Namaz kılanlar için ‘yeryüzü bir mescid’ olmakla birlikte, halka açık mekânlarda da mescidlere ihtiyaç duyuluyor. Mescidlerin olması gereken yerlerin başında da büyük alış veriş merkezleri, oteller, istasyonlar ve benzeri yerler sayılabilir.
Bazı alış veriş yerlerinde ihtiyacı karşılayacak şekilde mescidler olduğu halde, bazılarında ısrarla mescid açılmıyor. Misal vermek gerekirse, İstanbul Ümraniye’de binlerce kişiye hizmet veren Carrefour’da mescid açılmıyor. Alış veriş merkezinin yöneticilerinden yazılı ve sözlü taleplere rağmen bu konuda bir adım atılmıyor. Bahanelerine göre, ‘Konseptlerinde mescid yokmuş’ bu sebeple açmıyorlarmış. Peki, o devasa alış veriş merkezine gelen ve vakti geldiğinde namazını eda etmek isteyen ‘müşteri’lerin bu ihtiyacı nasıl karşılanacak?
En büyük sıkıntılardan biri de “5 yıldızlı otel”lerde yaşanıyor. Ramazan aylarında bir odayı mescid haline getiren bu oteller, Ramazan sonrasında da devam eden bu ihtiyacı ısrarla görmezden geliyorlar. Mescidsiz otellerde yapılan toplantılarda, ilgililere bu ihtiyaç ulaştırılınca da sağolsunlar; “Yakındaki camide kılabilirsiniz ya da kazaya bırakabilirsiniz” diye fetva da veriyorlar.
Şükür ki, geçmiş yıllara nisbetle mescid açılan alış veriş merkezlerinin sayısı arttı. Fakat 5 yıldızlı oteller yanlıştaki ısrarını sürdürüyor. İstanbul’da faaliyet gösteren 5 yıldızlı otellerden -bilebildiğimiz kadarıyla- sadece birinde mescid bulunuyor. Okmeydanı’ndaki Cevahir Otel bu ihtiyacı düşünmüş ve güzel bir mescid hizmete açmış. Bu vesile ile onları tebrik ediyor ve diğer 5 yıldızlı otellere de örnek olmasını diliyoruz.
Geçen gün, eskiden beri hizmet veren 5 yıldızlı bir otel, yenilenerek müşterileriyle buluştu. Ataköy’deki bu otel her şeyini yenilemiş, ama bu yenilik esnasında yine ‘mescid’e yer kalmamış. Otel yöneticileri, “Talep gelmesi halinde boş odalarımızı bunun için açabiliriz” diyorlar. Lütfediyorlar, ama bu yeterli mi?
Şunu anlamakta zorlanıyoruz: Yıldızı kaç olursa olsun, herhangi bir otelde, sürekli açık olan bir ‘mescid’in bulunması o otele zarar mı verir? Müşterileri mi tepki gösterir, yoksa ‘irtica’ mı hortlar?
Türkiye’de faaliyette bulunan herhangi bir otelde mescid olmaması, kanaatimizce o otel için ‘ayıp’ olarak yeter. Bütün hizmetleri “5 yıldızlı” olsa bile, bu eksiklik o yıldızları söndürür. Otelden ve otelcilikten maksat; müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamak ise, mescid niçin bir ihtiyaç olarak görülmez? Otele konaklamak için gelen ya da herhangi bir toplantıya katılan ‘müşteri’nin bu ihtiyacını karşılamak otel yöneticilerinin görevi değil mi?
Yıldızlı ya da yıldızsız faaliyet gösteren otel ve benzeri ‘kamuya açık toplu mekânlar’da mutlak surette mescid bulunmalıdır. Bu ihtiyacın karşılanması için başta Diyanet İşleri Başkanlığı’na ve sivil toplum kuruluşlarına iş düşüyor. Bugünden tezi yok, bu konuda ciddî çalışmalar ve kampanyalar açılmalı, otel ve benzeri işletme sahipleri cesaretlendirilmelidir.
Herkes bilsin ki, her otele bir değil ‘iki mescid’ açılmasını istiyoruz. Bazıları rahatsız olsa da, bu mescidler açılana kadar konuyu gündemde tutmayı sürdüreceğiz İnşallah.
10.04.2009
E-Posta:
[email protected]
|