Pazar günü gece saatlerde gelip Salı öğleden sonra Türkiye’den ayrılan ABD’nin yeni Başkanı Barack Hüseyin Obama’nın gezisi için “tarihî” ifadesini kullanmak yerinde olur. İlk resmî ziyaretini Türkiye’ye yapmasının yanında, temaslarında verdiği mesajlar itibariyle de tarihî oldu.
Obama’nın Türkiye ziyareti tartışılmaya, irdelenmeye devam ediyor. Ziyaretin magazin boyutu televizyonlarda daha çok yer bulmasına rağmen Obama, Türkiye ziyaretinde 8 yıllık Bush yönetiminin açtığı yaraları kapatma çabası içinde olduğu açıkça görüldü. Türkiye’nin üyeliği konusunda AB’ye net mesaj vermesi gezinin önemli adımlarından. Gezinin bir önemli mesajı da yeni seçimden çıkan Türkiye’nin bütün kesimlerine verilmek istenen mesajdı. Obama bu mesajı da Meclis’te grubu bulunan partilerin genel başkanlarını ziyaret ederek vermiş oldu. Çünkü, bundan önceki iki başkan da muhalefetle görüşmemişti.
Türkiye-ABD ilişkileri 1 Mart 2003 tarihinde TBMM’deki tezkere oylamasının “reddedilmesi” büyük krize sebep olmuştu. Bundan dört ay sonra 4 Temmuz 2003’teki Türk askerlerin kafasına çuval geçirilmesi iki ülke arasındaki ilişkileri iyice kötüleştirmişti. Obama’nın ziyaretinin asıl maksadı bu ilişkileri “yumuşatmak” ya da ilişkileri daha da ilerletmek olarak özetlenebilir.
Obama’nın gezisinin buna benzer birçok mesajı olmasına rağmen, Cumhurbaşkanlığında kendisine ikram edilen vişneli yaprak sarması, nevzine, tavada pişirilmiş logosa varıncaya kadar, İstanbul Ayasofya Camiinin bahçesindeki kedi sevmesinden, Meclis’te stenograflarla tokalaşmasına, kadar birçok olay “gezinin mesajı”ndan daha çok ön plâna çıkarıldı. Daha yeni yeni verilmek istenen mesajların arka plânları konuşulmaya başlandı. Şimdi vermek istediği asıl mesajlar, aslında neler anlatmak istediği konuşuluyor. Meselâ, gerek Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, gerekse de Başbakan Tayyip Erdoğan ile yaptığı özel görüşmelerde neler konuşulduğuna dair henüz bilgiler sızmadı. Irak’tan asker çekme gibi konular gündeme geldi mi? Bu ve benzerî soruların cevapları henüz belli değil.
Gelmeden haftalar önce “İslâm dünyasına Türkiye’den mesaj vermeyecek” denmesine rağmen Obama’nın, Meclis’te konuşurken, “Bana ‘Türkiye’ye bir mesaj vermek için mi gidiyorsunuz’ diye soruldu. Buna cevabım çok kolay; (Türkçe) ‘evet’...” diyerek cevabı vermiş oldu. Özellikle 21 ay sonra Genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanlarının da 21 ay sonra genel kurula katılmasıyla gerçekleşen Meclis konuşmasında önemli mesajlar verdi.
ABD’nin “İslâm’la savaşta değildir, olmamıştır, olmayacaktır” derken, Müslüman dünyasıyla olan ortaklıklarının kritik öneme sahip olduğunu söylerken peşinden, “ABD, Müslüman insanlar tarafından zenginleşti. Pek çok ABD ailesinde Müslümanlar var. Bunu çok iyi biliyorum. Çünkü ben de bunlardan biriyim” demesi hayli yankı buldu. Bunları söylerken Müslüman ülkeler olan Irak, Afganistan ve Filistin de yaşananlar malûm olduğuna göre vermek istediği mesaj sadece İslâm dünyasına mıydı?
25 dakikalık konuşmaya birçok önemli konuyu sığdıran Obama’nın “ılımlı İslâm” gibi garip tanımlama yerine “model ortaklıktan” bahsetmesi yeni bir durum… Bundan neyi kastettiğini, “Türkiye ve ABD’nin bir model ortaklık oluşturmasıyla mümkün olabilir. Söz konusu modelde, baskın olarak Hıristiyan olan bir ulusla, çoğunluğu Müslüman olan bir ulus bir araya gelecek ve Türkiye-ABD ile birlikte modern bir camia oluşturabilecek. Bu güvenli, saygın, refah içerisinde görülür ama engellenebilir kültürler arası gerilimin olmadığı bir model olacak” diye açıklamış olsa da bu ortaklığın nasıl olacağı ve şartlarının ne olduğu belli değil.
Türkiye’den ABD’ye gittiği söylenirken, sürpriz bir şekilde Irak’a gitmesinin altında neler olabileceği, Azerbaycan’ı küstürmek pahasına Ermenistan’la sınır kapılarının açılmasını istemesinin altında yatanlar konuşulmaya başlandı.
Başkan olarak ilk ziyaretini Türkiye’ye yapan Obama’nın hem dünyaya hem de Türkiye’ye mesajları oldu. Laik demokrasi vurgusu, AB üyeliğine tam destek, model ortaklık, ruhban okulunun açılması, Ermenistan-Türkiye sınır kapısının açılması, PKK için iki ülkenin işbirliği yapması gibi konular Türkiye’nin önüne konuldu. Obama’nın ziyaretinin ardından hem Türkiye, hem de ABD politikalarında ne gibi değişiklik meydana getirecek bekleyip göreceğiz.
10.04.2009
E-Posta:
[email protected]
|