Şeytan, mücadele edildiğinde Hz. Ebû Bekirlerin yücelerin yücesine çıkmasına vesile olurken kendisine tâbi olanları da alçaltır, onları kul köle eder, aşağıların aşağısına indirir.
İşte şeytanın bu alçalttıklarından biri de büyücülerdir. Büyücülerin öylesi vardır ki dini kisve içinde görünür, âyetleri bile kötüye kullanarak büyük günahlara girer. Öylesi vardır ki daha dehşetlidir. Şeytan ve şeytanlaşmış kötü cinler Allah’ı, dini, peygamberi tanımaz böyle büyücülere öyle vaadlerde bulunurlar ki, onlara ermek için büyücü ona hemen teslim olur.
Büyücü önce bütünüyle teslim olur şeytana; şeytan da inancını, ruhunu, kalbini, ahlâkını sıfırlayıp kendine taptırdıktan sonra hizmet verir; yüz alır, bir verir.
Evet, şeytan, büyücüden, yaşarken de, öldükten sonra da canını, malını, her şeyini emrine verme sözünü alır. Onu küfre, inkâra atar, sihri kolayca yapabilmesi için de bir kısım haramları işletir. Büyücü ancak o zaman şeytandan takdir toplar, sevgisini kazanır, yanındaki derece ve mertebesi yükselir ve ondan yardım görür.
Demek büyücüler şeytanın hizmetkârlığını gönüllü olarak kabullenmiş kimselerdir. Küfür girdabına gömüldükleri; tabiat, vicdan, ruh ve kalpleri bozulduğu için yaptıklarını meşrû görmeye başlar; insanlığa, vicdana, insafa, merhamete ters düşen işler yapmakta tereddüt etmez, hatta bundan menhus bir zevk duyarlar. Sihirleri genelde üç gün, bir hafta, kırk gün sürdüğü için bu süre sonunda şeytanla irtibat kurmaya mecbur kalırlar. Şeytan onları kendine mahkûm eder.
Büyücüler tehlikeli işlerle uğraşır; gül gibi geçinen eşlerin veya iki kişinin arasını açma, bir kadının gönlünü çalma; insanın bir kısım yeteneklerini; dilini, bahtını, erkekliğini bağlama; kız kaçırma, kız veya erkeklerin bahtını bağlama, ticareti zarara uğratma, ürünü mahvetme, yangın çıkarma, sakat bırakma, öldürme, v.s. gibi yıkıcı, menhus işlere başvurur, bunun için kutsal değerleri, âyetleri bile uygunsuz şekilde kullanmakta tereddüt etmezler; ruh, kalp ve vicdanları bozulduğu için bunu güzel bir hizmetmiş gibi yapar, zerre kadar rahatsızlık duymazlar.
İnsanı arzu edilen şekle sokmak için yapılan böylesi büyülere kara büyü denir. Kişinin iradesine âdetâ ambargo konulur, ona zarar verme hedeflenir.
Büyüyü yapan veya yaptıranların kıskanç, hayat mücadelesi vermekten aciz, karşısındakine açıkça zarar vermekten kaçınan sinsi, içyüzünü gizleyen insanlar oluşları da dikkat çekicidir. Mutluluklarını başkalarının zararında arayacak kadar insanlıktan uzaklaşmışlardır.
Büyücülerin tek hedefi vardır: Para. Para için kendilerini satan bu sefil kimseler, acımasızdırlar da. Dünya malı için yapamayacakları kötülük yoktur. Yuva yıkmaktan, insanlara zarar vermekten çekinmezler.
Tabiî ki şeytan ve şeytanın hizmetkârı olan büyücülerin hedefleri budur. Kişi Allah yolunda olursa şeytan da, büyücüler de bir halt edemezler. Allah dilemedikçe kimse kimseye zarar veremez.
27.02.2009
E-Posta:
[email protected]
|