MİLLETİN ARZUSU: 3D
Mahallî seçimlere iki ay kalmışken, özellikle iktidar partisi ile anamuhalefet partisi arasındaki atışma sertleşiyor. Önce Ankara’da Karayalçın’la Melih Gökçek arasındaki bu atışma, İstanbul adaylarına sıçradı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP adayı olarak sokaklara çıkması siyasî atışmayı iyice su yüzüne çıkardı.
Kılıçdaroğlu’nun, “Ben İstanbul’da çizmelerimi giyip gecekondu mahallelerini gezeceğim” sözüne ilk atışı Erdoğan yaptı. “16 yıl geç kalmış” diyerek cevap verirken, lâfı “3Ç” yani, ‘çamur, çukur, çöp’e getirdi. Çatlak ve çamurlu ayakkabılarıyla poz veren Kılıçdaroğlu ise, İstanbul’un çamurlu sokaklarında sözünü ispata çalıştı.
Başbakanın bu sözleri zaman zaman ortaya atılan bazı denklemleri akıllara getirdi. Meselâ, 3Y, 3Ç…
Biz de, milletin de nasıl bir yönetici isteyebileceğini formülüze etmeye çalışalım. Küçük çaplı bir anket yaptık etrafımızda… Buna göre, millet yöneticilerinin “3D” olmasını istiyor. Yani, ‘Dürüst, doğru ve dirayetli.’ Yoksa millet çamur üzerinden siyaset istemiyor. Kimse çamura da yatmasın.
* * *
KÜNYE ANKETİ!
Seçimler yaklaşırken artık gazete sayfalarında değişik anketlere rastlayacağımızı biliyorduk. Ama bu anket o türlü bir anketlerden değil. Hürriyet gazetesi, künyesinde yer alan insanlarla Ergenekon soruşturması ile ilgili bir anket yapmış.
“Künye anketi”nden çarpıcı sonuçlar çıkmış. Ankette Ergenekon dâvâsına nasıl bakıldığı” sorulurken üç şık yer almış. “Dâvâ sürecinde her şey hukuk içinde işliyor. Devlette çeteleşme var ama, bazı kişileri de gözdağı vermek için dâvâya dahil ediyorlar. Bu dâvâ tamamen AKP’nin siyasî bir manevrası.”
Gazetenin künyesindeki isimler ezici bir çoğunlukla ikinci şıkta yer alan “çeteleşme var ama…” görüşünde birleşmişler.
Ne diyelim herkesin görüşü kendisine…
* * *
NASIL HESAP (2)
Cifir hesabı bir ilim dalıdır. Ancak doğru kullanıldığında… Geçtiğimiz haftalarda bu köşede bir yazı yazmıştım. (19.1.2009) Devlet Bahçeli, partisinin kuruluş yıl dönümü olan 9 Şubat 2009 tarihinden yola çıkarak ne zaman iktidar olacaklarının hesabını yapmıştı!
Şimdi de bazı AKP’liler partisinin sloganı olan “Durmak yok yola devam” ve Recep Tayyip Erdoğan harflerinin toplamının 18 olduğunu bulmuşlar. Bunun üstüne bir de seçimlerde kullanılacak oy pusulasında da AKP’nin 18. sırada yer alması onları heyecanlandırmış. Parti yöneticileri de bu hesabı yapıyorlar mı bilemeyiz, ama böyle bir hesaplama yöntemi ne cifir ilmiyle ne de ebcedle izâh edilebilir.
* * *
ALLAH VERGİSİYSE…
Kış ayları geldiğinde Türkiye’nin yüreği ağzına gelir. Birçok şehir artık doğal gazla ısınıyor. Ve doğal gaz ağırlıklı olarak Rusya, Ukrayna ve İran’dan alıyoruz. Geçtiğimiz sene İran gazı kestiğinde sıkıntı yaşanmıştı. Bu sene de Ukrayna ile Rusya arasındaki anlaşmazlık yüzünden “gazsız kalma” tehlikesi ile karşı karşıya kalındı.
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen geçtiğimiz günlerde İran’a karşılıklı ticareti arttırmak amacıyla gittiğinde doğal gaz konusu da gündeme gelmiş. Tüzmen, İran Ticaret Bakanına öyle bir söz söylemiş ki… “Bize sattığınız petrol ve doğal gaz için Allah vergisi deyip duruyorsunuz. Madem Allah vergisi, Türk kardeşlerinize bedava verin ya da karşılığında size bir şeyler satalım...” (Akşam, 28.1.2009)
Yorumu size bırakıyorum…
* * *
DİLİN KEMİĞİ…
Söylenilen sözlerin nerelere varacağını düşünmeden konuşulursa kişiyi zor durumda bırakabiliyor. Özellikle televizyonlarda çokça rastladığımız ve “dil sürçmesi” diyerek geçiştirilen bazı “gaflar” çok zaman küçük çaplı krizlere yol açabiliyor.
Yılların gazetecisi Mehmet Ali Birand da geçtiğimiz hafta içinde böyle bir gafa imza attı. Dil sürçmesi mi, kalbinden geçene mi söyledi anlayamadık.
CHP İstanbul Büyükşehir belediye başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na sorular soran Birand sohbete “Tebrikler. İnşallah kazanacağız” diyerek başladı. Sonra başka bir televizyon programında kendisini savunan Birand, “Benim dilim hep sürçer” derken, Topbaş’ın kazanacağını iddia etti.
Biz ne demek istediğini anlayamadık doğrusu… Dilin kemiği yok ki… Bazen böyle doğruyu bazen de yanlış söyleri söyleyebiliyor…
01.02.2009
E-Posta:
[email protected]
|