"Gerçekten" haber verir 29 Mart 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Yasemin GÜLEÇYÜZ

Onlar gökteki yıldızlar gibi…



Sahabeler, Peygamberimizin (asm) benzetmesiyle gökteki yıldızlar misâli, asırlardır kesret çöllerinin karanlıklarında kaybolmaya yüz tutan inananlara yol gösteriyorlar, hakikati sunuyorlar.

Hangi konumlarda nasıl davranmamız gerektiği konusunda eşsiz bir modeller. Çok farklı çevrelerden gelen, farklı eğitimler alan, birbirinden değişik fıtratlara ve mizaçlara sahip olan sahabelerin tavırları, kararları, soruları, cevapları, üzüntüleri, sevinçleri, seyahatleri bizlere hayat yolculuğumuzda ışık tutan, yön gösteren örnekler teşkil etmekte.

Geçenlerde okuduğum iki hanım sahabenin hayatı da “ummandan katre” misâli bunlardan bir tanesi işte:

Dil yarasına Peygamber tesellisi

Hz. Dürre (ra), Peygamberimize (asm) yaptığı zulümler üzerine hakkında Tebbet Sûresinin indiği Ebû Leheb’in kızıdır. Gencecik bir kızken İslâmı kabul ederek Mekke’den Medine’ye hicret etmiştir. Medineli mü’mineler, Ensar hanımları ona “Hoş geldin!” ziyaretine geldiklerinde inen sûreyi hatırlatarak bu durumda Dürre’nin hicretinin nasıl kabul edilebileceğini sorarlar kendisine. Zira Tebbet Sûresinde babası ve annesinin Cehennemdeki halleri açık bir şekilde zikredilmiştir. Hz. Dürre çok incinmiştir söylenenlerden. Peygamberimize giderek durumu anlatır. Peygamberimiz (asm) ilk hutbesinde “Bazılarınıza ne oluyor ki, benim Ehl-i Beytimi incitiyor?” şeklinde bir konuşma yaparak küfür karanlığının, suçun, kabahatin şahsîliğini, çevresine sirayet ettirilmemesi gerektiğini ders verir sahabelerine.

Ebû Leheb, Efendimizin (asm) amcası olduğu halde zulmü, hakkında sûre inecek kadar kesifse de kızı iman ederek Medine’ye hicret etmiştir. Babasından dolayı kızına eziyet edilemez. Dil ile de olsa!

Bu nebevî ders Ensar hanımlarına verilse de elbette onların şahsında, zor zamanların insanları olan bizlere de verilmektedir. Değil mi?

Hataların, kusurların kolayca umumîleştirilerek bir ailenin, bir köyün, bir ülkenin mahkûm edildiği ve bu durumun küresel bir belâ olduğu günümüzde, “Birisinin hatasıyla başkası mesul olamaz” Kur’ânî düsturuna ne kadar da ihtiyacımız var!

Hz. Zeyneb (ra) ve yardımseverlik

Peygamberimizin (asm) halasının kızı ve aynı zamanda da eşi. Evlilikleri o dönemde hayli dedikodulara sebep olmuş ve hakkında âyet inmiş. Bediüzzaman Hazretleri Hanımlar Rehberi isimli eserinde bu evliliğin hikmetlerini müstakil bir konu olarak aktarmış ki, bu ayrı bir konu…

Asıl aktarmak istediğim Hz. Zeyneb’in (ra) mesleği. Evet o deri işlemeyi gayet güzel bir şekilde becerebilen, deriden eşyalar yapıp bunu satan ve kazandıklarını da ihtiyaç sahibi olanlara dağıtmayı çok seven bir hanım. Evinin bir odasını tamamen bu iş için kullanacak kadar bu san'atta maharet sahibi. Hani şimdilerde Batı dünyasında çalışan kadınların “home ofice” olarak tanımlayıp rağbet ettiği evden çalışma sistemi dediğimiz olay. Ama Hz. Zeyneb (ra) bu çalışmayı sadece yardım için yapmakta.

Bu konuda öylesine yardımsever ve şefkatli ki, Hz. Ayşe (ra) “İçimizde en merhametlimiz, yardımseverimizdi” diyerek onun bu özelliğini övmekte. Hatta Hz. Ayşe (ra) aktardığı şu olayla da bu hakikati teyid etmekte. Peygamberimiz (asm) bir gün “İçinizden bana en önce kavuşacak olan eli en uzun olanınızdır” diyor eşlerine. Hepsi ellerini duvarlarda ölçüyorlar. Asıl mânâyı zaman tevil ediyor. Peygamberimizin (asm) ölümünün ardından eşleri arasında ilk vefat eden Hz. Zeyneb (ra) oluyor. O zaman eli uzun olmak tâbirini kullanmakla Peygamberimizin (asm) yardımseverliği kast ettiğini anlıyorlar. Çünkü Hz. Zeyneb (ra) deyince akla ilk gelen şey onun fakirlere yardım etmeyi çok seven bir hanım olması…

Öyle ki vefat ettiğinde geride kalan “bir dirhem” bile yoktur.

29.03.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (22.03.2009) - Almanya notları

  (15.03.2009) - Nur kervanı…

  (08.03.2009) - Şefkatli Elçi (asm)

  (01.03.2009) - Eğitim ailede başlar…

  (22.02.2009) - Yolcu gibi yaşamak…

  (15.02.2009) - Çağdaş aşkın hikâyesi!

  (08.02.2009) - Hakîm isminin penceresinden ev idaresi

  (25.01.2009) - Bir seminerin ardından…

  (18.01.2009) - Ve insan, doğar...

  (11.01.2009) - Şefkat, merhamet ve rikkat kıtlığı!

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır

Kurumsal Linkler:
Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl

Reklam Linkleri:
Risale Yorum- Risale Çocuk- Oktay Usta - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Ahmet Maranki- Cevşen - Yeni Asya Barla - Makdis