Bütün dünyayı sarsan küresel ekonomik krizin gölgesinde İsviçre’nin Davos kasabasındaki toplantıya Başbakan Tayyip Erdoğan’ın İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in yüzüne karşı “Siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz” sözünü söyleyip toplantıyı terk etmesi damgasını vurdu.
Dışişleri Bakanlığı, Başbakanlık, şimdi de cumhurbaşkanlığı yapan 85 yaşındaki Peres, belki de hayatı boyunca böyle bir tepki ile karşılaşmamıştı. İsrailliler için hiç de alışık olmadık bir durumdu bu. Başbakanları Bush’u giderayak azarlamamış mıydı?
Peres, dünyanın gözünün içine baka baka yalan söyleyip, ölen Filistinli çocuk, yaşlı ve kadını görmezden gelerek, Gazze’de yaşananlardan Hamas’ı sorumlu tutması ve adeta azarlarcasına Başbakana, “Eğer İstanbul’da roket saldırıları olsa siz ne yaparsınız?” diye sormasının bir cevabı olması gerekiyordu.
Erdoğan gereken cevabı verdi. Bir Türk başbakanına yakışanı yaptı. Müslüman âleminin yüreğine adeta su serpildi. Belki, söylendiği gibi, diplomatik kurullara uymuyordu, zaten Erdoğan da böyle bir kaygısının olmadığını, havaalanında toplanan insanlara da söyledi.
Yüzüne karşı “Öldürmeye gelince siz öldürmeyi çok iyi biliyorsunuz. Plajlardaki çocukları nasıl öldürdüğünüzü, nasıl vurduğunuzu çok iyi biliyorum” denilen Peres’in Erdoğan’ı arayıp, Türkiye’nin ne kadar önemli bir ülke olduğunu söylemesi ve peşinden de “Dostlar zaman zaman kendi aralarında tartışabilirler. Kendimi Türkiye’nin ve Erdoğan’ın dostu olarak görüyorum” demesinin ardında neler yattığını bilemiyoruz. Bir Yahudi taktiği mi, dünyaya bir mesaj mı? Yoksa bir insan kendisine bu kadar ağır konuşulduktan sonra dönüp de “Siz benim dostumsunuz” diyebilir mi? Çünkü hiçbir zaman samimî oldukları görülmemiştir. Bu mu diplomasi dedikleri?
* * *
Aslında 28 Ocak’ta başlayan ve yarın bitecek Davos Forumu’nun konusu “kriz sonrasının dünyasının biçimlendirilmesi”ydi. Foruma katılanlar dünyanın bu ekonomik krizden nasıl çıkacağını tartıştılar, dünyayı biçimlendirmenin formüllerini aradılar.
Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz de artık kendisini iyice gösteriyor. Fabrikaların kapısına kilit vuruluyor, işsizlik oranı resmî rakamlara göre yüzde 10.3’lere çıkmış. Ancak gerçek rakamlara bakıldığında yüzde 17’leri geçmiş durumda. Ocak ayında dört kişilik bir aile için açlık sınırını 736, yoksulluk sınırını 2 bin 396 TL olarak hesaplandı. Önümüzdeki hafta Meclis’in gündemine getirilecek “kısa çalışma ödeneği”yle ilgili yasa tasarısı bir nebze olsun hem işverenleri, hem de çalışanları rahatlatacaktır. Ancak yeterli olmayacağı ortadadır.
Türkiye krizi açmak için IMF’ye toplantılara, Davos toplantılarının başlandığı günlerde ara vermişti. Erdoğan Davos’a giderken, IMF ye “sert mesajlar” vermiş, “Her gün yeni maddeler geliyor. Bu nedenle bir hassasiyet oluştu. Çünkü bir yola çıkarken bu antlaşmanın içeriğinde neler varsa bunlar bellidir” demişti. Erdoğan, Davos’ta IMF Birinci Başkan Yardımcısı John Lipsky ile yaptığı görüşmenin ardından “çok çok faydalı olduğu” belirterek, çözüme yönelik bir yaklaşım gördüğünü ve IMF ile neticeye yakın olunduğunu söyledi.
Erdoğan, Kafkasların ve Orta Asya’nın stratejik ve ekonomik geleceğinin tartışıldığı “Büyük Oyun Yeniden” panelinde de konuşmuştu. Bu toplanın ismi neden “büyük oyun” oldu? Bu oyun neydi? Orta Asya ve Kafkaslar da hangi oyunlar plânlanıyor? Türkiye bu oyunun neresinde rol alacak? Şimdilik bütün bunlar konuşulmuyor.
Anlaşılan o ki, dünya yeniden biçimlendiriliyor.
Haberiniz ola…
31.01.2009
E-Posta:
[email protected]
|