Gazetemizin yayın hayatına atılışının 40. yıl dönümünü kutluyoruz. Gazete sayfalarında 40 yıldır gazetemizi okuyanların hatıralarını okuyor, şevk alıyoruz. Daha yapacak çok işimizin olduğunu, bu cefakâr, vefakâr okuyucuya lâyık olmak için daha çok çalışmamız gerektiğinin idrakine varıyoruz. Bu röportajlar ve “kutlama programları” heyecan ve şevkimizin artarak devam etmesine vesile oluyor.
21 Şubat tarihli yazımızda “Yeni Asya’nın kamuoyu tarafından nasıl tanındığını özetlemeye çalışmıştık. Ankara büromuzu ziyaret edenlerin övücü sözlerine, gerek e-mail, gerekse faksla gelen kutlama mesajlarına bakarak “Yeni Asya’nın zihinlerdeki olumlu yeri”ni gördükçe, mutlu oluyoruz. Bu güven hepimizi “motive” ediyor.
Bu arada, “okuyucusuyla bütünleşmiş”, ya da “sahibi okuyucu” olan tek gazete sözünün ne kadar haklı ve doğru olduğuna haftasonu şahit olduk. Üzerinden beş gün geçmesine rağmen bu konuda yazmamanın eksiklik olacağını düşündüğüm için geç de olsa aşağıdaki düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Geçtiğimiz haftasonu, gazetemizin İstanbul-Çemberlitaş’daki Fırat Kültür Merkezinde düzenlenen kutlama programına katılmak üzere İstanbul’a gitmiştik. Programın başlamasına 2 saatten daha fazla bir süre önce gittiğimiz salonda gördüğümüz manzara okuyucularımızın heyecanının yüzlerine yansımasıydı. Salonda hummalı bir çalışma vardı. Bir yanda biraz sonra başlayacak kokteylde ikramlar hazırlanırken, diğer yanda yayınlarımızın teşhir edileceği masalar kuruluyordu. Bir yanda karikatüristimiz İbrahim Özdabak’ın sergisi hazırlanırken, programın yapılacağı salonda da son düzenlemeler yapılıyordu.
Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden gelen okuyucularımız İstanbul’daki okuyucularımızla kucaklaşıp hasret giderirken, yüzlerdeki mutluluk görülmeye değerdi. Gazetecilik hayatımda birçok program, resepsiyon, kokteyle katıldım, ama yüzlerdeki huzur ve mutluluğu hiçbir yerde görmedim. Yeni Asya okuyucusu hakikaten farklı bir okuyucu. Hiçbir gazetenin böyle gazetesini sahiplenen bir kitlesi yok. Buna ne kadar şükretsek azdır.
Programa gelenlerle tek tek selâmlaşmak için iki saat boyunca salonda dolaştım. Ankara’dan geldiğimiz için okuyucularımız son siyasî gelişmeleri, Meclis’te yaşananları, mahallî seçimleri sordularsa da Yeni Asya’yı konuşmayı ve bu günü doyasıya yaşamak için sorulara kısa kısa cevaplar verip, bilgilerimi paylaşmayı tercih ettim.
Programla ilgili gazetemizin Salı günkü nüshasında geniş haberler ve fotoğraflar yer aldı. Gazetemizin imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular ve Genel Yayın Müdürümüz Kâzım Güleçyüz Yeni Asya’nın 40 yıllık yayın çizgisini anlattılar. Gazetemizin 40 yıllık okuyucuları adına üç okuyucumuzun konuşmalarında verdikleri mesajlar Yeni Asya farkını ortaya koydu. Mü’mine Güneş’in gazetemizin ilk Genel Yayın Müdürü Mustafa Nezihi Polat ile ilgili hâtırası ve 70’li yıllarda gazetemizin Ankara bürosunda çalışan Osman Zengin’in gazeteyi nasıl zor şartlarda basıp dağıttıkları ile hâtıralarını dinlerken 23 yılı aşan bir Yeni Asya çalışanı olarak yaşadığım pekçok hatıra gözlerimin önüne geldi. Gecenin bir yarısında yağmurlu ve karlı havalarda elden dağıtılacak gazeteleri kucağımda getirdiğim günleri, Bediüzzaman için okutulan mevlitlerle ilgili yaşanan baskıları, 1990 yılında 10-15 günde yeni bir gazete çıkarılışını, 28 Şubat’ta uğradığımız haksızlıkları hatırladım.
Programın en önemli sahnesi ise 40 yıldır gazetemizi kesintisiz okuyan ağabeylerimize sahnede “hizmet berat” ı verilmesi oldu. Bu okuyucularımızın yüzlerindeki heyecan, tebessüm, huzur ve mutluluk her şeyi anlatır nitelikteydi. Yönetim Kurulu üyelerimizden beratlarını alan bu vefakâr okuyucularımızın verdikleri “ahirete kadar okumaya devam” ortak mesajı gençlere büyük bir şevk oldu.
Benim için en önemli sahnelerden birisi de şu anda gazetemizin yayınında emeği geçenler arasında sahneye çağrılmam oldu. Genel yayın müdürümüz, yayın koordinatörümüz, yazı işleri müdürümüz, haber müdürümüz ve yazıişleri mutfağında çalışanlar arasında sahneye çağrıldığımdaki heyecanımı anlatamam. Okuyucularımızın karşısındaki o sahnede yer almak hakikaten çok mutluluk verici bir olaydı. Sahnede yerimizi alırken, salondan gelen alkışlara “Asıl siz alkışlanmaya lâyıksınız” dercesine sahnede okuyucumuzu alkışladık. Çünkü asıl alkışlanması gereken onlardı.
Programın hemen sonrasında Ankara’ya büyük bir moral ve dopingle döndük. Başta, Genel Müdürümüz Recep Taşçı, dergiler Koordinatörü Şener Boztaş olmak üzere bu programın düzenlenmesinde emeği geçen herkesi can-ı gönülden tebrik ediyoruz. Gazetemizi bugünlere getirenleri de minnetle, ahirete intikal edenleri de rahmetle yâd ediyoruz.
Hizmet dolu daha niye yıllara… İyi ki varsın Yeni Asya…
27.02.2009
E-Posta:
[email protected]
|