Cenneti, Cennette olup bitenleri anlamakta insan zorlanıyor. Neden mi? Cenneti dünya şartları içinde düşünüyor da onun için. Oysa Cenneti Cennetin şartları içinde düşünmek gerekir. Her şeyin yüz kere, bin kere inkişaf ettiği; dağı, taşı, ağacı canlı olan bir Cennette insanın çok daha mükemmel olması kadar tabiî birşey olamaz.
Canların çekeceği, gözlerin zevk alacağı her şeyin bulunduğu sonsuz mutluluk diyarında1 herbir kişiye yüz kişinin kuvveti verilir.2 Cisimler ruh kuvvet ve hafifliği ve hayal sür’atinde hareket eder; yüz bin yerde bulunup yüz bin huriyle sohbet edip yüz bin tarzda zevk alabilir.3
“Bu nasıl mümkün olabilir?” diye bir soru akla gelebilir.
Sözler’de belirtildiği gibi bu karanlıklı, daracık dünyaya bakın! Güneş bir anda sayısız aynalarda ısı, ışık ve ışığının yedi rengiyle hazır bulunduğu gibi nuraniyet kazanmış bir zat da bir anda çok yerlerde bulunabiliyor. Cebrail Aleyhisselâm bin yıldızda bir anda, hem Arş’ta, hem huzur-u Nebevîde, hem huzur-u İlâhîde aynı anda bulu-nabiliyor. Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm haşirde ümmetinin müttakîleriyle aynı anda görüşebilir, dünyada sayısız makamlarda bir anda görünebilir. Halktan herhangi biri rüyada bazan bir dakikada bir sene kadar işler görebiliyor. Herkes ruh, kalp ve hayalen aynı anda pekçok yerlerle irtibata geçebiliyor.
Elbette nuranî, kayıtsız, geniş ve ebedî olan Cennette, cisimleri ruh kuvvet ve hafifliğinde, hayal sür'atinde olan ehl-i Cennet aynı anda yüz bin yerde bulunup yüz bin huriyle sohbet edip yüz bin tarzda zevk alması o ebedî Cennete, sonsuz rahmete lâyıktır. Muhbir-i Sadık’ın haber verdiği gibi hak ve hakikattir.
Bununla birlikte bu küçücük akıl terazisiyle o muazzam hakikatler tartılmaz.
İdrak-i meâli bu küçücük akla gerekmez.
Zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez.4
Dipnotlar:
1- Zuhruf Sûresi: 71.
2- Tirmizî, Cennet: 6.
3- Sözler, s. 462-463.
4- A.g.e..
11.02.2009
E-Posta:
[email protected]
|