40. yıl düşüncelerini aldığımız okuyucularımızın aynı zamanda birer yakın tarih şahidi olduklarını görüyoruz. Gelecek nesillere bırakılacak çok güçlü bir temel fikirler bütününe sahipler.
Bunu oluşturan eksen: Kur’ân-ı Kerim’in bu asırdaki tefsiri Risâle-i Nur ve onun basındaki sarsılmaz yüzü; Yeni Asya Gazetesi…
Gazetemiz ile geçen 40 senenin ağabeylerimizde tesis ettiği en güçlü husus; hak ve hürriyetlere olan düşkünlük. Münevver bir Müslümandan insana ilk akseden duruş: Huzur dolu bir yüz, kendinden emin bir kişilik, nur saçan ve karşısındakine güven veren tesirli bir duruş.
“Neden Yeni Asya?” denildiğinde hemen verebilecekleri bir cevapları mutlaka var, çünkü Yeni Asya okurları haftada en az bir kere bir araya gelerek okuyor, tartışıyor; hem bu dünya ve hem de öteki âleme hazırlık yapıyorlar. Bu sohbetlere götürdüğüm arkadaşlarımın ilk söyledikleri şu:
Hayret! Bu güzel yüzlü insanlar bu çağda hâlâ yaşıyorlar mıymış?
Elbette yaşıyorlar ve varlar ayrıca onlar; “Sahabimeşrep”ler… Kendilerini hem tanıdık ve hem de gazetemiz ile ilgili duygu ve düşüncelerini aldık. Buyurunuz bu kıdemli okuyucularımızın buyurduklarına:
HALİTTİN BAŞARAN (Tüccar):
Yeni Asya kara günlerden çıkış için hep bir pusula olmuştur
“Yeni Asya gazetesini ilk çıktığından beri okurum. Bu memleketin Risâle-i Nura ihtiyacı var ve Yeni Asya bu hususlarda taviz vermeden hizmet ediyor. Bizi Kenan Evren ihtilâl yaptığında tutukladılar, Halkın Kurtuluşu Ordusu örgütüne mensup kandırılmış genç bir grup solcuların arasına attılar.
Zavallı gençler bizi ‘Humeynici’ sanıyor. Dedim: Biz Cumhuriyetin dostuyuz. Bu memleket dinsiz yaşayamaz. Sonra Risâle okuyabilmemiz için o gün gazetemiz müthiş bir yol buldu sen de biliyorsun. Cumhuriyet Kitap Kulübünde Risâleler de bulunduğu için hapishaneye getirtip okuduk. Türkiye ne günlerden geçti...
Yeni Asya kara günlerden çıkış için hep bir pusula görevinde bulunmuştur. Allah yâr ve yardımcımız olsun hep İnşallah. Bunun için Allah’a binlerce kez şükretmeliyiz. Her gün gazetemize okuma süresi ayırırım.
1969 senesinde Ekrem Hocam (Aktaş) vesilesi ile dâvâmı tanıma fırsatı buldum. O yıllardan bu yana ve çıktığından beri de gazetemizi sürekli okuyorum ve okutuyorum. Çünkü Yeni Asya gazetesi hayatımıza çok şeyler kazandırıyor. Kültür ve huzur katıyor. Yeni Asya okuyucuları bir aile gibidir. Cizre’den tutunuz tâ Rize’den; Kırklareli Vize’ye kadar bu arkadaşlıkta kardeşliği bulmuş olan insanlarla bu memleket övünmelidir. Kutlular başta olmak üzere bütün Yeni Asya mensuplarına iki cihan saadeti için duâ ediyoruz.”
MUSTAFA TOROS (Tekniker):
Türkiye çok tehlikeli tuzaklara gazetemiz
sayesinde düşmedi
“Yenı Asya gerçek bir fikir gazetesidir. Okunması lâzım olan bir gazete olduğu için okuyorum. Okumamam bir kayıp olurdu! Çok şükür tanışma hikâyem çıktığı ilk günden beri başladı. Çok da memnunuz. Çocuklarım da Yeni Asya okuyucusudur. Kim böyle ciddî bir gazeteyi okumaz ki?
Kırklareli’nde çalışırken gazetemizle tanıştım. Abdülhamit Hoca (Oruç) Allah razı olsun hizmetlerimizi tanımama vesile oldu.
Çanakkale’ye geldim. Mehmet Abi ile (Şayan) tanıştık… Sonra Halittin Başaran ile.
Meselâ Millî Nizam Partisi’ni o günlerde hep beraber Çanakkale’de kurmaya çalışırken Yeni Asya gazetesi bize ‘din adına parti kurulamayacağını’ hatırlattı. O zamandan beri isabetli istişarelerde bulunduk. 1977 seçimlerinde de Türkiye çok tehlikeli tuzaklara gazetemiz sayesinde düşmedi. Boşuna ‘Yeni Asya yazdıysa doğrudur’ dememişler.
1970 ve sonrasında şu da görüldü. O senelerde yayınlanan Bizim Anadolu, Sabah, Bugün gibi gazeteler istenileni vermiyordu. Tam olarak bizim çizgimizde olamıyorlardı. Allah’tan Yeni Asya var. Emeği geçenlerden Allah razı olsun.
Kendi adıma, dâvâm adına yayınlanan bir gazetedir gazetemiz.
Gerekli işaretleri Yeni Asya’dan aldığım ve isâbetli kararlarda bulunduğuna inandığım için de onu hep okuyacağım.”
OSMAN DAMNALI (Esnaf):
Gazetemizi herkesin okuması için gayret edelim
“DÂVÂMIN gazetesi olduğu için Yeni Asya’yı her vakit okurum. Uzun bir zaman gazetemizi bisikletimle dağıttım. Eskiden her evde telefon yokken de bisikletimizle Mustafa Toros olsun, biz olalım sohbet olacak evleri kardeşlere bildirirdik. Gazetemizi, 18 Mart Tepesi’ne bile her gün dağıtmak için çıkarırdım. Eve gelmediği gün ya da gazetenin dağıtımı aksayınca içime bir sıkıntı giriyor. Aksadığı zamanlar biriken gazetelerimi bir dergi gibi zevkle okuyorum. Çünkü Yeni Asya gazetesi fikir gazetesidir.
Diğer basın gibi değildir Yeni Asya... Yeni Asya’nın her zaman okunacak değerli sayfaları vardır. Lâhika sayfasını çok okurum…
Bediüzzaman ve Yeni Asya okuyucuları olmasaydı ve bu vatan için demokrasi mücâdelesi verilmeseydi ne olurdu biliyor musun? Kızılordu, Hitler’in ordusunu bile yenebilmişti; şuurlu Nur Talebelerinin gayretleri ve duâları sayesinde komünizm bu memlekete giremedi.
Büyük bir karışıklık olmuştu ancak fikirlerimizle dinsizliğin beli kırıldı. Yeni Asya ve okuyucularının istikametli duruşu, Müslümanlığın bakışını daha da sağlam kıldı Allah’a şükür.
Ne baskılara maruz kaldık… 12 Eylül’den sonra bizi toplayıp ne sıkıntılar verdiler, sen de aramızdaydın biliyorsun... Ama şimdi çok şükür dünya Risâle- i Nur’u biliyor. Bediüzzaman konulu toplantılar yapılıyor. Çok şükür kendimi bulduğum bir gazetem var. Yalnız gazetemizin tirajı daha da artsın. Herkesler okusun. Bunun için de çok duâ edelim, bir de çok hizmet etmemiz lâzım. Bu röportajı yaptığın için sana da teşekkür ediyoruz.”
MEHMET ŞAYAN (Esnaf):
Doğrulara hep Yeni Asya ile ulaştım
“1960’ların sonuna doğru Sadi Karamık kardeşle tanıştım. Bu arada Çanakkale’de vatanî görevini yapmaya gelen Tireli Celal Keseli de Risâle-i Nur ile tamamen şereflenmemi sağladı. ‘Yalı Fırını’nın üst katı ki; Çanakkale’mizin en tarihî binalarındandır, orada sohbetler yapmaya başladık…
Ailemle birlikte Bulgaristan’dan göçüp geldikten sonra nihâyet huzur bulmuştum. Daha sonra İstanbul’daki ‘Nurtaşı’na çok uzun süre Çanakkale’den sohbetlere gitmeye çalıştım. “İttihad” gazetesini de çok dikkatle takip eden bir okuyucu idim. Politika ile ilgili idim ve doğrulara hep Yeni Asya ile ulaştım diyebilirim. Demokrat Parti ile ülkemizin hak ve hürriyetlere kavuştuğunu düşünüyorum. Sonra Adalet Partisi, DYP ve bu günler…
Bir babayım ve çocuklarım için doğru olanları gazetem ile buldum. Onlar, şimdi de torunlarım Can Kardeş dergisi ile büyüdüler. Demem o ki mecmualarımız da takdire şayan…
Yeni Asya’yı çıktığı o ilk günkü duyduğum heyecan ile her sabah okurum, ilk günden beri okuyucusuyum.”
|