Çok dikkat çekici hadiselere şahit oluyoruz. Bunlardan biri de Irak’ta yaşandı. Her ne kadar üzerinde çok sözler söylendi ise de, bir iki söz de biz söylesek her halde israf olmaz.
Yakında görevini, yeni seçilen başkan Barack Hüseyin Obama’ya devredecek olan ABD Başkanı George W. Bush, ‘zaferlerini kutlamak ve veda etmek için’ Irak’ı ziyaret etti. Bush’un beklentisi, Bağdat’ta ‘gül’lerle karşılanmaktı, ama ziyaret esnasında umduğunu değil Iraklıların ‘pabuç’larını buldu!
Hatırlanacağı üzere Bush, Irak Başbakanı Maliki ile bir basın toplantısı düzenledi ve bu toplantıda Irak’a nasıl da demokrasi getirdiğini anlattı. Konuşmasının alkışlanması ve belki de bu sebeple kendisine teşekkür edilmesini bekledi. Ama teşekkür yerine bir gazetecinin ayakkabılarını kendisine fırlatmasına şahit oldu. ABD’nin gidici başkanı, her ne kadar gazeteci Muntasar El Zeydi’nin fırlattığı ayakkabıdan kendisini koruduysa da, Iraklıların ahından ve dünyanın nefretinden kendisini koruyamadı. Bu hareketle Bush’un bütün karizması çizildi, diktatörlüğü yerle bir olmuş oldu.
Kısaca hatırlamak gerekirse ABD Başkanı Bush, görev yaptığı yıllar boyunca; bir iki ülke hariç bütün dünyayı ve insanlığı karşısına alarak yüzde yüz yanlış olan bir yolda ilerledi. Kendince Irak ve Afganistan gibi ülkelere demokrasi götürmek istedi. Oysa dünya âlem şahit oldu ki bu ülkelere demokrasi değil; kan ve gözyaşı götürüldü.
Irak’taki basın toplantısında Bush’a ayakkabısını fırlatan gazeteci Muntasar El Zeydi, bütün bir insanlığın birikmiş hıncına tercüman olmuş oldu. (Bu hareketi ‘teknik’ anlamda hatalı bulanlar, ‘Gazetecilik mesleğine yakışmaz’ diyen ‘uzman’lar olabilir. Hadisenin bu yönü ayrıca tartışılabilir.) İnsan haysiyet ve onurunun bu kadar aşağılanmış olması böyle bir tepkiyi hak ediyordu. Ne yazık ki Bush, bu hareketin anlamını da kavramış görünmedi. Zaten kavrayabilecek olsaydı her halde bu kadar yanlış bir yolda ilerlemekte ısrarcı olmazdı...
Pabuç fırlatma hadisesini biraz karikatürize ederek şöyle söylemek mümkün: Irak, Bush’a pabucunu fırlatan bu gazeteciyi yakın bir zamanda ‘bakan’ yapabilirse; işte ancak o zaman Irak’a demokrasi gelmiş olur!
Haberlere bakılacak olursa, gazeteciye ‘Para karşılığı mı bu işi yaptın? Kim sana para verdi?” diye soruluyormuş. Belki hiç kimse para vermemiştir, ama para karşılığı bu işi yapacak olsaydı her halde dünyanın en zengin gazetecisi olurdu. Çünkü büyük çoğunluk, böyle bir harekete ‘katkı’ yapmak isterdi.
Keşke Bush ve benzeri yöneticiler halktan kopuk olmasa... Kendi sırça köşklerinde oturup, milletin ne düşündüğünden habersiz yaşamasalar... Haydi yaşadılar, hiç değilse böyle hadiseler Bush’u uyandırmıyorsa bile diğer yöneticileri uyandırsa... Uyansalar da yanlışta ısrarın fayda vermediği, vermeyeceğini görseler...
Bush’a fırlatılan ‘pabuç’un Irak’tan başlamak üzere bütün zalim yöneticilerden kurtulmaya vesile olmasını dileyelim ve duâ edelim. Bu hareket görünüşte basit, ama mânâ itibarıyla büyüktür. Tükürün zalimlerin hayasız yüzüne!
17.12.2008
E-Posta:
[email protected]
|