Hatıralarımızın en güzelini oluştururlar kahkahalarıyla, tebessümleriyle vardırlar. Bazen en acı olayın içinde yer alır, sessiz sakin beklerler. Bazen en sevinçli olayın içinde, elimizi tutarak havaya zıplarlar.
Hiçbir şeyi onlarsız yapmayız.
Güzel bir haber mi aldık? Elimizde telefon sevinçten çığlıklar atarız. Üzüntülü bir söz mü duyduk, iki gözümüz iki çeşme başımızı omzunda buluruz.
Onlar olmadan hiçbir duyguyu tam yaşayamayız sanırız. Sanki ne yapıp ettiğimizi bilmezlerse eksik kalacağız. Yani gündüzdeki güneş, gecedeki yıldız gibi vazgeçilmezdirler.
Kimlerden bahsediyorum dersiniz?
Tabiî ki dostlarımızdan. Hani yaşamımızın olmazsa olmazlarından.
“Dost” denince aklıma hep lise yılları gelir.
Tebeşir kokan parmaklar ve tahta sıraya kazınmış hatıralar. En kadim dostlukların başladığı yerlerden biridir sınıflar. Aynı sırayı paylaştığımız, aynı şeylere kızıp, aynı kişileri çekiştirdiğimiz kişilerdir onlar.
Her gün gördüğünüz hiç ayrılmadığımız, teneffüslerde beraber gezdiğimiz dostumuzdur o. Sabahı zor edersiniz, onu görüp yaşadığınız ilginç olayı anlatmak için. İlk heyecanımız, hüzünlerimiz, yani gençliğe ait ne varsa paylaştığımız anlar.
Yıllar geçse de üstünden, asla unutulmazlar.
Tek başına büyük olunmaz nedense.
Onları görünce geçmişimiz koşarak gelir saklandığı yerden. “Ya ne günler yaşadık.” Diyerek yâd edilir eski günler. Geçmişin her günü kendine ait bir anıyla gelir karşımıza.
“Dostum” kelimesi belki iki hecedir ama çok büyük anlam, çok derin hisler barındırır bağrında… Sayfalar dolusu özlü söz vardır kalbinde, ne ummanlar, ne tadı acı yaşlar saklar yaşattıklarında.
“Birine “dostum” demem için, kaç yıl gerek acaba”
Bence bu sınır, yaşadıklarımıza, olaylara, kişiliğimize ve paylaşımlarımıza göre farklılık arz eden bir durum.
Ve insan tek başına yaşayamıyor.
İstiyor ki birisi olsun hüzünlendiğinde başını omzuna yaslayıp saatlerce ağlasın. En mutlu gününde beraber havalara uçsun. Yani kendi gibi olsun. Ondan bir parça olup dursun yaşamında.
Dostluk hayatın pembe rengidir. Takdir ve paylaşımla doğru orantılı olan başarılarımızın ibresini yükseltir.
“Acı gün dostu dosttur.” dense de. İyi günde de yanımızda olanlar bizim gerçek dostlarımızdır.
Nereden çıktı şimdi bu? demeyin.
Mutlu olduğumuz günlerde de yanımızda olup gerçekte bizimle mutlu olan, yanımızda olamasa da, bir şekilde sevincimizi, mutluluğumuzu, küçük de olsa başarımızı kendi başarısı gibi kutlayan, sevinen dostlarımız da, gerçek dostlarımız olduklarını gösterirler.
Oscar Wilde ”Bir dostun üzüntüsüne her kim olsa katılır, bir dostun başarısına ancak yüksek ruhta olanlar sevinir” der.
Böyle dostlarınız var mı? Sorusunu anında cevaplıyorsanız şanslısınız.
***
Ayrıca dostluklarımız da dikkat etmemiz gereken ölçü de efendimiz tarafından bizlere verilmiş. “İki kişi birbirini sever de sonra araları açılırsa, bu ancak birsinin işlediği bir günah sebebiyle olur.”
Yaşadıklarımıza ve yaşattıklarımıza dikkat etmemiz duasıyla…
05.02.2009
E-Posta:
[email protected]
|