Bangkok sokaklarında Kur'ân sesi TURİZME KAPILARINI SONUNA KADAR AÇAN TAYLAND'IN, MÜSTEHCENLİK VE FUHUŞ NOKTASINDA OLUMSUZ BİR İMAJI VAR. BÖYLE BİR YERDE, GECE VAKTİ ÇOCUKLARIN KUR'ÂN ÖĞRENMELERİNE ŞAHİT OLMAK BİZİM İÇİN GERÇEKTEN SÜRPRİZDİ
MYANMAR NERESİ?
Türkiye büyüklüğünde, yaklaşık 50 milyon nüfuslu Myanmar çok dinli, çok dilli, çok kültürlü bir ülke. Tayland, Bangladeş, Hindistan ve Çin ile komşu olan Myanmar, sıcak, yağmurlu ve yeşil bir ülke aynı zamanda.
Ülkenin şanssızlığı isminin sürekli değişmiş olması. Birmanya ve Burma olarak bilinen ülkenin şimdi adı Myanmar. Myanmar, kendi dillerinde “dünyanın ilk yerleşimcileri” anlamına geliyor. Hind-Çin yarımadasının batısında yaklaşık Türkiye yüzölçümü büyüklüğünde bir ülke.
Burmalılar, İngilizlerden bağımsızlıklarını ancak 1947 yılında alabilmişler. Ama iç kargaşalar başlamış ve askerler yönetime el koymuş. Myanmar’da 1962 yılından beri askerî yönetimler iş başında. 1990’da bir genel seçim yapılmış ve Aung San Suu Kyi’nin partisi seçimi kazanmış. Ne var ki askerler yönetimi devretmedikleri gibi demokrasi yanlılarını tutuklamışlar. Dünya kamuoyu tepki göstermiş, ama bir şey değişmemiş.
Nüfusu 50 milyona yaklaşan Myanmar halkı hayli değişik etnik yapıya sahip. Ülkede yüzde 65 ile Birmanlar çoğunluğu oluşturuyor ama Şan, Kaçin, Karen, Mon, Rekin, Çinli ve Hintliler de azımsanmayacak sayıda. Birçok değişik dil konuşuluyor. Resmî rakamlara göre Myanmar’ın yüzde 90’ı Budist. Myanmar’da elbette Müslümanlar da yaşıyor. Resmî rakamlar yüzde 5 dese de, Müslümanlar bu nisbetin yüzde 15’ten fazla olduğunu ifade ediyor. Rakamların tartışmalı olması, devletin son yıllarda sayım yapmaması ve Müslüman nüfus rakamını gizlemesinden kaynaklanıyor.
Başşehir Rangoon’un adı da 1989 yılında Yangon olmuş. Myanmar dilinde “savaşın sonu” anlamına gelen Yangon, tipik bir ‘fakir’ Uzakdoğu başşehri. Şehre hakim bir tepede bulunan 2500 yıllık ‘Şvedagon tapınağı’ başka bir alem. Daha ziyade bir külliye görünümündeki bu tapınağın som altın kubbesi tabandan 98 m. yüksekte ve toplam 5451 adet elmas ile kaplı olduğu söyleniyor.
Halkın en büyük beslenme kaynağı pirinç ve balık. Turizme açık bir ülke sayılmaz. Yeni yeni otel zincirleri yapılıyor.
Köyler suyun üzerinde kazıklara oturtulan evlerden oluşuyor. Herkesin altında bir kayık var.
Myanmar’da cep telefonu var, ancak uluslar arası görüşmelere kapalı. İnternet sistemi de ağır-aksak çalışıyor.
TÜRKİYE'DEN YADIM ELİ UZANDI
Türkiye’de faaliyet gösteren bazı yardım kuruluşları, son yıllarda yurt dışına da el uzatıyor. Dünyanın küçük bir köy haline gelmesi, gözden uzak olan ‘komşu’larımızı da görmemizi gerektiriyor. Nitekim, dünyayı sarsan büyük felâketler sonrasında; Türkiye merkezli olarak faaliyet gösteren çeşitli dernek ve vakıflar, Türkiye’deki hayır severlerden topladıkları yardımları gözden uzak olan bölgelerdeki ‘insan’lara ulaştırmaya çalıştı.
Ramazan ve Kurban Bayramlarında artan bu yardım çalışmalarının biri de, bu yıl Ramazan ayının ilk günlerinde İHH İnsanî Yardım Vakfı tarafından Myanmar’da gerçekleştirildi.
Biz de, İHH’nın yardım çalışmalarını yerinde görmek maksadıyla vaki olan dâveti kabul edip İHH Asya Masası Koordinatörü Şenol Öztürk’le beraber 25 Ağustos 2008 gecesi Tayland’ın başşehri Bangkok’a hareket ettik.
Tayland, Türkiye’ye göre daha ‘doğu’da olduğu için arada 4 saat zaman farkı var. 10 saati aşan yolculuk sonrasında öğlen saatlerinde Bangkok havalimanına indik.
BANGKOK HAVALİMANINDA MESCİD
Tayland’ın başşehri Bangkok’daki Suvarnabhumi Havaalanı, Güney Asya’nın en büyük havaalanı olarak Eylül 2006 sonu itibariyle hizmete açılmış. Havaalanı, Bangkok’un 24 km doğusundaki Samut Prakarn bölgesinde, 3.200 hektarlık bataklık bir alan üzerine inşa edilmiş.
Havalimanına indikten sonra pasaport kontrolüne doğru giderken “Prayer Muslim Room” yön levhasını görünce doğrusu önce şaşırdım. Resmî dini Budist olan ve Müslümanların azınlık olarak yaşadığı bir ülkede, başşehirdeki bu büyük havalimanında nasıl olmuş da mescid açılmış? Hadi açıldı, adım başı mescidin ‘reklâmı’nın yapılması, yön levhalarıyla işaret edilmesi sürpriz değil mi? Nasıl olmuş da Tayland’da irtica hortlamamış?
Yolculuğumuz esnasında şahit olduğumuz pek çok hadise, bazı şeylerin Türkiye’de yanlış tartışıldığını düşündürdü.
TÜRKLER İŞVEREN
Dünyanın her yerinde olduğu gibi Tayland’da da Türk işadamlarına rastlamak mümkün. Bangkok’ta ticaretle meşgul olan çok sayıda Türk işadamı var. Cengiz Bey de başarılı işadamlarımızdan biri. Sağolsunlar, Tayland’da bize yardımcı oldular. Bangkok’ta bir iş hanında değerli taşların yapıştırılmasında kullanılan çok özel bir ürün satıyor. Hatta aynı işhanında başka bir girişimcimiz de faaliyet gösteriyor.
BANGKOK SOKAKLARINDA KUR'ÂN SESİ
Geç vakitte akşam namazını kılmak için Harun Mescidi’ne doğru yöneldik. Camiye yaklaştıkça derinden bir Kur’ân sesi yankılandığına şahit olduk. Merakla biraz daha yaklaşınca, Kur’ân okuma sesinin camiye bitişik bir binadan geldiğini gördük. Merakla binaya girdik ve yaş gruplarına göre ayrılmış 3 odada, çocukların Kur’ân öğrendiğini gördük. Türkiye’den geldiğimizi ifade ederek, ‘gece kursu’ olup olmadığını sorduk. Çocuklar gündüz okullara gittiği için, Kur’ân eğitimi ancak gece verilebiliyormuş. Tabiî bu durum, okulların devam ettiği aylarda geçerli. Yaz tatillerinde de Kur’ân eğitimi zaten devam ediyormuş.
Turizme kapılarını sonuna kadar açan Tayland’ın, müstehcenlik ve fuhuş noktasında olumsuz bir imajı var. Böyle bir yerde, gece vakti çocukların Kur’ân öğrenmelerine şahit olmak bizim için gerçekten sürprizdi. Tebrik edip oradan ayrıldık.
‘HELÂL LOKANTA’LAR VAR
Tayland, Budist bir ülke olduğu için istediğiniz her yerde yemek yemeniz mümkün değil. Müslümanların ihtiyacını karşılamak için ‘helâl sertifikalı ürünler satan’ lokantalar var. Böyle bir lokanta aradık ve bulduk. Yemekler ‘helâl sertifikalı’ olsa da ağız tadı farkı olduğu için yemeklerine alışmamız kolay olmadı. Filistin-Suriye yemekleri yapan bir lokantaya gittik ve namaz vakti de olduğu için ‘mescid’ olup olmadığını sorduk. Lokanta sahibi hemen bir seccade getirip lokantanın bir köşesine serdi ve orada namazımızı eda ettik. Bizde olsa, müşteriler varken lokantanın bir kenarında namaz kılmak ‘ayıp’ olur diye talep sahibini camiye gönderirler...
‘HARUN MESCİDİ’ BU TARAFTA
Bangkok’ta da çok sayıda cami bulunuyor. Havalimanından şehre gidinceye kadar 5-6 camiye rastladık. Şehrin merkez semtlerinden birinde de “Harun Mescidi” bulunuyor. Türkiye’de bile pek rastlamadığımız bir uygulamaya şahit olduk ve sevindik. Caddelerde, camileri, mescidleri gösteren ‘yön levhaları’ bulunuyor. Düşünün, Müslümanlar azınlık ve bu ülkedeki caddelerde camilerin yerini gösteren levhalar bulunuyor. Elbette dünya şartlarında ‘normal’ olan bu uygulama, Türkiye penceresinden bakınca ‘sürpriz’ ve şaşırtıcı geliyor.
|