Dostlar… Gerçek insanların, insaniyet fikir ve düşüncelerinin yükü dostlar… Sevginin sel olup çağlamaya başladığı anların, günlerin ve zamanların ırmağı dostlar…
Bağrına; bağırarak esen rüzgârlarına her yönde muhatap olan dostlar…
Doğruyu bağırarak, yanlışı içimize çekerek dile getirmeye çalıştığımız dostlar…
Dünyayı durdurun diyecek kadar küstahça haykırışların sebebi dostlar…
Sözünün kurşun gibi taa on ikiden isabet etmesinden rahatsız olunmayan dostlar…
İnsanlığın zirvesinde, olduğuna, varlığına hamd edilen şükür edilen dostlar…
Şefkatin yüksek ve sonsuz burçlarında daima sararak doğan batan dostlar…
Gönülden kelâmın, candan sözlerin karşısında eriyen dostlar…
Hayatın içinde dil yarasının, kanayan vicdanlarda merhametle sarıldığı dostlar…
Sevildiği, istendiği, beklendiği için aranılan dostlar…
Bağıra çağıra değil, mülâyemetle, kalb-i leyyin ile gönül bağlarını açan dostlar…
Bıktırmadan, çektirmeden ömür dakikalarını hayırlara, güzelliklere amade kılan dostlar…
Varlığı için olunan, yokluğu için ölünen dostlar…
Mevlânâ’nın neyinde, Yunus’un dilinde, Bediüzzaman’ın kalbinde dostlar…
Her türlü dünya metaına sırtını dönebilen hasbi dostlar…
Yaşadığını, gördüğünü, duyduğunu “dostluk” sandukçasında saklayabilen dostlar…
Sahip olduklarıyla hakikî sahibini, hakikaten bilen ve anlayan dostlar…
Sadakati, sıddıklar ocağından sadık bir şekilde ders almış dostlar…
Ne olursa olsun yeter ki dostlarımla birlikte olsun diyebilen dostlar…
Analar böyle dost doğurmamıştır diye seslenilen, çağrılan, anlatılan dostlar…
Ne oldum belâsına, kendini beğenmişlik bataklığına düşmekten her zaman kaçan dostlar…
Sayıldığı kadar sevilen, sevildiği kadar sayılan, kabullenilen dostlar…
“Y”nin eğriliğine inad “l” gibi dost doğru olabilen, olan, yaşayan ve yaşatan dostlar…
Selâmın dosta ait olduğunu bilen selâm alan ve selâm veren dostlar…
Selâm olsun dostlar…
30.01.2009
E-Posta:
[email protected]
|