Yakın tarihimizin garip, hem de çok garip rastlantılarıyla zincirleme bağlantılı olan M. Kemal ile Latife Hanımın evliliği, 29 Ocak 1923 tarihinde gerçekleşti.
5 Ağustos 1925'te Bakanlar Kurulu kararıyla sona eren bu evlilik süreciyle ilgili yaşanan önemli gelişmelerin hemen tamamı, ne yazık ki hâlâ sır perdesi ile örülü vaziyette duruyor.
Üstelik, 1975'te vefat eden Latife Hanımın "Hatıra notlarım, ölümümden 25 sene sonra açıklansın" şeklindeki vasiyetine rağmen, söz konusu sürece dair gizlilik perdesi bir türlü kaldırılmak istenmiyor.
Perdeyi açmak, yahut kaldırmak ne kelime, Latife Hanımın Türk Tarih Kurumuna teslim edilen özel notlarıyla hatıra defterleri, en yetkili kişinin dahi gidip yerini bulamayacağı çok anahtarlı ve dolambaçlı bir arşivleme sistemiyle saklanıyor.
Oysa, Latife Hanımın şahit olduğu dönemin hadiseleri, yakın Türkiye tarihi açısından son derece önemli. Zira, 1923 yılı başları ile 1925 yılı ortaları, Lozan gizli görüşmelerine dayalı olarak gelişen Türkiye'deki radikal dönüşümün ve yeni kurulmaya çalışılan rejimin ruhunu, özünü, yüzünü, gözünü, mantığını, mantalitesini... anlamak bakımından bütün teferruatıyla bilinmesi gereken en mühim ve en kritik dönemi teşkil ediyor.
Bir başka ifadeyle, 1923–25 döneminin içyüzü bilinmeden, yeni Türkiye'nin gerçek tarihini bilmenin de mümkün olmadığı kanaatini taşıyoruz.
Bu girişten sonra, şimdi de çeşitli kaynaklardan derleyip toparladığımız bazı bilgiler ışığında, bu önemli dönemin ilk safhasında yaşanan gelişmeleri—kısmen de olsa—sizlere sunmaya çalışalım.
Ölüm ve evlilik rastlantısı
Başta da nazara verdiğimiz bir gariplik şudur: M. Kemal'in, 29 Ocak 1923'te Latife Hanımla İzmir'de yapacağı evlilik hadisesiyle noktalanan Batı Anadolu illeri seyahatine çıktığı aynı gün (14 Ocak), yine İzmir'de ikamet etmekte olan annesi Zübeyde Hanım vefat eder.
Ne var ki, o bu vefat hadisesinden ancak bir gün sonra Eskişehir'de haberdar olur. Başyaveri Salih Bozok'un vefat haberini bildirmesine mukabil, M. Kemal şu telgrafı gönderir: "Verdiğiniz elim haber, beni çok müteessir etti." (Atatürk Söylev ve Demeçleri, s. 140; 1972 baskısı.)
Zübeyde Hanımın cenazesi bekletilmez ve onun için aynı gün (15 Ocak) defin merasimi yapılır.
M. Kemal'in yeni başlayan yurtiçi seyahati ise, İzmir'e kadar şu güzergâh üzre devam eder: Eskişehir, Arifiye, İzmit, Hereke, Gebze, Bilecik, Bursa, Alaşehir, Salihli, Turgutlu, Manisa...
Gittiği hemen her yerde halka hitap eden M. Kemal'in İzmir'e varışı 27 Ocak'ta gerçekleşir.
Bu tarihten iki gün sonra ise, Uşakizadeler'den Latife Hanımla evlenir.
Evlilikten hemen sonra Ankara'ya dönülmez. Bir müddet o havalide kalınır. Burada geçirilen zaman zarfında, ayrıca Balıkesir Zağnos Paşa Camiindeki meşhûr "Çarşamba Hutbesi" (7 Şubat 1923 Çarşamba) ile 17 Şubat'ta başlayan "İzmir İktisat Kongresi" vak'aları yaşanır.
Ankara'daki gelişmeler
M. Kemal'in 14 Ocak–20 Şubat tarihleri arasında gerçekleşen İzmir bağlantılı seyahati esnasında, Ankara'da da fevkalâde önemli gelişmeler yaşanır. Şöyle ki:
1) Millet Meclisi'nde çok sıklıkla gizli Lozan görüşmeleri yapılır. Bu dönemde, Ankara'daki en yetkili kişi, asker, siyaset ve devlet adamı olan Rauf Orbay'dır. Orbay, Başbakanlık görevinin yanı sıra, Dışişleri Bakanlığı makamını da vekâleten deruhte etmektedir. Zira, Hariciye Vekili Lozan'da bulunmaktadır.
2) Meclis BaşkanVekili Trabzon mebusu Ali Şükrü Bey, Ankara'da kurmuş olduğu matbaasında, ayrıca günlük Tan isimli gazeteyi neşretmeye başlar. (20 Ocak 1923) Gerek halktan ve gerekse siyasiler tarafından son derece ilgi ve itibar gören bu gazetenin, 27 Mart'ta Ali Şükrü Beyin katledilmesi üzerine yayın hayatı son bulur.
3) Ankara'da bulunan Bediüzzaman Said Nursî'nin mebuslara hitaben kaleme almış olduğu 10 maddelik 29 Ocak tarihli "Beyannâme"si, Tan matbaası tarafından neşredilerek Meclis'te dağıtımı yapılır. M. Kemal, bu beyannâmeden Ankara'ya döndükten sonra Kâzım Karabekir vasıtasıyla haberdar olur. Beyannâmeyi okuduktan sonra, namaz kılmaya başlayan mebusların sayısında büyük artış olur. (Bazılarının memnun olacağını tahmin ettikleri M. Kemal ise, söz konusu beyannâmeden şiddetle rahatsız olur. Üstad Bediüzzaman ile aralarında şiddetli tartışmalar yaşanır.)
Eskişehir'deki buluşmanın şahidi
Kasım 1922'de başlayan Birinci Lozan görüşmeleri, 1923 yılı Şubat ayının ilk haftasında kesintiye uğrar.
İsmet Paşa 7 Şubat'ta Lozan'dan ayrılır. Oradan İstanbul'a gelir ve Ankara'ya gitmek üzere 18 Şubat günü trene biner.
Yine gariptir ki, M. Kemal ile Latife Hanımın İzmir'den Ankara'ya hareket tarihi de tıpatıp aynıdır.
Dolayısıyla, aynı günde Ankara istikametine doğru başlayan yolculukları, 19 Şubat'te Eskişehir'de kesişmiş olur.
İşte, Lozan'da daha çok İsmet Paşa ile Yahudi Haim Naum ikilisi arasında cereyan eden gizli görüşme ve antlaşma maddelerinin neler olduğu ve bunların mahiyeti hakkındaki can alıcı hususların ne mânâya geldiğini anlayabilmemiz için, esasen Eskişehir'den Ankara'ya kadar devam eden bu seyahat esnasında yapılan görüşmenin muhtevasını bilmemiz, öğrenmemiz gerekiyor.
Bu önemli görüşmenin kompartmandaki tek şahidi ise, M. Kemal ile üç hafta önce evlenmiş olan Latife Hanımdır.
Ve ne yazık ki, bunu öğrenmemiz de, şimdilik mümkün görünmüyor. Zira, Latife Hanımın hatıra defterleri ile hususî notları—onun vasiyetine rağmen—gün ışığına bir türlü çıkartılmıyor, çıkartılmak istenmiyor.
Latife Hanım. M. Kemal ile İsmet Paşanın Eskişehir–Ankara seyahati esnasında başbaşa yaptıkları gizli Lozan görüşmesinin tek şahidi.
29.01.2009
E-Posta:
[email protected]
|