Cenâb-ı Hak, şeytanın bizim ap açık düşmanımız olduğunu birçok âyetinde açıkça bildirmekte, ona uymamamızı emretmektedir.
Şeytana uymayan kurtulur. Uyan ise hem dünyada, hem de ahirette rezil ü rüsvay olur.
Şeytanın kimsenin iradesine hükmedemeyeceğini, zor kullanıp kötülüğe sevk edemeyeceğini biliyoruz. Şeytan iradeleriyle peşine takılan azgın ve taşkın kimselere çok zarar verir. İhlâslı kimselere ise dokunamaz. Nitekim rahmetten kovulduğunda şeytanın ihlâslı kullara zarar veremeyeceğini bizzat kendisi de itiraf eder, der ki: “Ey Rabbim, madem ki Sen beni rahmetinden uzaklaştırdın; ben de yeryüzünde kötülükleri onlara [Âdemoğullarına] hoş gösterip hepsini azdıracağım. Ancak onlardan ihlâsa erdirdiğin kulların müstesnâ.”
“Allah da şöyle buyurur: ‘İşte böylece ihlâsla kulluk etmek, Benim rızama ulaştıran dosdoğru bir yoldur. Şüphesiz ki Benim kullarımı zorla saptıracak bir gücün yoktur—ancak sana uyan azgınlar müstesna.”1
Evet, şeytanın gücü ancak kendini dost edinenlere yeter. Allah’a hakkıyla inanıp tevekkül edenlere ise yetmez. Kur’ân’da bu gerçeğe şöyle dikkat çekilir: “Şüphesiz ki onun, iman edip de Rabbine tevekkül edenler üzerinde hiçbir kuvveti yoktur. Onun gücü, ancak onu dost edinenlere ve Allah’a ortak koşanlara yeter.”2
Demek şeytan kendine tâbi olanları kandırabiliyor ancak. Tevekkül eden ve takva sahibi olan kimselere ise birşey yapamaz. Çünkü takva sahipleri şeytanın vesveselerine kulak vermezler. “Şeytandan sana bir vesvese geldiğinde ise Allah’a sığın” buyuran Rabbimiz o takva sahiplerinin hakkı hakikati göreceklerini de şöyle anlatır: “Takva sahipleri, kendilerine şeytandan bir vesvese iliştiğinde güzelce düşünür ve derhal hakkı görüverirler. Şeytanlar ise, kardeşleri olan kâfirleri sapıklığa sürükleyip dururlar; bir daha da yakalarını bırakmazlar.”3
Demek oluyor ki şeytan ihlâslı, takva sahibi ve mütevekkil insanlara dokunamıyor, onlara bir zarar veremiyor.
Şeytanın yaptığı ise, ancak vesvesesiyle insanı kandırmaktan ibarettir. Bunu da kalplerinde hastalık bulunanlara yapabilir. Bir âyette kalblerinde şüphe ve nifak hastalığı bulunanlara ve kalbleri inkârla katılaşmış olanlara şeytanın verdiği vesveseden söz edilir. Bir imtihan vesilesi yapmak için Allah buna müsaade etmektedir.4
Şu halde şeytan da, şeytanın oyuncağı olan büyücü de ve sâir şer güçler de takva sahibi, halis, muhlis ve mütevekkil kimseler üzerinde etkili olamazlar.
Dipnotlar:
1- Hicr Sûresi: 39-42.
2- Nahl Sûresi: 99-100.
3- A’raf Sûresi: 200-202.
4- Hac Sûresi: 53.
15.02.2009
E-Posta:
[email protected]
|