Türkiye, 1950'deki genel seçimlere "nisbî çoğunluk sistemi" ile girdi. Bu sisteme göre, bir seçim çevresinde en çok oy alan bir parti, milletvekilliklerin tamamını kazanmış oluyordu.
Seçim sisteminin böyle olmasını isteyenlerin başında iktidardaki CHP'nin Genel Başkanı ve aynı zamanda Cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü gelir.
İsmet Paşa, bir önceki seçimlerin sonucuna bakarak, yine kendi partisinin en yüksek oy oranına sahip olacağını, dolayısıyla birkaç istisna dışında vilâyetlerin çoğunda CHP'nin rakipleri olan Demokrat Parti ile Millet Partisini geride bırakacağını düşünüyordu. Bu düşünceden yola çıkarak, aslında rakipleri için bir bakıma seçim tuzağı kurmuştu.
Ne var ki, kendi elleriyle hazırlamış oldukları bu tuzağa kendileri düştü. Üstelik, bir daha da buradan çıkamadılar. Tâ ki, imdatlarına 27 Mayıs (1960) darbesi yetişene kadar...
Ortaya çıkan dehşet tablosu
Nisbî sistemin ne tür sonuçlar doğurduğunu birkaç örnekleme ile netleştirmeye çalışalım.
1) Trabzon'da Demokrat Partinin oyu 60.871 iken, CHP'nin aldığı oy ise 63.684. Aradaki fark, üç bini dahi bulmuyor. Bu arada, bağımsız adaya giden oy miktarı da 6.839.
Bugünkü sisteme göre milletvekillikleri iki parti arasında bölüşülmesi gerekiyor iken, o tarihte geçerli olan nisbî sistem icabı, milletvekillerinin tamamını CHP almış oldu.
2) Pekçok ilde olduğu gibi İstanbul'da da durum tam tersine oldu.
İstanbul'da oyların partilere dağılımı şu şekilde oldu: DP 238.763; CHP 110.299; MP 72.737.
Bu tabloya göre, DP İstanbul'daki milletvekilliklerin tamamını almış oldu.
3) Ülke genelindeki tabloya bakacak olursak, genel durumun şu şekilde neticelendiğini görürüz:
Bu tarihte geçerli olan "Her elli bin seçmene bir milletvekili düşer" hesabına göre, Türkiye genelinde seçilen milletvekili sayısı 487 oldu.
Oyların yüzde 52.68'ini alan Demokrat Parti, Meclis'te 408 üye ile temsil edildi.
İkinci sıradaki CHP, oyların yüzde 39.45'ini almasına rağmen, Meclis'e ancak 69 vekil sokabildi.
Üçüncü parti konumundaki MP ise, oyların yüzde 3.11'ni alarak sadece Kırşehir'de birinci parti oldu ve Meclis'te de bir tek sandalye ile temsil olundu.
Ortaya çıkan nihaî tablo, İsmet Paşa ve partidaşlarını dehşete düşürdü. Zira, seçim kànunu hazırlanırken, böylesi bir neticenin ortaya çıkacağına hiç mi, hiç ihtimal vermiyorlardı.
Hatta, seçimlere iki–üç ay kalıncaya kadar da, durum farklı görünüyordu. İsmet Paşa, Nisan ayı başlarına kadar da bir derece ümitliydi. Zira, MP'nin fahrî başkanı olan Fevzi Paşa henüz hayattaydı.
İsmet Paşanın seçim denklemine göre, kendisine muhalif olan cephedeki oyların DP'nin başkanı Bayar ile MP'nin fahrî başkanı Fevzi Paşa arasında esaslı bir şekilde bölünecekti. Böylelikle, kendisi de aradan sıyrılarak partisini yine birincilik konumunda tutabilecekti.
İsmet Paşa, CHP'nin her halükârda yüzde 35–40 civarında oy alacağını hesaplıyordu. (Ki, bu hesap esasen yanlış da değildi.) Paşa, geriye kalan yüzde 60–65'lik oranın ise, rakipleri olan DP ve MP arasında üstelik eşite yakın bir seviyede bölüneceğine inanıyordu.
Seçime dair bütün planlar bu denkleme göre yapılmış, stratejiler de ona göre belirlenmişti.
Ne var ki, DP'nin oyları bölmede en kuvvetli faktör olarak görülen Fevzi Paşanın seçimlere bir buçuk ay kala hastalanması ve 10 Nisan günü ölmesi, İsmet Paşanın bütün hesaplarını altüst etti. Ölüm hadisesi sonrasında, MP'ye meyyal olan seçmen kitlesi de büyük oranda Demokratlara yöneldi ve bilindiği gibi nihaî tablo 408–69 şeklinde tecelli etti.
İsmet Paşa, rakipleri için kurmuş olduğu seçim tuzağına kendi ayaklarıyla düştüğünü, ancak 14 Mayıs (1950) seçimlerinden sonra anlayabildi.
VATAN gazetesinin seçimlerden bir ay evvel (14 Nisan 1950) yayınladığı ankete göre, seçmenlerin yüzde 28'si Bayar'ı, yüzde 27'si İnönü'yü, yüzde 17'si ise Rauf Orbay'ı Cumhurbaşkanlığı makamında görmek istiyor.
Köşk için en şanslı kişi Bayar göründüğüne göre, Demokrat Partinin başına da Adnan Menderes'in geçeceğine dair bir umumî kanaat uyanmış demektir. Bu zaviyeden bakıldığında ise, vatandaşların partilere olan teveccühlerinde son derece çarpıcı bir tablonun ortaya çıktığı görülüyor. İşte, bu çarpıcı anketin sonuçları: Seçmenlerin yüzde 56.44'ü DP'nin, yüzde 11.24'ü CHP'nin, yüzde 3.91'i ise MP'nin iktidara gelmesini istiyor.
(Not: Bir süredir hasta olan MP'nin fahri başkanı Fevzi Paşa 10 Nisan'da öldüğü için, cumhurbaşkanı adayları arasında ismi geçmiyor. Paşanın bu tarihî seçim arifesinde ölmesi, hem İsmet Paşanın "Karşımdaki oylar bölünür; dolayısıyla, az bir farkla da olsa ben yine öne geçerim" şeklindeki hesabı bozuldu, hem de DP ve MP arasında tereddüt geçirenlerin bu tereddütleri izale olmuş oldu.)
26.02.2009
E-Posta:
[email protected]
|