Yazmakta geciktiğimiz birkaç notu bugün yazmak istiyorum.
Bunlardan birisi YAŞ meselesi… Yüksek Askerî Şûrâ’nın aldığı kararlar yargı denetimi dışında olduğu için yıllardır tartışılıyor, ama bir türlü düzeltilemiyor.
YAŞ’ın Ağustos Şûrâsı’nda 1996 yılından bu yana ilk kez hiçbir ihraç gerçekleşmemiş olması, CHP ile Genelkurmay arasında polemiğe sebep olmuştu. YAŞ’ın kış dönemi toplantısında 24 askerin TSK ile ilişikleri kesilmesi bu polemikleri (!) bitirdi. Bu şûrâda bir ilk de yaşandı. Daha önceleri “disiplinsizlik” gibi bir genel bir ifade kullanılırken, YAŞ’tan ilk kez izahatlı ihraç yapıldı. “19’u uyuşturucu ve ahlâk dışı ilişkilerden, 5’i de irticai faaliyetlerden olmak üzere 24 asker ordudan atıldı…” denildi.
Tarihe not düşmek adına, 2000’den bu yana ihraç bilânçosu açıklayalım. 2000 yılında 62, 2001’de 20, 2002’de 24, 2003’te 20, 2004’te 20, 2005’te 15, 2006’da 54, 2007’de 61…
Abdullah Gül’ün başbakan olarak katıldığı ilk YAŞ toplantısından beri yeni bir uygulama daha başladı. Erdoğan da bunu devam ettiriyor. YAŞ kararlarına hem Başbakan hem de Millî Savunma Bakanı “şerh” koyuyor. Bu sefer de şerhlerini koydular, ama Cumhurbaşkanı Gül kararları onayladı. 24 asker şimdi YAŞ kararlarının yargı denetimi dışında bırakılması sebebiyle yargıya başvuramayacak.
“YAŞ kararları yargı denetimine açılsın” diye yıllardır söyleniyor ama bir türlü halledilmiyor. Sadece “şerh” koyuluyor. O da bir işe yaramıyor. Bu işi düzeltecek olanlar 6 senede olduğu gibi sadece şerh koymakla yetinirse bu problem çözülecek gibi görünmüyor.
MECLİS’İN “EN”LERİ…
Mesut Yılmaz ile Kamer Genç bağımsız milletvekili olarak seçilmişlerdi. Bu iki milletvekilinin “en az” ve “en çok” konuşan milletvekilleri oldukları istatistiklerle ortaya çıktı.
Seçimin üzerinden 17 ay gibi bir süre geçti. Yani ortalama 510 gün oldu. Bir gazeteci arkadaşımız (Yeni Şafak’tan Behçet Güngör) usanmadan tutanakları araştırıp Mesut Yılmaz’ın bu 510 günde ne kadar konuştuğunu ortaya çıkarmış. Yılmaz 510 günde tamı tamına 925 kelime konuşmuş! -Yani her güne bir kelime bile düşmüyor.- Yılmaz’ın ağır konuştuğunu bilmeyen yok, ama bu kadar da az konuştuğunu duyunca Rizeli vatandaşın sorunlarının kürsüden ne kadar aktardığı da ortaya çıkıyor.
En çok konuşan milletvekilini de TBMM Başkanvekili Cenap Gürpınar ortaya çıkardı. Meclis’te her söze müdahale eden, her kanun tasarısında konuşmanın yolunu bulan, sataşmaları ile Meclis oturumlarını idare edenleri zaman zaman sinirlendiren Kamer Genç’in 425 defa konuştuğu yine böyle bir tartışmalı oturumda Gürpınar açıkladı. Buna rağmen Genç, hâlâ en az konuşan milletvekili olduğunu iddia ediyor!
BU DA OLDU!
Gazetelerde haberi gördüğümde başlığı yanlış okuduğumu düşünüp, tekrar tekrar okuma gereği duydum…
Hayrete düşüren habere göre, sağlık ocağına gelen başörtülü hastaları tedavi etmeyip, hakaret eden doktora mahkeme 10 ay hapis cezayı vermiş. Geçtiğimiz Nisan ayında Konya’da Yalıhüyük Sağlık Ocağına giden G. Ç. (20) ve H. K. (24), kurumda görevli Doktor E. E.’nin (64) aşağılayıcı tavrıyla karşılaşmış. Doktorun kendilerine “Biraz çağdaşlaşın, bu kıyafetle buralara gelmeyin” demesi üzerine mahkemeye başvuran hastalar, hukuk mücadelesini kazandı. Doktora verilen 10 aylık hapis cezası, 10 bin 500 YTL para cezasına çevrildi. Şimdiye kadar hep başörtülülerin ceza aldığını duyduğumuz için başörtülülere hakaret eden birinin ceza alması gerçekten hayret verici değil mi?
NİYE AZALIYOR ACABA?
Vatandaş, seçtiği milletvekillerinden sorunları çare olmasını bekler. İsteklerini de değişik yollarla seçim gönderdikleri vekillerine iletirler. Ziyaret, telefon, e-posta yoluyla olduğu gibi mektupla da bu isteklerini iletirler.
Yapılan açıklamalara göre, milletvekillerine gönderilen postalarda da azalma olmuş. Milletvekillerine dağıtılmak üzere Meclise gelen günlük 130-140 posta çuval sayısının 40-50’ye düştüğü açıklandı. Bu postalardan bazılarının da faturalar, dâvetiyeler olduğu hesaba katılırken, milletin vekillerinden ümitlerinin kalmadığını gösteriyor. Yoksa çuval çuval mektuplar niye azalsın ki?
14.12.2008
E-Posta:
[email protected]
|