Sahurla seher arası, bereket yağmurlarının derya derya aktığı demler… Derin tefekkürün zikirle buluştuğu sular, hikmet susuzluğunun giderildiği, saniyelerin saat, saatlerin gün olduğu zamanlar… Vaktin kadrini bilenler için bulunmaz şevk serinliği, istemenin en verimli anları…
Hayrı, hakikati arayanların idraklerinin açık, duyguların canlı, zihinlerin parlak olduğu, sonsuzluğun nefeslendiği huzur haller geçidi… Geçmiş geceden güne iyi başlamanın anahtar açılımı, doğumun ışık ışık serpildiği sonsuzluk huzmeleri…
Hüznün uzak, şevkin bol, bedenin diri, duânın kabule yakın, kalp kabının ubudiyetle doldurulacağı yağmur suları…
Kur’ân kıraatinin şuuru temizlediği, duânın dirilttiği, dünyanın hissedilmediği, ulvî hislerle yücelindiği vakit üstü vakitler… Sema kapılarının açıldığı, feyiz yağmurlarıyla ıslanıldığı, ruhların rahata erdiği ender dakikalar…
Ruhun, zaman öncesi ve sonrasına gezindiği, kâinatı avuçlarının içinde erittiği, zamansız soluklar… Kalbin kaynadığı, aradığını bulmanın coşkusuyla lâtifeleriyle bayram ettiği, bilinmez ufuklara kanat çırptığı… Gizemli yolculuğun aşikârlaştığı, var olmanın derin izlerine varıldığı dehliz; sahurla seher arası…
İki bereketin buluştuğu berzah zamanlar geçidi… Boş geçirilmeyecek, her anı duâ duâ değerlendirilecek, güne ubudiyet kuşanılarak başlanacak çekirdek zaman…
Ramazan aylarınsa—belki de—sahurla seher, günün sultanı… Sultan saatler kıyamla karşılanır, hürmetle mukabele edilir, tezekkürle içe çekilir, tefekkürle ufka bakılır… Aç durmanın, susuz kalmanın doyuruculuğu en fazla iftarda hissedilirken, şevkin en tok olunduğu dönem de sahurla seher arası olsa gerek…
Dakikaların ömürleştiği ölümsüz anlara aktığı, canların canana yakın olduğu demler… Kalbin nur şehrayinine döndüğü, kâinatı ışıklandırdığı aydınlık buluşma… Evlerin ışık ışık yanan pencereleri böylesi buluşmanın muştusu… Evler diriliyor, ışık çiçekler açıyor, bereket yağmurlar yağıyor, hikmet perdeleri açılıyor, zaman coşkun akıyor, gün şevkle geliyor…
On bir ayın sultanı güne ayak basıyor, zamana hükmediyor, mekânı aydınlatıyor… Nefis suskun, şeytan uzakta uyukluyor, lâtifeler ubudiyetle raksta, vicdan rahat, akıl kıvamında, kalp Kur’ân okuyor, Kur’ân kalbe okuyor, kâinat bayram ediyor…
Sahuru seherle sevmeli, o sevgiyle yaşamalı günü, o idrakle kavuşmalı iftara… Kusurları Rabbe itiraf ede ede, bağışlanma dileye dileye geçmeli gün… İşte geldi gidiyor, biz de gidiyoruz, durmak yok fani zamanlarda… Sahurla seherin bereketini yakaladıktan sonra ne yapalım sonlu solukları… Selâm sahur, selâm seher, merhaba gün, şükür iftar.
16.09.2008
E-Posta:
[email protected]
|