“Ergenekon”un iç bağlantıları belli. Her darbe ve ara rejimde açıklanan “gerekçeler” bu iç bağlantıları açıkça ortaya çıkarmakta. Bu “bağlanıtılar”, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat darbe dönemlerinin bildirilerinde açıkça okunmakta…
Tahrik ve terörle ülkenin istikrarsızlaştırmakla kargaşa ve kaosa sürüklenmesi ve darbe ortamının hazırlanması için toplumun çeşitli etnik, dinî ve sosyal farklılıklarının kaşınarak zafiyet ve kırılganlıkla tezgâhlanan ortama itilmesi, demokrasi dışı dönemlerde bâriz bir biçimde tezâhür ediyor.
Her darbe ve “postmodern darbe” öncesinde olduğu gibi, stratejinin “laik-anti laik” ikilemiyle toplumu karşılıklı kamplaşmaya sürüklemek olduğu açıkça anlaşılıyor. Darbe gerekçelerinde “iritca tehdidi”nden dem vurulması, “tehlikede olduğu” belirtilen “laiklik, ilke ve inkılâpların korunması, “ideolojik devlet sistemi”nin muhâfazasının zikredilmesi, bunun ifadesi.
“Ergenekon soruşturmasında” kişiler üzerindeki kesin bağlantılar elbette yargılanma sonucunda ortaya çıkacak. Ancak darbelerin “Türk milletinin çağrısı ile yapıldığı” garabetinden, derbecilerin bizzat darbe anayasalarının dibacelerinde korunması ile “Ergenekon iddianâmesi”nde “belli bazı mihrakların cebir ve şiddet kullanarak halkı isyana tahrik, patlayıcı madde bulundurup atmaya azmettirmek, meşrû demokratik otoriteyi zaafa uğratmak ve kamu düzenini bozarak kaos ortamı oluşturmak olduğu”nun açıklanması, iç bağlantıların uzandığı mihrakları açıkça ortaya koyuyor.
En son 28 Şubat “postmodern darbe” sürecinde “irtica ile mücadele” furyası perdesinde “laik – anti laik” kamplaşma ve kutuplaşmayı alevlendirip demokrasi dışı dayatmalara zemin hazırlanması eylemleri, medyatik yönlendirmeler, diğer darbe ve ara dönemlerde olduğu gibi masonik mahfillerin “Atatürkçülüğü” kullanarak müdahâle ortamını oluşturmaya çalışması bunun göstergesi…
“UÇLARI ECNEBİ ELİNDE OLAN
DÜNYA SİYASETİ…”
Bediüzzaman, “uçları ecnebi elinde olan dünya siyaseti”nin tahlinide “Ergenekon” dahil bu ülkedeki ve İslâm dünyasındaki bütün bozgunculukların hâirci merkez üslerine işâret eder. (Mektubat, 51) Milleti birbirine düşüren olayların, suikastların, cinâyetlerin, anarşinin, toplumu galeyana getirip çatıştıran ve iç savaya zemin hazırlayan eylemlerin arka plânında, “her çeşit fesat komitelerine karışan ve her nev'î ihtilâle parmak karıştıran Yahudi milleti”nin insanlıkta oynadığı bozgunculuğa, Kur’ân’ın açık âyetleriyle tefsir eder. (Sözler, 366)
Binlerce mâsum insanın derdest edilip cezalandırılıp zulme uğratıldığı “Menemen hâdise-i mazlûmanesi”ni misal verip “Menemen Hâdisesinin bir yalancı taklidini yayıp, millete dehşet verip, serbestî kanunları kolayca tatbik etmek desîsesiyle hükûmeti iğfal eden fitne”nin “her cihetçe vatana, millete, dine zararlı olan akîm teşebbüsler olduğu”nu nazara vermesi, dünden bugüne Türkiye’deki asimetrik kışkırtmaların, provokasyonların tahlilini yapar. (Tarihçe-i Hayat, 201) 6 -7 Eylül olaylarından, toplumu Alevî- Sünnî ayırımıyla karşılıklı kavgaya itmeyi amaçlayan Kahramanmaraş, Çorum ve en son Sivas’ta patlak veren hâdiselere kadar bir dizi tahrikin perde arkasını aralar…
Bu tahlille Bediüzzaman, “bîtaraf ve hürriyetperver olması lâzım gelen hükûmet-i Cumhuriyeyi, dinsizliğe taraftar ve entrikaları çeviren ve hükûmetin memurlarını iğfal eden gizli menfî komiteleri” nazara verir, “hükûmetin (devletin) onlardan uzak olmasını” ister. “Mübâreze ediyorum” dediği “o komitelerden, tesâdüfle hükûmetin (devletin) memuriyetine girenlere” dikkat çeker.. “O gizli müfsidlerin vatana ve millete muzır efkârlarını (görüşlerini)” ifşa eder; devleti ve hükûmeti ikaz eder (a.g.e., 212)
Yine mahkemelere yazdığı mektuplarda, “göz boyamak nevinde ve efkâr-ı âmmeyi (kamuoyunu) aldatmak tarzında ve zâlimlerin entrikalarını yalanlarını bildirir...
“MASONLUK HESÂBIYLA”
BOZGUNCULUK…
Doğrusu olup bitenlere baktıkça, Zübeyr Gündüzalp’in. “İslâm memleketlerinde, bilhassa Türkiye’de desîseser ve entrikalar çeviren, hâinane dolaplar döndüren, hunharâne ve vahşiyâne zulümler irtikâb ve şeytanî menfur plânlar tatbik eden veğfalatta bulunan, iblisâne sinsî metodlarla kardeşi kardeşle çarpıştıran ve tefrika tohumlarını saçarak İslâmın bünyesinde derin rahneler (yaralar) açan ve büyük tahribatlar yapan ecnebî parmağıyla idâre edilen zındıka komiteleri” tesbiti açıkça ortaya çıkmakta… (Sözler, 722)
Ve bütün bunlardan, Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak maksadıyla dünden bugüne terörle toplumu kargaşa ve iç çatışmaya sürükleyen ucu hârice dayanan “Ergenekon”un geri üslerinin uluslar arası ifsad şebekeleri olduğunu su yüzüne çıkmakta…
Bu bakımdan “Ergenekon soruşturması” başlar başlamaz Yeni Aktüel dergisinin 164. sayısında yer alan ve Fransa’daki Jacques Cheminade hareketinin internet sitesinde yayınlanan iki makalede, Türkiye’deki bütün darbe ve demokrasi inkıtalarının İngiliz - Amerikan ve Yahudi lobisi bağlantılarını deşifre etmekte.
Ve bütün bu iç ve dış bağlantılar Bediüzzaman’ın Lâhikaya aldığı, “ecnebinin politikasına âlet etmek” ve “hayat-ı ictimaiyeyi (toplum hayatını) tamamen zir-û zeber edip zehirleyerek hâriçteki düşmanların parmak karıştırmalarına tam bir zemin hazırlamak” plânında birleşiyor. “Türklere dinlerini ve din temsilciliklerini fedâ ettirmek şartıyla, sun’î istiklâl işinde gizli anlaşmanın müessiri tek kelime ile Yahudiliktir” cümlesiyle “masonluk hasebiyle, Kur’ân’ın ahkâmını kaldırmak ve milleti dinsiz yapmak” hedefinde birleşmekte. (Emirdağ Lâhikası, 277-279)
“Ergenekon”un ve bütün darbelerin iç ve dış bağlantıları aynı düğümde düğümlenmekte…
30.01.2009
E-Posta:
[email protected]
|