"Gerçekten" haber verir 14 Ocak 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

M. Latif SALİHOĞLU

Derin kazılar



Ergenekon soruşturması ilerledikçe ve bu vâdideki kazılar derinleştikçe, ortaya dehşet verici yeni yeni bilgiler, belgeler, krokiler ve cephanelikler çıkıyor.

İnsan bakıp gördükçe düşünmeden edemiyor: Yâhû, bütün bunlar şimdiye kadar nasıl olur da gizli–kapaklı kalabilmiş? Nasıl olur da, "Hangi güvenlik görevlisi namaz kılıyor? Hangisinin eşi tesettürlü?" bilgisine sahip olanlar, saklanan bunca silâh ve mühimmatın farkına varamamış?

Senelerce gizli tutulan "Hizbullahçıların vahşeti" nasıl bir anda ortaya çıkartılarak âdeta bir "korku filmi" tarzında vatandaşa izlettirildiyse, şimdiki durum da aşağı yukarı aynı tarz bir filmin, ancak çok daha büyük ve kapsamlı halini andırıyor. Yani, bu seferki bir lokal film değil, bir korku dizisi gibi...

Bir kere, şu önemli noktayı hiç kimsenin kulakardı etmemesi gerekir: Ortaya çıkartılan silâh ve patlayıcılar, işlenen hukukî bir suçun bâriz bir ispatıdır. Aynı şekilde, yıllardır patlatılan bombaların ve işlenen özellikle faili meçhûl cinayetlerin bir nevi izini işaretliyor, yahut yüzünü gösteriyor.

Açıkça suç teşkil eden bu cephanelikleri kim ki kalkıp küçümser bir ifade ile geçiştirmeye çalışıyor ve "Canım ne var bu kadar büyütülecek?" gibisinden tavırlar takınıyorsa, hiç şüphe yok ki o kişi yahut kişiler de şüpheli duruma düşeceklerdir.

Bu ülkede madem ki, hukukun üstünlüğü ve kànun hakimiyeti var, o halde hiç kimsenin kànunlar önünde bir imtiyaz ve ayrıcalığı olamaz.

Önemli bir başka noktaya daha dikkat çekmekte fayda var: Görülmekte olan adlî dâvâ deşilip kazılar derinleştikçe, meseleyi rayından saptırmak, işi çatallaştırıp hedefi şaşırtmak isteyenlerin çabaları da artmaya başladı.

Şüphe yok ki, bu tür çabalar da ortadaki suça ve işlenmiş olan cinayetlere bir nevi ortak olma anlamını taşıyor.

Ortaya saçılan kirli ilişkiler ağının, bu vatanda yaşayan hemen herkese bir şekilde zarar verdiği, hak ve hukuku çiğneyerek örüldüğü anlaşılıyor. Millet olarak bundan mutlak sûrette kurtulmamız gerekiyor.

Ancak, bir belâdan kurtulurken, bir başka belânın tuzağına düşmemek için, âzami derecede dikkat ve ihtiyatlı olmak durumundayız.

Zira, asıl meseleyi kasdî bir niyet ile saptırıp çarpıtarak "eski hâl"i sürdürmek isteyenlerin yanında, ayrıca tribünlere oynayarak şu vahim tabloyu yaklaşan seçimlerde oya tahvil etmek isteyenler de olabilir.

Mâlum, ekonomik sıkıntılar had safhaya ulaştı. Vatandaşların çok geniş bir kesimi, artık aybaşını getiremeyecek durumda. Maaş artışları yıllık yüzde dört–beş ile sınırlandırılırken, temel tüketim kalemlerindeki artış yüzde yüzlere kadar tırmanmış bulunuyor.

İşte, işin bu son derece vahim olan tarafını da kimse görmezden gelmesin ve hiçkimse küçümsemeye de kalkışmasın. Bunun da büyük vebâli var.

Tamam, anarşi, terör, cinayet şebekeleri çökertilsin, karanlık odakların saklandığı dehlizler aydınlatılsın, kànun dışı her türlü kirli ilişkiler ağı ortaya çıkarılsın ve hepsinden hesap sorulsun... Ancak, bütün bunlar yapılırken de, mesele seçimlere endekslenmesin ve olup bitenler oylara tahvil edilmeye kalkışılmasın.

Her şeye rağmen, yaşanan dehşet manzaralarının arkasında güzellikler olduğunu düşünüyor ve yaşanan şoke edici gelişmelerin hayırlara vesile olmasını bütün içtenliğimizle temenni ediyoruz.

14 bin deveyle Kanal Harekâtı

Birinci Dünya Savaşının Sînâ Cephesinde 14 Ocak–15 Şubat tarihleri arasında yaşanan ve büyük bir hezimetle neticelenen Kanal Harekâtını 4. Ordu Kumandanı Cemal Paşa sevk ve idare ediyordu.

Bugünkü Filistin'in Gazze, İsrail'in Birüssebi ve Mısır'ın Sînâ bölgesinde mevzilenen 4. Osmanlı Ordusu, 14/15 Ocak gecesi tam 14 bin adet deveyle Süveyş Kanalı'na doğru harekete geçti.

Cemal Paşa ve onun emir aldığı İttihatçı hükümetin karar verdiği bu harekâtın asıl maksadı, ağırlığını Hintli askerlerin teşkil ettiği İngiliz kuvvetlerini Mısır'da mahsur bırakmak; onların Batı Cephesine (Çanakkale) gitmesine mani olmak ve bilâhare Mısır halkını ayaklandırarak İngiliz işgalini sona erdirmekti. Ancak, harp esnasında yaşanan gelişmeler, Cemal Paşanın istediği şekilde de değil, maksadın tam aksi yönünde bir netice doğurdu.

Zira, İngiliz kuvvetleri hem asker sayısı (20 bine karşılık 30 bin), hem de modern silâh ve mühimmat itibariyle Osmanlı kuvvetlerine üstünlük sağlamış durumdaydı.

Bu şartlar altında kanalın Mısır tarafına geçen 600 kadar Osmanlı askerinin tamamı şehit ve esir edildiler.

Başarısızlığı gören Cemal Paşa, bir ay sonra orduyu Gazze'ye doğru geri çekti ve bir sene sonra ne yazık ki başarısız ikinci bir kanal seferini daha düzenledi.

14.01.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (13.01.2009) - Sultanahmet'te direniş mitingi

  (12.01.2009) - Genelkurmay'da ilk devir–teslim

  (10.01.2009) - Kuva–yı Milliye Komutanı kim?

  (08.01.2009) - Canavar ve beslemeleri

  (07.01.2009) - Siyasetin sancıları

  (06.01.2009) - HAMAS

  (05.01.2009) - Değişim rüzgârları

  (03.01.2009) - Şeyh Galib'in "Harnâme"si

  (02.01.2009) - Rusya, Yeşilköy ve 13 rakamı

  (01.01.2009) - Gezinin diplomasideki yeri

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır