Geçtiğimiz günlerde bir mail aldım. Mailde bir müjde vardı. Müjde mutluluğun sırrının bulunmasıyla ilgiliydi.
Buluşu kısaca şöyle özetleyelim:
Bilim adamları “Mutlu olmak için ne gerekiyor?” sorusunun cevabını araştırmışlar ve çok çarpıcı bir sonuca ulaşmışlar. Kanadalı araştırmacılara göre, insanı mutlu eden çok para değil, parayı başkaları için harcamak olduğunu tesbit etmişler. Kanada’da bir dergide yayınlanan araştırmada, gelirinin bir kısmını başkaları için harcayanların, bunu yapmayanlardan daha mutlu oldukları ortaya çıkmış.
Araştırma çerçevesinde 630 kişiye ne kadar mutlu oldukları, yıllık gelirleri, kazançlarını nerelere harcadıkları gibi sorular sorulmuş. Araştırmayı yapan uzmanları verilen cevapları analiz ederek, başkaları için cüz’i bir para harcamanın dahi huzur duymak için yeterli olduğu sonucuna varmışlar.
Bir başka araştırmada ise, araştırmacılar 46 kişiye 5 veya 20 dolar dağıtmış ve bu parayı aynı gün öğleden sonra harcamalarını istemiş. Katılanların yarısından parayı kendileri için, diğer yarısından da başkaları için harcamaları istenmiş. Başkaları için harcayanlar gün sonunda kendilerini daha mutlu hissettiklerini söylemişler.
Araştırmayı değerlendiren araştırma heyetinin başkanı Elizabeth Dune, “Ne kadar kazandıklarına bakmaksızın, başkaları için para harcayanların, paralarını sadece kendileri için harcayanlardan daha mutlu oldukları belirlendi. İnsanların mutluluklarında, ne kadar para kazandıkları kadar paralarını ne için harcadıkları da önemlidir” demiş.
Bu araştırmadan çıkarılacak çok önemli dersler var.
***
Geçtiğimiz hafta sonu Ankara’da tertiplediğimiz “Küresel Kriz ve Bediüzzaman Said Nursî’nin İktisad Görüşü” konulu programda bu araştırmanın ne kadar gerçekçi olduğu ortaya çıkmış oldu. Kanadalı araştırmacıların mutluluğun sırrını açıklarken ulaştıkları sonuç aslında İslâm’daki zekât ve sadakadır. Sosyal barışın temininde önemli bir yere sahip olan zekât ve sadaka zenginlerle fakirler arasındaki uçurumu kapatır. Toplumda huzuru sağlar. O bilim adamları bunu öğrendiler mi bilemeyiz, ama bulduklarını sandıkları sır 1400 küsur yıl önce İslâmiyet tarafından insanlığa emredilmiş...
Malî ibadetlerden biri olan zekât, İslâm’ın beş temel esasından birisi. Hicretin ikinci yılında Medine’de farz kılınmış. Kur’ân-ı Kerim’de Cenab-ı Hak “Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin...” diye emreder. Peygamberimiz de, “Zekâtla mallarınızı koruyunuz” ve “Zekât İslâm’ın köprüsüdür” diye buyurmuştur.
* * *
Programda konuşan gazetemizin İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular ile Genel Yayın Müdürümüz Kâzım Güleçyüz, dünyada şu anda yaşanan ve Türkiye’yi de etkileyen ekonomik krizden çıkışın yolunun “zekât”tan geçtiği dikkat çektiler.
Kutlular, dinimizin faizi haram kılarken, zekâtı da emrettiğini hatırlatırken, zekâtın fakir fukaranın hakkı olduğunun altını çizdi ve Bediüzzaman’ın “Velev ki, zekâtın zekâtını verseydik, sair milletlere yetişir daha refah içinde yaşardık” sözünü hatırlatırken, “Zekâtın verildiği zaman insanlık saadet asrını yaşamıştır” diye bir gerçeğin altını da çizdi.
Güleçyüz ise, Bediüzzaman’ın “Bütün ihtilâlatın (kavga ve krizlerin) sebebi iki kelimedir. Birincisi: Ben tok olsam başkası açlıktan ölse bana ne. İkincisi: Sen çalış, ben yiyeyim” dediğini ifade ederken şu görüşlere yer verdi: “Kişiler eğer insanlığın devamını isterse, hayatında faize yer vermemeli, kovmalı ve zekâtı vermeyi de ihmal etmemeli. Dünyada yaşanmakta olan küresel krizin en önemli sebeplerinden biri de, işte bu iki kelimede ve bu iki kelimenin meydana getirdiği ortamlardadır. Faiz Türkiye’de ne yazık ki bir sisteme bağlanmış şekilde işlemektedir. Bunda en çok suçlu tutulanlar bankalar ve faiz sistemidir…”
Kur’ân’da emredilen, Peygamberimizin hadislerinde belirtti ve Bediüzzaman’ın kavga ve krizlerin sebeplerini “Ben tok olsam başkası açlıktan ölse bana ne… Sen çalış ben yiyeyim” diyerek özetlediği zekât meselesi dünyanın gündeminde olsa ne bu krizlerin esâmesi okunacak ne de toklarla açların arasında bu derin uçurum olacak. İnsanlar daha huzurlu, geleceğinden kaygı duymadan yaşayacak.
O zaman sonuç olarak şunu söyleyebiliriz. Zekâtımızı versek mutlu olacağız. Bu bilimsel olarak da ispatlandı.
Demek ki mutluluğun anahtarı: Zekâtta..
19.04.2009
E-Posta:
[email protected]
|