Şöyle durup düşünsek okuma ne işe yarar, ne işe yarıyor desek ve bu konuya kendimizi beş dakikada olsa endekslesek. Acaba ortaya ne çıkar?
Elbette ki bu konuda evvela ve öncelikle kendimize, nefsimize bakmamız yönelmemiz gerekiyor. Ta ki yanlış yapmayalım.
Asıl olan herkesin kendisini yetiştirmesidir. Kur’ân okuyarak, imanî meselelere dair Risâle-Nur tefsirlerini okuyarak kendimizi ahirzamanın dağ gibi meselelerine karşı hazır hale getirmeliyiz… Bunu istemek yetmiyor, niyet yetmiyor, hayal yetmiyor… Bir tarz ve tavır olarak, hatta huy olarak bunu enemizin, gururumuzun rağmına olarak muhakkak ve muhakkak bir surette gerçekleştirmeliyiz. Başkasında değil illa ki kendimizde okuma ve anlayarak okuma işini gerçekleştirmeliyiz…
Demek ki okumak, anlayarak okumak esas ise kendimizi anlayarak nefislerimize okumaya programlamalıyız... Hayatımızdaki her bir kavramın, olgunun hatta hayallerimizin bile bir programı, hedefi ve neticeleri olduğu gibi, okuma ve anlayarak okumanın bir programı, bir takip ve tasnif çizelgesi de olmalı.
Başkalarının memnun olduğu her konu bizim memnun olduğumuz konularla örtüşmeyebilir. Esas olanda zaten insanın kendisini memnun ve mesrur edecek, tatmin edecek bir şekilde okuması, tetebbuatta bulunmasıdır...
Hani az konuş öz konuş hesabı; az az oku, devamlı ve anlayarak oku bizim küçük ve ürkütmeyecek sloganımız olmalıdır.
Tarihe, geçmişe bakıyoruz en kalıcı muazzam eserler sabırla ve devamla gerçekleştirilen ve asla ertelenmeyen okumalarla yazılmış ve topluma kazandırılmıştır.
Her halde nefsimize, kendimize ve birlikte yaşadığımız insanlara zulmetmemek onlara bar olmamak, bilâkis faydalı olmak için okumanın lüzumuna kendimizi inandırmalıyız...
Bizim için lâzım olanın başkalarının da lâzımı olabileceğini düşünerek fikrederek, okumayı yaparken muhakkak ne kendimize ne de başkalarına rahatsızlık verecek bir konumda ve durumda olmamalıyız…
Kendini aşan adam da, kendini aşamayan adamda muhakkak okuma mektebinin talebesi olmaya kendisini namzet bilmelidir.
Hep güzelliklerin ve lâzım olmayan kıymetli bilgilerin yeri başka bir âlemde olduğuna göre bizim için lâzım olan bilgi ve iyiliklerin peşine okuma yoluyla düşebilmeliyiz...
Yani başkalarının kapısına gidip, baş eğeceğimiz hatta dileneceğimiz tek konu kavram olarak okumaya ve anlayarak okumaya yardım istemek olabilir.
Bazen sıralanıyor ya: Ben şunun hastasıyım, bunun tutkunuyum, şu şu olmazsa asla yaşayamam, ben bunsuz yapamam, benim şu alışkanlığımdan asla taviz veremem gibi kişilerin tarihî sözleri kelâmlarının yanına acizane fakirane: OKUMADAN ASLA VE HİÇ Mİ HİÇ YAŞAYAMAM, YAPAMAM… cümlesini de ilâve etmeliyiz…
Okumayan açlığı bilmeyen tokun halinden daha aşağıya kendisini indirebilir. Ama önemli olan aşağılara inmek değil yukarılara çıkmak daima yukarılara çıkmaktır.
11.12.2008
E-Posta:
[email protected]
|