Mahallî seçimlere 8 gün kala siyaset iyice ısındı. Bir yanda üslûpsuz tartışmalar, diğer yanda TC kimlik numarasız oy kullanamama, bir diğer yanda da işsizliğin çığ gibi büyüğü günler yaşıyoruz.
Yüksek Seçim Kurulu’nun seçimlerde “TC kimlik numaralı belge şartı” hatırlatması üzerine vatandaş “TC numaralı nüfus cüzdanı” almak için gece yarılarına kadar sırada bekliyor, büyük bir çile yaşanıyor. YSK’nın mahallî seçimlerde bu “şartı” esnetip nüfus idarelerinden alınacak “nüfus kayıt örneği”yle oy kullanılmasına izin vermesinin de sıkıntıları gidermeyeceği ortada. Zira, yine nüfus idarelerinde kuyruklar devam edecek.
Aslında olaya yanlış taraftan bakılıyor. Parlamentoda grubu bulunan 4 partinin yetkilileri önceki gün YSK Başkanı Muammer Aydın’la görüştüler. Uygulamanın esnetilmesini istediler. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Köşk’e dâvet ettiği Aydın’a, “Türkiye’nin seçim yönünde yurtdışında sicili çok iyi. Bunun bozulmasını istemiyorum. Benim endişem bu” dedi. YSK da Çarşamba günü gece geç saatlere kadar toplanıp böyle bir karar verdi.
Peki YSK bu kanunu yok sayabilir miydi, ya da daha da esnetebilir miydi?
Seçimlerle ilgili ortada bir de kanun var. Bu yüzden suçu YSK’ya atmak yanlış olur. Çünkü ilgili kanunun “Kimliğin tesbiti’’ başlıklı 87. maddesinde bu şart var. Değişiklik sonrası ilgili madde, “Sandık seçmen listesinde yazılı seçmenin kimliği, nüfus hüviyet cüzdanı veya kimlik tesbiti amacıyla düzenlenmiş ve Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını taşıyan resmî belgelerle belirlenir” hükmünü içeriyor.
Yüksek Seçim Kurulu da bu kanunu uygulamak zorunda. Uygulamazsa, seçimlerden sonra yapılacak bir itirazla seçimlerin iptal edilip tekrarlanması yolu açılabilir.
Bu aşamada bu kanunun uygulanmaması istemek, ya da kanundaki ilgili bölümün esnetilmesini istemek “Meclis çıkarttığı kanuna sahip çıkamıyor” görüntüsü veriyor. Seçim kanunlarının çıktığı günden en erken bir sene sonra uygulamaya başlayacağı da hesaba katılarsa, bölgelerinde olan milletvekillerin Meclis’e çağrılıp kanunun düzeltilmesi de soruna çare olmuyor.
Olan yine vatandaşa oldu. Yaklaşık 3.5 milyon seçmenin nüfus cüzdanında “TC numarası” olmadığı hesaba katılırsa milletin “nüfus kayıt örneği” almak için sırada bekleyeceği anlaşılıyor. Bu durumda birçok insan da bu sıkıntıya katlanamayacağı için seçimlerde oyunu kullanamamakla karşı karşıya kalacak.
Şu safhada, ‘Keşke parmak boyama uygulaması devam etseydi’ noktasına gelindi. “Çağın ayıbı” da olsa bu boyalar birkaç gün sonra parmaklarımızdan çıkıyordu.
Seçimlerde esas olanın seçmenin iradesinin sandığa en doğru şekilde yansıtılması olduğuna göre, sandık başına geldiği halde oyunu kullanamayan seçmenlerin sorumluluğunu kim üstlenecek? Görülen o ki, zaten üslûp bozukluğu ile tartışılan seçim kampanyası, seçimden sonra da seçim sonuçları ile çokça tartışılacak...
20.03.2009
E-Posta:
[email protected]
|