“Saplantı: Radikal İslâm’ın Batıya Karşı Savaşı” adlı filmin 28 milyonun üzerinde DVD kopyası Amerika Birleşik Devletleri’nde New York Times, Washington Post ve Chicago Tribune gibi en önde gelen gazeteler tarafından okuyuculara ücretsiz olarak dağıtıldı.
Bu filmi izleyen ve filmin propaganda etkisi altında kalanların zihinlerinde Müslüman toplum içinde teröristlerin ve teröre sıcak bakanların büyük bir çoğunluğu teşkil ettiği ve ABD’nin Müslümanlar ile mücadelesinde daha fazla çaba harcaması gerektiği gibi yalan yanlış izlenimler oluştu.
Bu gazetelerin bu DVD’yi ücretsiz dağıtması için ana sponsorluk vazifesini yapan New York menşeli Clarion Vakfı’nın sözcüsü Gregory Ross “Radikal İslâm’dan daha büyük bir tehlike yoktur” şeklinde bir açıklama yapmıştır.
Peki bu Clarion Vakfı kimdir ve neden gazete ve dergilere “Saplantı: Radikal İslâm’ın Batıya Karşı Savaşı” adlı filmin 28 milyonun üzerinde DVD kopyasını dağıtması için para ödemektedir?
Lütfen şimdi bu Clarion Vakfı’nı size anlatmama izin verin.
Kendi web sitelerinde denildiğine göre bu Amerika’da faaliyet gösteren ve ticarî amaç gütmeyen bir yardım kuruluşudur. Ayrıca yine kendilerinin belirttiğine göre Vakıf tam bağımsız bir vakıftır asla ABD hükümetinden, siyasî kurumlardan veyahut başka yabancı kuruluşlardan herhangi bir ad altında finans ve yahut yardım almamaktadır. Vakfın sitesinde yönetim şeması yahut yöneticilerin isimleri ile ilgili herhangi bir listeye rastlanmıyor. Fakat misyonu olarak “Amerikalıları ulusal güvenlik konularında bilinçlendirmek ve eğitmek” ifadelerine rastlıyorsunuz. Grubun üzerine hassasiyetle yaklaştığı ve odaklandığı en önemli mesele ise “Radikal İslâm tarafından gelen aciliyetli tehlike”.
Grubun iletişim direktörü ve sözcüsü Gregory Ross, çok yakın bir zamanda bir başka belgesel film ile sahneye çıkacaklarını müjdeliyor. Filmin adı ise “Üçüncü Cihad” olacakmış. Bu yeni film, Amerika’daki radikal İslâm aktivitelerini konu edinecek ve Ekim ayının başlarında piyasaya sürülecekmiş.
Bu son anti-İslâm propagandanın en temel ve ciddî amaçlarından birisi Amerikan (ve Uluslar arası) İslâm toplumunu marjinalize etmek ve onları bütük kötülüklerin kaynağı ve sorumlusu olarak göstermektir. Çok açık bir şekilde anlaşılıyor ki; bu tezgâh Amerikan seçmenini korkutarak John McCain’e oy verdirmeye zorlamak ve Amerikan yönetiminin İslâm karşıtı Bush doktrinlerinin çizgisinden ayrılmamasını temin etmek için planlanmıştır.
2006 yılında, Washington Post’un bir anketine göre, Amerikalıların yüzde 58’i İslâmiyet’in içinde diğer dinlere nazaran çok daha radikal yapılanmalar olduğunu düşünüyor ve yine ankete katılanların yüzde 43’ü İslâm konusunda tamamen negatif bir görüşe sahip. 2007 yılında ise bu kez CNN’in düzenlediği bir ankete göre, İslâm ve Hıristiyanlık arasındaki çatışma ve düşmanlığın “kaçınılmaz” olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 53 idi ki; bu oran 2003 yılında yüzde 45 seviyesindeydi.
Neoconların ve onların Siyonist dostlarının bu propaganda mekanizması, Amerika’daki bir kaç Müslüman’ın radikal aktivitelerini kendine dayanak edinerek ve bu olayların İslâm’ın fundamentalist fikirlerinin bir parçası olduğu fikrini işleterek, bu filmin de amaçladığı gibi Müslümanları her kötülüğün kaynağı olarak göstermek ve İslâm’a çamur atıp, karalamak istemektedir.
Yine açıkça anlaşılmıştır ki; bu DVD’lerin dağıtılmasının altında seçmenleri McCain’e yaklaştırmak ve Obama’dan uzaklaştırmak isteği yatmaktadır. Yine bu amaçla neo-conlar Obama’yı vatansever olmadığı yönünde karalayarak “teröristlere” karşı da güçsüz olduğunu ilân etmektedirler.
Neoconlar ve Siyonistler, hâlâ İslâm tanımlaması içinde “radikal İslâm, ılımlı İslâm ve faşist İslâm” gibi tanımlamaların da yer aldığı gibi gülünç bir fikri yaymaya çalışmaktadırlar.
Bu propaganda, İslâm’ın içinde “ılımlı, faşist yahut radikal” gibi kısımların olmadığı ve İslâm’ın ancak İslâm olabileceği hakikatine karşı var gücüyle mücadele vermektedir.
Bu son saldırılar ise, yıllar içinde Müslümanlar’a karşı istenmeyen bir düşmanlık ve mücadele dalgası oluşturmak amacıyla devam ettirilecektir. Aynı zamanda, Amerikan halkını John McCain’i başkan yapmak için oy vermeye teşvik edeceklerdir çünkü McCain şu anda İslâm karşısında en ‘çatışmacı’ duruşu sergileyen başkan adayıdır.
McCain’in seçilmesi Amerika Birleşik Devletleri’ni yerle bir edecektir. Bunu söylerken dünya üzerindeki Amerikan etkisinin azalacağını kastetmiyorum bilâkis McCain de tıpkı arkadaşı George W. Bush gibi dünya üzerinde savaş dalgasını yaymaya çalışacaktır.
Hasılı kelâm, bu DVD’ler ancak Müslümanlar üzerinde şüphe oluşturmaya yaramaktadır ve başka bir amaca da hizmet etmemektedir. Biz ise savaşın ve çatışmanın değil barışın yollarını aramalıyız. Kin ve nefret aşılamanın birbirimizi anlamaya veya barışa hizmet etmeye hizmet etmeyeceği aşikârdır. Biz, Wisconsin eyaletinin Milwaukee şehrinde yaşayan Müslümanlar olarak, Clarion Vakfının sözkonusu girişimini kınıyoruz. Bu hem kötü hem de çirkin bir girişimdir ve barışsever bütün insanlar tarafından da şiddetle kınanmalıdır.
TERCÜME: UMUT YAVUZ
24.09.2008
E-Posta:
[email protected]
|