Bahriye Mektebindeyken Libyalı sınıf arkadaşlımdan bir tanesi namaz kılmaya başlamıştı. Mahmut isimli bu arkadaşım, benden her sabah kendisini sabah namazına kaldırmamı istemişti. Ben de memnuniyetle kabul etmiştim. Zira sadece Ramazan ayında değil artık devamlı olarak namazını kılacaktı.
Fakat bu iş bir hayli sıkıntıya yol açtı, zira Mahmut bir türlü derin uykusundan uyanmak istemiyordu. Ne kadar uğraşırsam uğraşayım bir türlü uyanmıyordu. Hatta yatakhanedeki bütün öğrenciler uyanıyor, bizimki bir türlü uyanmıyordu.
Bu işin böyle devam etmeyeceğini, zira bir türlü uyanmadığını söyleyince benden tekrar uyandırmamı rica etti. Ben de “Günah benden gitti diyerek” sabahleyin yine uyandırmaya gittim. Fakat çare yok, Mahmut bir türlü uyanmıyordu. Burnunu sıkıyorum, göz kapaklarını kaldırıyorum, hatta tokat atıyorum, nafile. Adam bir türlü uyanmıyor. Neyse güç belâ bir iki defa uyandı. Fakat ben bu işi daha fazla yapamayacağımı söyledim. Çünkü diğer öğrenciler bu uyandırma faslından bayağı rahatsız olduklarını söylediler.
Mahmut, bu sefer başka bir yol denememi ve “su” yardımı ile uyandırmamı söyledi. Suyun kaldırma kuvvetinin aynı zamanda bu işe yarayacağına aklım ermemişti ama “deneyelim” dedim ve sabah namazı için tekrar uyandırmaya gittim.
Abdest aldıktan sonra avucuma su dolduruyor, yatakhaneye gidinceye kadar elimde kalan suyu taşımaya çalışıyordum. O sabah inanılmaz bir şey oldu. Bizim bir türlü uyanmayan Mahmut, yanaklarına bir iki damla su damlayınca birden uyanıverdi. Ben bu işe önce inanmadım, ertesi gün bakalım ne olacak diye merakla bekledim. Fakat tokatla, yumrukla uyanmayan Mahmut bir-iki damla su ile çok kolay bir şekilde uyanıyordu.
Tıpta böyle bir şeyin yeri var mıdır? Bilmiyorum ama suyun kaldırma kuvvetinin bu kadar etkili olduğunu böylece öğrenmiş oldum. Uykusu ağır olanlara tavsiye edilir…
21.09.2008
E-Posta:
[email protected]
|