Gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, hatıra hayale gelmeyen Cennet nimetleri o kadar nefis, güzel ve caziptir ki insan dünyadayken ne kadar sıkıntı çekerse çeksin o nimetleri görünce bu sıkıntılarını unutur. “Dünyanın bin sene mesudâne hayatı bir saat hayatına mukabil gelmeyen Cennet hayatının ve o Cennet hayatının dahi bin senesi bir saat rü’yet-i cemaline mukabil gelmeyen bir Cemil-i Zülcelâlin daire-i rahmetine ve mertebe-i huzuruna”1 çıkıyor insan.
Bu müjdeyi bize Rabbimiz veriyor, Peygamberimiz (a.s.m.) veriyor. Birgün Resûlullah (a.s.m.), “İyilik yapan ve iyi kullukta bulunanlara, yaptıklarının daha güzeliyle karşılık ve fazladan mükâfat vardır”2 meâlindeki âyeti okuduktan sonra şöyle buyururlar: “Cennetlikler Cennete girdikten sonra Cenâb-ı Hak, “Size verdiğim nimetleri arttırmamı ister misiniz?” diye sorar. Onlar, “Yüzümüzü ak etmedin mi? Bizi Cennetine koyup Cehennemden kurtarmadın mı?” derler.
Bunun üzerine Allah perdeyi kaldırarak cemalini gösterir. Onlara Rablerine bakmaktan daha sevimli ve güzel bir nimet verilmemiştir.”3
Başka bir zaman da Sahabe sormuş, “Kıyamet gününde Rabbimizi görecek miyiz ya Resûlallah?” diye.
Allah Resûlü de (a.s.m.), “Ay dolunay halindeyken onu görmekte güçlük çeker misiniz?” dediğinde, Sahabe, “Hayır ya Resûlallah” diye cevap vermişler.
“Peki, bulutun arkasında olmadığı zaman güneşi görmekte güçlük çeker misiniz?” diye ikinci bir soru sormuş.
Onlar yine, “Hayır ya Resûlallah” diye karşılık vermişler. Allah Resûlü (a.s.m.), “İşte Rabbinizi de böyle göreceksiniz.”4
Evet, mü’min Allah’ın cemalini müşahede etme gibi Cennetin bin senesinden daha üstün bu büyük nimeti daha tatma imkânı buluyor.
Ama siz gelin görün ki gaflet sebebiyle böylesine güzelliklerin diyarı bir Cennet için insan gerekli rağbeti ve gayreti göstermez. Allah Resûlü de (a.s.m.), hayretini gizleyemeyip, “Korkunçluğu sebebiyle kaçınması gerekirken gaflete dalıp sakınmamak kadar dehşetli birşey görmedim. Cennet gibi cazip bir yeri bilip de can atmamak kadar büyük bir gaflet de görmedim” 5 buyururlar.
Her halde oturup bunun sebebini düşünmek de bize düşüyor.
Lügatçe:
1. Mektûbât, s. 223.
2. Yunus Sûresi: 26.
3. Tirmizî, Cennet: 16; Müslim, İman: 297.
4. Buharî, Rikak: 52; Müslim, İman: 299.
5. Tirmizî, Cehennem: 10.
14.02.2009
E-Posta:
[email protected]
|