Tüm tanıdığım şairler yalan söylemiş... Öğrendim… Tüm yazılan yazılar, notlar, kısa cümleler kandırdı beni...
“Güzel” dediğim satırlar, ezberlediğim mısralar, hayran kaldığım kelime âhenkleri silinsin artık hafızamdan.
En büyük âşık dün; “Sevda dilsiz olur” dedi.
Ve sustu.
O susunca dünya sustu. Âlem başka bir renge büründü. Göğün rengi açıldı, beyaza döndü.
Yıldızlar başka baktı yeryüzüne, ay başka vurdu şavkını denize. Çiçekler başka koktu, denizler başka coştu. Ağaçlar başka bir renge girdi.
Dün, dünya maşuk olup, âşık diye diye göçtü.
Zaman ellerimden akıp gitti, koştu sanki.
Sonra rüzgâr coştu, sessizce esip uçurdu tüm hafif olanları. Ağırlığıyla karşı koyanları ise, okşayıp geçti.
En büyük âşık dün; “Ömrün yetmez, anlatmaya” dedi.
O an zaman bir nefes kadar kısaldı. “Aldım, ya veremezsem” telaşı düştü. Saniyeler kıymete bindi.
Dakikalar geçerken haber verdi. Saatin tik takları ilk defa bu kadar manalı geldi.
Ve yürek; “Bu kadar kısa zamana sevda fazla” dedi.
Ve dünyada ki tüm fani maşuklardan vazgeçti. O vazgeçince, tüm acılarım dindi, yaralarım kabuk bağladı. Üstüme düşen günler bir anda kalktı.
Gönlüme ânın telaşı düştü.
Dün bir âşık; “İnsan aşığım demesin, unutmaya meyilli bir yürek taşırken” dedi.
Gözlerimden tane tane yaş düştü.
Hatırlamaya çalışırken, çok sevdim dediğim o yüzü. Sözler vermişken kendime, seneleri etmişken hebâ, elime sadece silik bir sûret düştü.
Gözlerim semaya kaydı. Tüm uzaklıklar, nefes kadar yakın oldu.
Tüm hüzünlerim bir tebessümün içinde saklanıp gitti.
***
Dün bir âşık; “Ömür fani! Aşka kifayet etmez” dedi.
Ve ben dün anladım: Mecnun “Leyla” derken, neden “Mevla” dedi.
18.12.2008
E-Posta:
[email protected]
|