"Gerçekten" haber verir 10 Aralık 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Atike ÖZER

Fareler ve kriz



ÇİÇEK gruplarının birbirine benzer özellikleri vardır.

Hayvanlar âleminde her bir hayvan diğerine benzer özellik taşır. Tıpa tıp aynı olmasa da.

Ya insan, öyle midir? Akıl almaz komplike düzen ve ince san'at ihtivâ ediyor. Bu görünen kısım. Bir de görmediğimiz ama hissedilen duyguları var.

Elma ağacının meyve verebilmesi için toprak-su-güneş üçlüsü yeter.

Balıkların sudan başka pek bir şeye ihtiyaçları olmaz. Beyaz güllerin mis gibi kokması için kara toprak yeter.

İnsan gibi insanı yetiştirebilmek için ne lâzım? Sadece suyla beslenen elma ağacı eğer güneş görmezse çürüyecektir. Su onun çürüyüp bozulmasına sebep olacaktır.

Peki tek yönlü beslenince insan ne olur? Sadece maddiyâtla beslenip mânevî yönü desteklenmezse hangi krizler yaşanır?

Renk renk, model model elbiseler, envâî çeşit yiyecekler, hayatı kolaylaştıran, teknoloji harikası makineler (mikser, robot, tv, bulaşık-çamaşır makinası, cep telefonu gibi) daha neler neler. Aklı karışan gözleri kamaşan insancık eliyle tutup, gözüyle gördüğü bu maddelerle mutlu oluyorum sandı.

Kandırıldı!

Aynı fareler gibi ....

Fareler peyniri görürler ama peynirin nerede durduğuna bakmazlar. Peynire ulaşırlar ama kapana yakalanırlar.

Farelere göre lüks sayılan bir parça beyaz peynirle karnını doyurma hırsına kapılan, gözleri gören ama aklını çalıştırmayan, sonunu düşünmeyen fare ölür.

Eeee... Fare bu, ona bu yakışır.

İşte insan da kısa ve geçici ömrünü baki zannedip, biraz daha rahat yaşama hırsıyla gözünü yanlış hedeflere diktiğinde fareler gibi kapana yakalanıp, ömrünü feci bir şekilde bitiriyor.

***

Zamanın güzeli olan zât ne güzel söyler: Kırılacak şişeler hükmündedir dünya işleri... Öyle ya zaten her neyi tutsak bir zaman sonra ya gerçekten kırılıyor, elimizden çıkıp gidiyor, ya da değerini kaybedip gönlümüzde kırılıyor.

Her gün piyasaya yeni icatların sunulduğu zamandayız. Gerçekte neye ihtiyacımız var anlayamadan, moda, model, teknoloji hızla değişiyor. İnsan da takip edeyim derken helâl-haram demeyip hırsa kapılınca kapana yakalanıyor. Tıpkı fareler gibi...

Bize düşen şudur; kapana yakalansak da geç sayılmaz! Yeter ki kapanda olduğumuzu görebilelim. Kapandan kurtulmak zor olsa da azim ve istekle geri dönüş, aslına varış mutlaka gerçekleşecektir.

Ekonomik kriz kapanına yakalanan insanlık için dönüş ve kurtuluş mutlaka vardır. Allah kullarının dönüşünü bekler. “Ne olursan ol gel” der. Faiz günahından, israf bataklığından olsa olsa bu dönüşlerle kurtulabilir insanlık...

Bu dönüş insanı kıymetlendirir.

Kâinatın özüdür insan, her şeyin en iyisine lâyıktır. Yaratılmışların en şereflisidir. Zira insanı mükemmel yaratan Yüce Allah, ona lâzım olacak mükemmel mevcudatı da yaratmış.

Çeşit çeşit, sınırsız...

Oysa insan bu güzellikleri görüp, güzellikleri yapanı unutuyor. Güzelliklerin kaynağını göremeyen gözler ve gönüller bir zaman sonra, yaratılmışların da, kendinin de değerini aşağıya indiriyor.

Böylece özü bozulunca sözde kalıyor insan.

İnsan; mal varlığı ile veya makamı ile değerli olmadığını anlayamıyor. Malın ve mülkün veya evlâtların imtihan sebebi olduğunu unutuyor. İnsanın yapısı gereği unutması normaldir. Ama unuttuğunu hatırlayınca, gerekli vazifelerini hâlen yapamıyor olması düşündürücüdür.

Allah’ım, unutur veya yanılırsak bizi bağışla…

Nimetler şükür için verilir. Bunu unutunca insan şükredecek bir makam olduğunu da unutur ve nankörlerden oluverir. İlâhî ikazların şiddetli yapıldığı bu krizli günlerde Yaratıcı artık hatırlanır oldu... Bolluk içinde unutulan Yaratıcı, darlık zamanında akıllara düşünce, belki şükür ve iktisat ibadetlerine de yönelmeler başlayacaktır...

Bu değişimle belki de insanlık yeni ve saadetli bir çağa doğru ilerliyor olabilir!

10.12.2008

E-Posta:


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (06.12.2008) - Kurb-an ve bayram

  (25.10.2008) - Her şey gitmesi gereken yolda gidiyor

  (09.10.2008) - Ana kucağından asker ocağına

  (02.10.2008) - Sevme kapasitemizi arttıralım

  (01.10.2008) - Her günümüz bayram olsun

 
Ufo ısıtıcılar, infrared ısıtıcı, kumtel ısıtıcılar.
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır