Kürsî; kelime olarak taht ve koltuk, yani oturduğu ve hâkim olduğu ve hükmettiği yer; mecâzî anlamı ile güç ve hâkimiyet anlamına gelmektedir. Allah’ın kürsîsi, hüküm ve hâkimiyetini sembolize eder. (Bakara, 2:255)
Yüce Allah’ın hüküm ve hâkimiyeti o derece mükemmeldir ki, yedi semâ ve onun misli olan arz, bir kalkanın içine atılan bir dirhem gibi kalır. Aynı şekilde Allah’ın arşı içinde kürsînin durumu da bir çöle atılan bir yüzük gibi kalır. (İbn-i Kesir, Tefsir, 1:309) Nitekim “Âyete’l-Kürsî” âyetinde “Kürsînin sema ve arzdan daha geniş olduğu” ifade edilir. Buna göre Allah’ın ilmi, hükmü ve hâkimiyeti her şeyi kuşatmıştır.
Yüce Allah’ın Kur’ân-ı Kerim’de ifade ettiği “Kürsî”, “Yed”, “Arş” gibi ifadeleri maddî birer cisim olarak anlamak doğru değildir. Bu terimler Kâbe’ye “Beytullah”, yani Allah’ın evi demek gibi mecaz ifade eder. Yüce Allah’ın “Tenezzülât-ı İlâhiye” tâbir edilen insanların anlayışına göre kendi hüküm ve hâkimiyetini anlatmak için buyurduğu ifadelerdir.
Bakara Sûresi’nin 255. âyetinde; yüce Allah’ın hüküm ve hâkimiyetinin yüceliği, varlıkların ona itaati ve onun varlıklar üzerindeki hüküm ve hâkimiyeti, hiçbir şeyin Onun izni ve şefaati olmadan hareket edemeyeceği, hüküm ve hâkimiyetinin her şeyi kuşattığı ve her şeyin onun bilgisi ve tasarrufu ile olduğu, bütün işlerin Onun kudreti ile gerçekleştiği, her şeyin hıfz ve himayesinin Ona ait olduğu ve bütün bunların Ona çok kolay olduğu, Onun ise her şeyden yüce olduğu anlatılmaktadır. Yüce Allah’ın ulvî sıfatlarından ve kâinattaki hüküm ve hâkimiyetinden bahsettiği için Peygamberimiz (asm) bu âyete “Âyete’l-Kürsî” ismini vermiş, her zaman okunmasını istemiş ve her namazdan sonra okunmasını da emretmiştir.
Sahabelerden biri bir gün Peygamberimize (asm) “Kur’ân’da bulunan en faziletli âyet hangisidir?” diye sormuş, Peygamberimiz (asm) “Âllah’u Lâilâhe illâ huve’l-Hayyu’l-Kayyûm…” buyurmuşlardır. (Müslim, Müsafirîn, 258; Ebû Dâvûd, el-Huruf ve’l-Kiraa, 35; Ahmet b. Hanbel, 5:142) Yine “Kur’ân’da en faziletli âyet Âyete’l-Kürsî’dir, bu âyet hangi evde okunursa oradan şeytan kaçar” (Tirmizî, Fezâilu’l-Kur’ân, 2) buyurarak bu âyetin okunduğu ve anlamının bilinerek buna göre hareket edilip Allah’a sığınıldığı yerde şeytanın ve fikirlerinin barınamayacağını ifade etmişlerdir.
Bu yüce âyet, yüce Allah’ı, kâinatı idare eden ve her şeyi koruyan, hıfz ve himaye eden sıfatları ile tanıtarak, Allah’ın kâinatı bir hane ve bir bahçe gibi idare ettiğini anlattığı için Peygamberimiz (asm) bu âyete “Âyetü’l-Kürsî Kur’ân âyetlerinin şâhıdır” (Tirmizi, Fedailu’l-Kur’an, 2) buyurmuştur.
Yine ilmin başı ve hakikati Allah’ı kemal sıfatları ile tanımak ve her şeyin onun idare ve tasarrufunda olduğunu bilmek ve iman etmek olduğu için bu âyeti bilen Ka’b b. Ubey’in (ra) göğsüne sevinçle vurarak “Ey Ebu Münzir! İlim sana kutlu olsun” buyurmuşlardır. (Ebû Davud, Vitr, 17)
“Âyete’l-Kürsî”, bizlere “Tevhid Hakikati”ni ders vermektedir. Tevhidin sembolü olan “Lâ İlâhe İllallah” kelime ve kelâmının hakikatini ve anlamını bu âyet çok güzel izah etmektedir. Bu da yüce Allah’ın “Hayy”, “Kayyum”, “Aliyy” ve “Azîm” isimleri ile anlatılmaktadır. “Hay” ve “Kayyum” ile başlayıp “Aliyy” ve “Azîm” ile bitmesi de araştırılmaya ve anlaşılmaya değer. Demek yüce Allah’ın kâinattaki hâkimiyeti ve hükmetmesi, daha ziyade bu esmâ ile ilgilidir. Sonuçta ise her şey “Lâ ilâhe illa hû” diyerek Onun birliğine teslim olmaktadır.
Gerçekten de düşünüldüğü zaman kâinatta herşey hayata hizmet etmektedir. Bediüzzaman Hazretlerinin 30. Lem’ada izah ettiği İsm-i Hayy bahsi ve hayatın devamını sağlayan “Kayyum” isminin kâinattaki tasarrufu, kâinatta yüce Allah’ın idare ve tasarrufunun mükemmel şekilde işlediğini göstermektedir. Hayatı veren ve hayatın ihtiyaçlarını karşılayan ve hayatı devam ettiren yüce Allah’ın, bunu ne derece kolay ve rahat yaptığını herkes gözü ile görmektedir. Hayatın gayesi ise, hayatı veren yüce Allah’ı iman ile tanımak ve Ona ibadet ile itaat edip teslim olmaktır. Bu hakikati anlayan bir insan, elbette “Ayete’l-Kürsî”nin kalbine açtığı pencere ile yüce Allah’ın kâinattaki hüküm ve hâkimiyetini görecek, anlayacak ve “Lâ ilâhe İllallah” diyerek Ona teslim olacaktır.
06.09.2008
E-Posta:
[email protected]
|