Rize’de bulunan özel bir ilköğretim okulu, “televizyon izlemenin öğrencilerin başarısını ve aile içi ilişkileri olumsuz etkilediği” gerekçesiyle, aileleri ile birlikte Pazartesi günleri televizyon izlememe kararı almışlar. Yapılan anket çalışmasında velilerin yüzde 57’si televizyonun aile ilişkilerini olumsuz etkilediğini ve günde yaklaşık 3 saat televizyon izlediklerini belirtmişler. Bu anketin neticesine göre de örnek olması gereken bir projeyi başlatmışlar. “TV’siz bir gün” projesine göre, Pazartesi günleri televizyon seyredilmeyeceklermiş.
Bu haber üzerine, 5-17 Şubat tarihinde yapılan ve sonuçları bu hafta açıklanan Bağımsız Eğitimciler Sendikası’nın (BES) yaptığı bir araştırma dikkatimizi çekti. Ankara’da bin 309 kişinin katıldığı “Televizyona esir mi olduk?” araştırmasında ortaya çıkar çarpıcı birkaç sonucu aktaralım.
Ankete göre Türk halkının yüzde 29.6’sı günde en az 5 saat televizyon izlerken, yüzde 25.3’ü en az 3 saat, yüzde 19.1’i en az 2 saat, yüzde 17.3’ü ise 5 saatten fazla televizyon izliyor. Yani, 100 kişiden 17 kişi günde 5 saatten fazla televizyon başında zamanını geçiriyor.
Ankete katılanlara “televizyon izlemenizin en önemli sebebi nedir?” sorulduğunda ise daha ilginç cevaplar verilmiş. Yüzde 27.2’si “yapacak başka işi olmadığı için” televizyon karşısına geçerken yüzde 24.1’i ise gündemi takip etmek için televizyon izliyor. Eğlenmek için televizyon izleyenlerin oranı yüzde 18.7 olurken, dinlenmek için izleyenlerin oranı ise yüzde 16.4 oldu.
Diğer bir sonuç ise halkın “yerli dizi” müptelâsı olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmaya göre halkın yüzde 39.8’i yerli dizi izlemek için televizyon karşısına geçiyor. Dizi müptelâlarının yüzde 59.3’ü gibi büyük bir kısma da beğendiği dizileri düzenli olarak takip ediyor.
Ankete göre bir çarpıcı sonuç da, televizyon izlemenin insanı geliştirmediğinin ortaya çıkması. Ankete katılanların yüzde 57.2’si televizyon izlemenin kendisini geliştirmediğini düşünürken, haber programlarının içeriğinin ise birbirinin aynı olduğunu düşünüyor.
Öte yandan, halkın yüzde 40.3’ü televizyonlardaki şiddet muhtevalı görüntülerden rahatsız duyduğunu söylüyor. Yüzde 16.9’u müstehcen görüntülerden, yüzde 16.3’ü ise magazin programlarından rahatsız...
Ankette “Öğüt verici, dinî içerikli program ve dizeleri izler misiniz?” şeklindeki soruya halkın yüzde 38.8’i bu tür programları izlediğini, yüzde 26.8’i ara sıra izlediğini belirtiyor. Hiç izlemeyenlerin oranı ise yüzde 22.1.
Bu sonuçlara göre, “televizyona esir mi olduk?” sorusunun cevabı “evet” çıkıyor.
* * *
Bu anketi değerlendiren BES Genel Başkanı Gürkan Avcı’nın “kitap okumuyoruz, ama günde 5-6 saat televizyon izliyoruz” seklindeki sözü, yine aynı sendikanın geçen yıl yaptığı bir anketi hatırlattı. (Bu konuyu, 21.12.2008 yazımızda değerlendirmiştik.) Türkiye kitap okuma alışkanlığı sıralamasında 173 ülke arasında 86’ıncı sırada yer alıyor.
Sendika başkanı Türkiye’de kitap okuma alışanlığının diğer ülkelerle kıyaslayarak bazı rakamlar vermişti. Türkiye’de bir kişinin kitap okumak için ayırdığı zamanın; 300 katını bir Norveçli, 210 katını bir Amerikalı, 87 katını bir İngiliz ayırıyor. Ders ve okul kitapları hariç ABD’de yılda 72 bin kitap basılırken, Rusya’da 58 bin kitap, Japonya’da 42 bin kitap, Türkiye’de ise 7 bin kitap basılıyor. Bir Japon yılda ortalama 25, İsviçreli 10, bir Türk ise 10 yılda ortalama ancak 1 bir kitap okuyabiliyor.
“Hangi aralıklarda kitap okursunuz?” sorusuna, “düzenli okurum” diyenlerin oranı sadece yüzde 11.2… “Düzenli kitap okumanıza engel olan şey aşağıdakilerden hangisidir?” sorusuna ise, “iş yoğunluğu, okuldan zaman kalmıyor, boş zamanlarımı televizyon seyrederek geçiririm veya başka şeylerle değerlendiririm” gibi bahaneler sıralanmış.
Bu iki anketi yorumlamak gerekirse; önce anne babaların okumaya başlaması, sonra da çocuklarına kitap sevgisi kazandırmaları gerekiyor.
Haydi kitap okumaya… Haydi, “TV’siz bir gün” projesine destek vermeye… Hiç değilse bir gün kitap okuyalım, halkın yüzde 57.2’sini esir alan televizyonu kapatalım.
29.03.2009
E-Posta:
[email protected]
|