"Gerçekten" haber verir 29 Ocak 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Şaban DÖĞEN

Harap olmuş bir binaya dönen insan



Her şeyin en iyisini, en güzelliğini, en mükemmelini ister insan. Eğer imkânı varsa güzel, dört başı mamur bir mekânda oturmak ister. Yeryüzüne halifesi olan insan lâyıktır da buna.

Kimse harabe bir binada oturmak istemez. Peki, ya kendisinin mânen harebeye dönmüş bir bina gibi olmasını ister mi? Allah Resûlünün (asm) insanı harabeye dönmüş bir binaya benzettiği ibretli bir hadis-i şerifi var. Buyururlar ki: “Kalbinde Kur’ân’dan hiçbir şey bulunmayan insan harabeye dönmüş bir binaya benzer.”1 Kelâmların en güzeli Allah’ın kelâmıdır. Elbette kalbinde Kur’ân’a yer vermeyen insan harabeden farksızdır. Aklı başında olan her insan, binasının sağlam olduğu kadar iç dünyasının, moralinin, maneviyatının da güçlü ve sağlam olmasını ister, bunun için de Kur’ân’la hemhâl olur; kalbini, ruhunu, aklını onunla doldurmaya, doyurmaya çalışır.

Kur’ân’da, Efendimizin (asm) “Kur’ân âyetlerinin efendisi,” “Kur’ân’ın zirvesi” diye nitelendirdiği2 Kur’ân’ın en büyük âyeti, yani âyetü’l-kübrâsı,3 Allah’ın en yüce ismini içinde bulunduran,4 Arş’ın altındaki hazineden indirilmiş dört nimetten biri olan (Diğerleri: Fatiha Sûresi, Kevser Sûresi, Âmenerresûlü’dür),5 içindeki beş kelimesinin herbirinde elli bereket bulunan6 bir âyet var ki, bu Âyete’l-Kürsî’dir.

Âyete’l-Kürsî’de Cenâb-ı Hakk’ın isim ve sıfatları tanıtılır. Varlığı, birliği, ezelî ve ebedî hayat sahibi olduğu, varlığı için hiçbir sebebe ihtiyacı olmadığı gibi, bütün eşya Onun yaratmasıyla ve tedbiriyle devam ettiği, varlıklarını sürdürdükleri anlatılır. Allah’ı ne uyuklama ve ne de uyku tutar, gafletin hiçbir çeşidi hiçbir zaman ona ârız olamaz. Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Onundur. Onun katında, Onun izni olmaksızın kimse şefaat edemez. O bütün yarattıklarının geçmiş ve gelecekteki bütün hâllerini bilir. Yarattıkları Onun dilediği kadarından başka, İlâhî ilminden hiçbir şeyi kavrayamazlar. Âyetin sonunda da Allah’ın hâkimiyet ve tasarrufu anlatılırken, “Onun hakimiyet ve saltanatı gökleri ve yeri kuşatmıştır. Gökleri ve yeri tasarrufu altında tutmak Onun kudretine ağır gelmez. En yüce ve en büyük olan da ancak Odur” diye buyurulur.

Kısa bir anlamını verdiğimiz, her namazdan sonra, tesbihten önce okuduğumuz Âyete’l-Kürsî o kadar önemli, büyük, faziletli bir âyettir ki sır ve hikmetleri saymakla bitmez.

Sayısız ihtiyaçları ve düşmanları bulunan insanoğlu ihtiyaçlarını karşılayabilmek, düşmanlarının şerrinden kurtulabilmek için her an, her saniye Allah’a sığınmak, güvenmek, dayanmak zorundadır. Belâlar, sıkıntılar eksik olmaz başından. Sürekli şeytanın vesveselerine muhatap olur, streslere girer, kafası allak bullak olur. Hadis-i şeriflerden öğrendiğimize göre Fatiha ve Âyete’l-Kürsî’nin okunduğu eve hiçbir cinnin nazarı değmez.7 Yatağa girerken onu okuyan kimse Allah’ın koruması altındadır. Şeytan ona yaklaşamaz.8 Her farz namazdan sonra Âyete’l-Kürsîyi okuyan kimsenin Cennete girmesi için de hiçbir engel yoktur.9

Kısacası her fırsatta havayı teneffüs gibi okumaya muhtaç olduğumuz bir âyettir Âyete’l-Kürsî.

Dipnotlar: 1- Buharî, Fezâil-i Kur’an: 10; Müslim, Salâtü’l-Müsafirin: 255; Tirmizî, Fezâil-i Kur’an 4. 2- Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an: 2; Darimî, Fezailü’l-Kur’an: 1 3- Müslim, Müsafirîn: 258; Ebû Davud, Salât: 352; Huruf : 11. 4- Müsned, 6:476. 5- Feyzü’l-Kadir, 1:469 (Hadis no: 927). 6- A.g.e., 4 :123 (Hadis no: 4754). 7- Feyzü’l-Kadir, 6:197 (Hadis no : 8926). 8- Buharî, Vekâlet: 10. 9- Feyzü’l-Kadir, 6:197 (Hadis no : 8926).

29.01.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (28.01.2009) - İnsanların en güçlüsü

  (27.01.2009) - Kimdir Cehennemlikler?

  (26.01.2009) - Cehennemin müşterileri

  (25.01.2009) - İşi ehline vermek

  (24.01.2009) - Siyah adamın başarısı

  (23.01.2009) - ABD’ye bir siyah başkan olurken

  (22.01.2009) - Hayatın gerçek zevkini tadabilmek için

  (21.01.2009) - “Kuvvetli mü’min zayıf mü’minden daha hayırlıdır”

  (20.01.2009) - Mü’min kuvvetli olmak zorunda

  (19.01.2009) - Merhamet nedir bilmezse

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır