla arttırdı. 2005’te kazandığı 19 milletvekili sayısını 26’ya çıkardı.
2005 seçiminde yüzde 44.51 oranında oy alarak 24 milletvekili çıkaran iktidarın büyük ortağı Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin (CTP) oyları ise yüzde 15 oranında azalırken, 2005’te 24 olan milletvekili sayısı da 15’te kaldı. Pazar günkü seçimde, Demokrat Parti’nin (DP) oyları da 2005’e göre yaklaşık yüzde 3 civarında düştü. 2005’te 6 milletvekili çıkaran DP, 5 milletvekilliği kazandı. Seçime ilk kez giren, ancak daha önce UBP ile iktidar ortağı olan Toplumcu Kurtuluş Partisi (TKP) ile Barış ve Demokrasi Hareketi’nin (BDH) birleşmesiyle kurulan Toplumcu Demokrasi Partisi de (TDP), yüzde 5 olan ülke barajını aşarak, meclise 2 milletvekili ile girmeyi başardı. Eylül 2006’da kurulan ve kurulmasının hemen ardından CTP’nin hükümet ortağı olan Turgay Avcı başkanlığındaki Özgürlük ve Reform Partisi (ÖRP) de, seçim öncesi anketlerin aksine, barajı geçerek, meclise 2 milletvekili ile girdi.
KKTC seçimleri Türkiye’deki Ergenekon gündeminin gölgesinde yapıldı. Çünkü Pazar günkü seçimleri birincilikle tamamlayan UBP’nin ve UBP lideri Eroğlu’nun Ergenekon yapılanmasıyla bağlantıları olduğu ve bir nev'î Ergenekon’un KKTC ayağında faaliyet gösteren bir parti olduğu iddiaları gündeme bomba gibi düşmüştü. Bizzat seçimden önce iktidarda bulunan KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer’in ağzından da dillendirilen bu iddialara, Eroğlu ve partisi büyük bir tepki gösterdiyse de, bir çok çevreler tarafından UBP’nin görüşleri ve faaliyetlerinin aslında Türkiye’deki Ergenekon yapılanmasından pek de farklı olmadığı dillendirildi.
En başta Eroğlu’nun eskiden beri, adada “en iyi çözümün çözümsüzlük” olduğunda ısrarlı olması eleştiriliyor. Her ne kadar son dönemlerde artan AB yanlısı eğilimlere göre söylemlerini değiştirmiş ve yumuşatmış olsa da Eroğlu’nun ve partisinin AB karşıtı olarak bilinmeleri de bu eleştirilere tuz biber eker nitelikte. Netice itibariyle KKTC’deki erken seçimlerde, Türkiye’de de yükselen “menfi milliyetçi” ve “ulusalcı” düşüncenin etkinliğinin ön plana çıkmış olduğu söylenebilir. Yeni dönemde KKTC’de Ergenekon yapılanmasıyla bağlantılı olduğu öne sürülen UBP’nin iktidarı yaşanacaktır. UBP 26 milletvekili gibi kritik bir rakamda kaldığı için koalisyon yaparak iktidarını garantilemek isteyebilir. Çünkü 50 milletvekilinden oluşan KKTC parlamentosunda 26 milletvekiliyle iktidar olmak bir istifa ile yıkılabilecek bir hükümet anlamına gelmektedir.
Eroğlu, iktidarları döneminde Rum tarafıyla yürütülen çözüm müzakerelerine devam edileceği yönünde garanti verdi. Ancak masada Türkiye’ye göbekten bağlı ve KKTC’nin temel yapısından taviz vermeyen, daha hırçın bir müzakere taktiği izleyecekleri aşikâr. Bu durumun Kıbrıs adasının geleceğini ne yönde etkileyeceğini ise zaman gösterecek.
Ancak seçim sonuçlarının bu neticelerle tamamlanması ve Ada’da yükselen ulusalcı dalga, aslında Ergenekon yapılanmasının Kıbrıs adasında da son zamanlarda etkin olduğu ve başarıyla propaganda yaptığının bir göstergesi olarak yorumlanabilir.
21.04.2009
E-Posta:
[email protected]
|