Geçtiğimiz hafta dünya Müslümanları Kurban Bayramı’nı idrak etti. Kurban ki Hz. İbrahim’in (as) oğlunu sırf Allah rızası için kurban etme fedakârlığının hatırası ve hatırlanmasıdır.
Biz Müslümanlar için Kurban Bayramı oldukça ehemmiyetli günlerdir, iki büyük bayramımızdan biridir... Kurban Bayramı ayrıca Hac döneminin sonunda bulunmaktadır. Gücü yeten her Müslüman’ın hayatı boyunca en az bir defa yapmakla yükümlü olduğu bu kutsal Hac yolculuğu Kurban Bayramı gibi müjdeli günlerde sona erer.
Bu benim Müslüman olduktan sonra yaşadığım ikinci Kurban Bayramım... Bu sene Kurban konusu hakkında daha fazla bilgi sahibi olmayı kendime ödev olarak kabul ettim. Müslümanlar için Kurban Bayramı’nın bir anlamı bir küçükbaş yahut büyükbaş hayvanı Allah’ın rızası için kurban etmek ve onun etlerinden akrabalara, yakın dostlara ve cümle fakir, fukaraya dağıtmaktır.
Ayrıca biz Müslümanlar için Kurban Bayramı İbrahim Aleyhisselâm’ın imtihanını hatırlatır. O ki; sırf Allah’a olan imanını göstermek için her şeyini sorgusuz sualsiz feda etmeye hazırdı.
Ayrıca bu Kurban Bayramı’nda sevdiğim bir başka şey de, alış veriş yapmak ve tüketmek için herhangi bir baskı unsuru hissetmememdi. Hıristiyanların Noel günleri ile kıyaslandığı zaman, Amerikan aileleri sanki birilerine ve kendilerine bir şeyler satın almak zorunda oldukları hissiyle kuşatılmış durumda gibiler. Hz İsa’nın (as) hatıratını yad etme fikri ise onlar için sanki ikinci planda kalmış gibi. Bu tatil gününde en şaşaalı hediyeyi almak onlar için asıl mesele olmuş.
Amerika Birleşik Devletleri gibi materyalist ve seküler ruhlu toplumlara sahip ülkelerde, Noel günlerinin günümüz Hıristiyanları için aslında ne ifade ettiğini görmek ve Noel’in asıl mânâsını kaybetmek hiç de zor değil. Aslında Hıristiyanlar bugünlerde hediyeleşirler çünkü Allah onlara bugünlerde çok önemli bir hediyeyi göndermiştir: Hz İsa’yı (as)...
Fakat Hıristiyanlar bu mânâyı idrak ederken bir tür tüketim toplumu olduklarını ve bu kutsal günleri bir nev'î ticaret ve panayır günlerine çevirdiklerinin farkında değildirler.
Bütün Müslüman kardeşlerimden görüp öğrendiğim iman derslerinin tam aksine olarak, Amerikalı Hıristiyanlar Noel günlerinde tüketimi kışkırtacak bir haleti ruhiyeye giriyorlar. Gerçekten de, ABD’deki medya organlarına ve kitle iletişim araçlarına baktığımız zaman Noel günlerinde son çıkan XBOX VE POWER RANGERS gibi şeyleri almak için müthiş bir baskı ve propaganda yapıldığı görülüyor.
Bu günlerin ifade ettiği tüketim sezonu mantığı ne yazık ki Hıristiyanların Noel’in gerçek mânâsını ve manevî hazlarını kaçırma ve kaybetme bedbahtlığına sürüklemektedir.
Tabiî çoğu Hıristiyan bu durumdan şikâyetçi değildir. Meselâ California’lı yazar John Boykin, bütün Hıristiyanları Noel’in sekülerliğini benimsemeleri için çağrıda bulunmuş. Onun teorisine göre Amerika toplumu gibi çok dinli ve kültürlü bir toplumda Noel gibi topluca kutlanan kutsal günler başka dinlere ve kültürlere mensup kişileri yabancılaştırabilir. Ayrıca, sekülarizm ve kapitalizm karşısında verilen mücadele baştan kaybedilmiş bir mücadeledir. Boykin’e göre Noeller toplumdaki her dine mensup insanlar için birbirlerine birşeyler verebilme ruhunun pekiştiği günler haline gelmelidir. Bay Boykin’e göre bunun böyle olması da Hıristiyanlık açısından bir problem teşkil etmemektedir. Zira Hıristiyanlık temel olarak Hz İsa’nın (as) doğumuyla doğrudan ilgili değildir. Boykin şöyle buyurmuş: “Hıristiyanlık temelde Noel ile değil Paskalya Yortusu ile ilgili bir dindir. Çünkü Hz. İsa’nın doğmuş olması Hıristiyanlığın ana meselesi olmayıp, asıl onun ölümü ve yeniden dirilişi önemlidir. Eğer Hıristiyanlar Noel’e verdikleri ehemmiyet kadar Paskalya’ya önem vermiş olsalar, Hıristiyanlığın mesajı dünyaya daha güçlü bir şekilde yansıyabilirdi”...
Şimdi... Dünyanın, Paskalya Tavşanı’nın bizleri bir araya getirmesine henüz hazır olduğundan pek emin değilim doğrusu. Fakat şundan kat’î derecede eminim ki; bir gün Hz. İsa (as) dünya insanlarını birleştirmek için gelecekse, bir elinde barışın sembolü Kur’ân-ı Kerim ve diğer elinde ise dünyanın her noktasından yankılanan “Bismillahir Rahmanir Rahim” sadası olduğu bir şekilde, dünyayı Allah’ın rızası doğrultusunda bir araya gelmeye çağıracak bir şekilde gelecektir. TERCÜME: UMUT YAVUZ
Eid-al-Adha and Christmas
Last week Muslims around the world celebrated Eid-al-Adha, commemorating Abraham's (peace and blessing upon him) willingness to sacrifice his son at God's command.
Eid-al-Adha is a very spiritual time for us Muslims, one of Islam's two major holidays; Eid-al-Adha coincides with the end of the Hajj, the pilgrimage to Mecca that we Muslims, those of us who are financially able to do so, must make at least once during our lives.
Being that this was my second Eid-al-Adha since converting to Islam, I took to the idea of studying and learning more about this important event. Muslims mark this holiday with the slaughter of a lamb or other designated animals. One portion is kept for immediate family, one given to friends and relatives, and the third to those in need.
For us Muslims, Eid-al-Adha illustrates the test Abraham (peace and blessing upon him) was put through by Allah to show his faith, to do without question whatever Allah demands.
What I found refreshing about this celebration is the lack of pressure to go shopping for gifts.
Compared to the Christian holy day, American families are preoccupied with the idea of what kind of gifts they must get for certain friends and family members. The idea of celebrating the life of Jesus (peace and blessing upon him) is second nature to them, getting the best gift is what they believe is the most important about their holy day.
In a materialistic and secular society such as the United States is, it is all too easy to lose sight of what Christmas really means. Christians give gifts to each other because it is the day on which they celebrate the ultimate gift: Jesus (peace and blessing upon him).
But while Christians look to celebrate that ultimate gift, it is that ultimate gift which is unable to break free from the commercialization this holy day must contend with.
Unlike Eid-al-Adha where all I experienced from my fellow Muslims is their continued messages of faith, the American is inundated with messages that encourage consumption. Indeed, messages that press the Christian to buy the latest XBOX and POWER RANGERS fill the airwaves of mass media in the United States .
The Christian message which encourages people to remember the real religious significance of the Christmas season, and to celebrate it in various meaningful ways, including by helping the less fortunate, is lost because of the commercialization of the season.
But not all Christians believe the commercialization of the season is bad. John Boykin, a writer in California , has called for Christians to embrace the secularization of Christmas. He says a communal emphasis on the religious aspects of the holiday can alienate some people, especially in a culture as religiously pluralistic as America 's. And besides, he says, fighting against secularization/commercialism is a losing battle. Mr. Boykin says Christmas has become a time for people of all faiths to be with their families and celebrate the spirit of giving. And that's not a problem, he says, because ultimately the story of Christ's birth is not central to Christianity.
"What Christianity is all about is Easter, not Christmas," says Mr. Boykin. "Christ's death and resurrection are really what Christianity is all about. His birth is really not an important issue in Christianity, and if Christians put a fraction of the energy into Easter that everybody puts into Christmas, then the message that Christianity has to bring to the world would be much more powerful."
Well, Iʼm pretty certain the world is not ready for the Easter bunny to bring us all together, but one thing is certain. When Jesus (peace and blessing upon him) returns to bring the world together, it will be with the Qurʼan in one hand, the sign of peace in the other and Bismilahir Rahmanir Rahim roaring upon the Earth as he summons all of humanity together to do Allah's will.
17.12.2008
E-Posta:
[email protected]
|