ABD Devlet Başkanı Hüseyin Obama’nın, Türkiye’de bulunduğu müddet içinde seçkin ve bilerek konuşması beni yanıltmadı. Gayet veciz, öz ve doğruları söyledi. Bugünkü dünya seyrinde ve âlem çarşısında ABD devlet başkanından beklenen bir konuşma yaptı. Yüz kırk üç yıl önce olsaydı ABD devlet başkanı Hüseyin Barack Obama ancak köle olabilirdi, dedeleri “Kunte Kinte” gibi... Hak ve hakikat mücadelesinde ve “fikr-i hürriyet” savaşında 143 yıl sonra gelinen nokta, kölelerin, siyahîlerin ve bir mânâda hürriyetperverlerin zaferi olarak noktalandı. Obama bütün konuşmalarında bu mânâyı daima nazara verdi ve insanlık âleminden barışı, kardeşliği ve diyalogları istedi.
Kendi kökeninin de Müslüman olduğunu TBMM’de haykıran bu yiğit devlet adamı, ABD halkının adeta bir yol ayrımına doğru sür’atle gittiğini bilmektedir. Çünkü çok geniş sosyal, siyasî, dinî ve askerî problemlerle karşı karşıyadır. ABD halkının doğru ve isabetli düşünenleri, barış ve fikr-i hürriyet taraftarı İslâmiyet’e var güçleriyle teveccüh etmektedirler. Bugün ABD’de İslâmiyet ikinci büyük din halinde ve ABD’de İslâmî okul sayısı 400, cami 3 bin ve 24 milyon Müslüman vardır.
Ayrıca 300 milyonluk ABD’de 4 bin üniversitenin yanında 85 bayan üniversitesinin birinden mezun olan ve “Ben Kur’ân’la iftihar ediyorum” diyen Hillary Clinton’un ABD Dışişleri Bakanı olması, Hz. Bediüzzaman’ın yıllar önce ABD’de “İşte Amerika ve Avrupa’nın zekâ tarlaları Mister Carlyle ve Bismarck gibi böyle dâhi muhakkikleri mahsulât vermesine istinaden, ben de bütün kanaatimle derim ki: Avrupa ve Amerika İslâmiyet’le hamiledir; günün birinde bir İslâmî devlet doğuracak. Nasıl ki Osmanlılar Avrupa ile hamile olup bir Avrupa devleti doğurdu” 1 hakikatın müjdesini vermektedir. Diğer bir mânâda, ABD’nin dünya da kaybolan demokrat, cumhuriyetçi ve insan haklarına değer veren imajının, yeniden ve başka bir elbise ile ortaya çıkması beklenmektedir.
ABD’de kendi ibadethanesini ve dinini seçme ve kendi vicdanına göre ibadet hürriyeti her Amerikalı’nın hakkıdır. Birleşik Devletler Anayasası’nda yapılan ilk değişiklik şöyledir: “Kongre, belirli bir dinin mecburî olması için veya ibadet hürriyetini yasaklayan bir yasa yapamaz.” ABD’de 219 mezhebe bağlı 331.000 yerel kilise grubu vardır. Dünyadaki bütün batıl inançların merkezi bu ülkedir. Yeryüzündeki belli başlı dinlerin tamamı Birleşik Amerika’da temsil edilmektedir. Ayrıca İslâmiyet’i kabul edenlerin sayısı günden güne artmaktadır.
Bugün başta Amerika, Avrupa ve Avrasya’daki yeniden kurulan devletlere kadar, gelişen ve inkişaf eden muhteşem İslâmî faaliyetler, ardı ve arkası kesilmeyen camiler, açılan İslâmî okullar ve Müslümanlığa koşar adımlarla dahil olmalar, zorbalıkla ve radikalizmle olmuyor ve olmamıştır. Yani ayrı bir deyimle, çağımızda o devletlerle savaş yapılarak İslâmın inkişafı olmuyor ve olmamıştır. Dikkat edilirse ABD ve diğer süper güçler de, artık savaşarak bir ülkeye hâkim olamıyorlar ve olamayacaklardır. Irak ve emsâli yerler bunun en büyük şahididir. Ancak akıllara, ruhlara, kalblere ve nefislere hitap metodu çağı içine almış ve almaktadır. Bugünkü dünya haritasında ve gelişen hadisât-ı âlemde bunun dışında bir irşadın olacağı da görülmüyor.
Her iktidara zaman tanıdığımız gibi, dünyada, Türkiye’de ve kardeş Irak’ta Hüseyin Obama’ya zaman tanımalıdır ve tanımalıyız. ABD yeni kadrosuyla evvelâ şuurlu ve inançlı halkının sesine kulak verecek ve daha sonra müştereken 193 ülkedeki bütün dünya milletlerine kulak verecektir kanaatindeyim. Çok ümitvârız, yarın dünyanın rengi daha da güzel olacak ve yarın güneş yeniden üstümüze doğacaktır. Zafer İslâm’ındır...
10.04.2009
E-Posta:
[email protected]
|