Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tarihindeki ilklerden biri de 12 Ocak 1944'te yaşandı. O gün, 55 yıllık asker ve 22 yıldır aralıksız şekilde Genelkurmay Başkanlığı görevini yürüten Fevzi Paşa "yaş haddinden" emekliye sevk edildiği için, makamını halefi Kâzım Orbay'a devretti.
Dolayısıyla, TC Genelkurmay Başkanlığı makamı dairesinde, ilk kez bir devir–teslim hadisesi yaşanmış oldu.
1922'den beri bu makamda bulunan ve bunca yıl memlekette yaşanan direnişleri (isyan vak'aları, rejime yahut inkılâplara muhalefet teşebbüsleri) başında bulunduğu askerin müdahalesiyle bastıran Fevzi Paşanın, esasında ne M. Kemal'e, ne de İsmet Paşaya herhangi bir muhalefeti vardı. Tam bir itaatle onlara bağlılığını ispat etmişti.
Meselâ, M. Kemal'in imza attığı inkılâplardan hiçbirine karşı gelmediği gibi, bunların tatbikata konulması safhasında da askerin gücünü sonuna kadar kullanmaktan çekinmedi.
Dahası, M. Kemal'e olan bağlılığı o derece ileri idi ki, meselâ şu meşhûr "Şapka Kànunu" daha çıkmadan evvel kendisi ikna edilmiş ve başına şapka geçirmeyi kabul etmişti.
Aynı itaatkâr Fevzi Paşa, M. Kemal'in ölümünden bir sonraki gün ise, bu kez ağırlığını M. Kemal'in bir yıl önce dışlamış olduğu İsmet'ten yana koyar. Meclis'in etrafını silâhlı askerler ile çevirir ve mebuslar tarafından İsmet Paşanın ikinci cumhurbaşkanı olmasını "zor"la temin eder.
Bu iki paşa arasındaki samimiyet ve muhabbet, dört–beş yıl kadar daha devam eder.
Aralarında başgösteren zıtlaşma ise, işte bu tarihte, yani 1944'te başlar.
22 yıllık Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa, bir türlü emekli olmak ve bu makamdan ayrılmak istemez.
Ne var ki, İsmet Paşa kararlıdır. Üstelik, cenâh–ı askeriye, komutanları olan Fevzi Paşadan ziyade onun söylediklerine itibar etmektedir.
Çaresiz kalan ve kendisi için bir tek çıkış yolu bulamayan Fevzi Paşa, ister istemez emekli olmayı kabul eder.
Artık, yeni Genelkurmay Başkanı Org. Kâzım Orbay'dır.
Hareket Ordusundan (1909)
27 Mayıs Darbesine (1960)
12 Ocak 1944'te ikinci Genelkurmay Başkanı olan Kâzım Orbay, uzun müddet kalmayı düşündüğü bu makamda ancak iki buçuk sene kadar durabildi. Oğlunun işlemiş olduğu bir cinayet hadisesinin sonradan ayyuka çıkması ve aynı hadiseyle bağlantılı olarak Ankara Valisi Tandoğan'ın intihar etmesi üzerine, o da bu makamdan istifa etmek mecburiyetinde kaldı.
En aktif görevi
1887 İzmir doğumlu olan Kàzım Paşanın askeriyedeki en aktif görevi, Nisan 1909'da Selanik'te toplanan Hareket Ordusuna katılmasıyla başlar.
Padişahın devrilmesi, sıkıyönetimin ilân edilmesi, ülke yönetimine elkonulması ve sayısız mâsumun idam edilmesiyle neticelenen bu hareketin içinde bulunan Kâzım Paşa, uzun yıllar sonra yine benzer bir askerî hareketin içinde rol alarak kendini gösterir.
1937'deki Dersim Harekâtında da bulunan paşanın, 1944'te Genelkurmay Başkanlığından istifa etmesine rağmen, askeriyedeki etkinliği devam eder. Meselâ, Yüksek Askerî Şûrâ üyesi olur ve 1950'ye kadar da bu vazifede kaldıktan sonra emekli olur.
Ne var ki, emekli olduktan sonra da, boş durmaz ve yeni fırsatları kollamaya başlar. En uygun fırsatı ise, 1960'ta yapılan askerî darbe esnasında yakalar.
Nitekim, 27 Mayıs Darbecilerinin kanlı darbeden sonra teşkil etmiş olduğu Temsilciler Meclisinde aktif görev alır. Yani, şansı yaver gider ve bir kez daha ülkenin mukadderatına hükmetmeye çalışır.
Onun üyelik süresinin 9 Ocak 1961 ile 26 Ekim 1961 tarihleri arasında olduğunu, gazetelerin arşiv bilgilerinden öğreniyoruz.
* * *
Fevzi Paşa, Millet Partisinin Fahrî Başkanlığını yürüttüğü esnada, tarih olarak da 10 Nisan 1950'de öldü.
Onun halefi olan Kâzım Orbay ise, 3 Haziran 1964'de öldü.
12.01.2009
E-Posta:
[email protected]
|