Seçim sonuçlarıyla ilgili değerlendirmeler devam edecek gibi görünüyor. Gerek iktidar ve gerekse muhalefet, kendi pencerelerinden neticeye bakıp ‘ders’ler çıkarmak durumunda. Nitekim DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, Pazartesi günü CNN Türk’ün canlı yayınında yaptığı açıklama ile ‘partisinin oy oranını arttıramadığı’ gerekçesiyle genel başkanlığı bırakacağını açıkladı.
Görebildiğimiz kadarıyla DP ve Genel Başkanının geride bıraktığımız mahallî seçimlerde bir başarısızlığı yok. En zor şartlarda, elden gelen imkânlarla çalıştılar, fakat ortaya böyle bir netice çıktı. Elbette oylarını arttıramadılar, ama ortalamada kendilerinden daha fazla oy alan bir partiden daha fazla sayıda il ve ilçe belediye başkanlıkları kazandılar. Yine görebildiğimiz kadarıyla kamuoyunda da bir istifa beklentisi yoktu, ancak seçim öncesi verilen söz gereği DP Genel Başkanı istifa edeceğini duyurdu. Arzu edilmeyen bir istifadır, ama bu karara sadece saygı duyulur.
Sandıktan çıkan neticelere bakıldığında DP’nin en büyük probleminin büyük şehirlerdeki yapılanma olduğu anlaşılır. Anadolu’nun belli başlı il ve ilçelerinde yüksek nisbette oy alabilen DP, büyük şehirlere gelince bu başarıyı sağlayamıyor. Bu durum elbette bu günün problemi değildir. Köylerden şehirlere göçle başlayan bu değişim, belki de ‘demokrat misyon’ca yeteri kadar tahlil edilip, ihtiyaçlara göre politikalar geliştirilemedi.
‘Demokrat misyon’u sıkıntıya sokan bu durumun onlarca, belki de yüzlerce sebebi vardır. Fakat önemli olan ‘netice’ olduğuna göre bu problemin çözümü için özel gayretler sarfetmek gerektiği de ortada.
Türkiye başka bir açmazla daha karşı karşıya. Mahalli seçimlerde aldığı oy nisbetinden daha fazla oy olarak tek başına iktidara gelen hükümet, oy kaybettikten sonra söz verdiği reformları yapabilecek mi? Bir iki defa yenilenip güncellenen ve millete ilân edilen ‘vaadler’ acaba gerçekleştirilebilecek mi?
Meselâ, Avrupa Birliği üyeliği yolunda emin adımlarla ilerlemek mümkün olacak mı? Ayrıca son ayların en tartışmalı konularından biri haline gelen ‘yeni ve sivil bir anayasa’ tozlandığı raflardan icraat masasına alınabilecek mi?
Elbette yapılmasını çok arzu ederiz, ama bu seçim neticelerinden sonra daha önce yapılması için vaad edilen reformların yapılma imkân ve ihtimali maalesef azalmıştır.
Tek başına iş başına gelmiş bulunan hükümet, elde ettiği bu imkânı yeterince değerlendiremedi ve iktidardaki günlerini ‘sadece bu gün’ olarak göremedi. ‘Bugün’ün işini ekseriyetle ‘yarın’a bıraktı ve başlangıçta çok uzak olan ‘yarın’a gelip dayanmış olduk.
İktidar partisinin seçim sonuçlarını değerlendirirken “Hizmet siyaseti karşılığını bulmadı” demesi de neticeyi doğru okuyamadığı anlamına gelir.
Seçim sonuçlarını iyi okuyan ve buna göre politika geliştiren siyasî partiler kazanmaya devam eder vesselâm.
01.04.2009
E-Posta:
[email protected]
|